Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Ömer Erbıyık

Ömer Erbıyık

Baktığım Yerden

Türkiye, ABD'yi tehdit eden ülke mi?

Nerede kalmıştık?

Rusya'dan alınan S-400'ler gerekçe gösterilerek, Türkiye'ye uygulanacak CAATSA yaptırımlarının yer aldığı "ABD Ulusal Savunma Yetkilendirme Yasa Tasarısı",

09 Aralık 2020 tarihinde "Temsilciler Meclisi" ve 11 Aralık 2020 tarihinde de "Senato"dan büyük bir çoğunluğun oyu ile geçmişti.

 

***

 

CAATSA, Amerika'nın hasımlarıyla yani düşmanlarıyla "Yaptırımlar Yoluyla Mücadele Yasası"dır.

Söz konusu yasa,"Rusya, Çin, Kuzey Kore, İran, Küba ve Venezuela" gibi ABD'nin tehdit olarak gördüğü ülkeleri kapsıyor.

ABD, bu ülkelere uyguladığı yaptırım paketini, Türkiye için de yürürlüğe koymaya karar verdi.

Yani CAATSA yaptırım paketinde ABD Türkiye'yi İran, Kuzey Kore gibi düşman statüsüne sokmuş oldu.

 

***

 

ABD Türkiye'ye;

"S-400'leri ülkenden çıkaracaksın."

Kısacası;"Ya Rusya'yı ya da ABD'yi tercih edeceksin" diyor.

 

***

 

Türkiye ise bağımsız bir ülke olarak bu talebin kabul edilemeyeceğini savunsa da ABD, Türkiye'nin "hem ekonomik hem de daha bir çok konuda" çok zor durumda olduğunu hem biliyor, hem de görüyor.

 

***

 

Türkiye Amerika'nın isteklerini kabul ederse Rusya'yı, kabul etmezse ABD kızdıracaktır.

Her iki sonuç da Türkiye'ye bir bedel ödetecektir elbette.

 

***

 

Adnan Menderes döneminde başlayan ABD'ye boyun eğme halen devam ettiğine, ABD öksürdüğünde biz zatürre olduğumuza göre

S-400'lerin alımına karar veren bugünkü yöneticilerimiz, bu durumlara gelineceği işin başında bilinmesine rağmen hangi akla hizmet ülkemizi böylesi bir çıkmaza sokmuştur?

 

***

 

ABD ve NATO, Rusya'yı da tehdit olarak kabul etmektedir.Türkiye'nin NATO standartlarıyla uyum sağlamayan bir Rus sistemini almasına karşı çıkmakta, S-400'lerin, F-35 savaş uçaklarının kritik teknik bilgilerini ve zaaflarını tespit edebileceği, Rusya'nın da bu bilgilere erişebileceğini iddia etmektedirler.

 

***

 

Rusya-NATO ilişkileri, 2008 yılındaki Rusya-Gürcistan Savaşı ile sarsıntı geçirse de esas olarak 2014 yılında Ukrayna'da yaşananlar ve Ukrayna'ya bağlı bir yarımada olan Kırım'ın Rusya tarafından ilhak edilmesi ile tamamen kopmuştur.

Rusya'nın Karadeniz ve Doğu Akdeniz havzasındaki nüfuz alanını hızla genişletme gayreti ABD ve NATO'yu ciddi anlamda rahatsız etmektedir.

 

***

 

ABD ve NATO'nun Rusya ile ilişkilerinin ise Soğuk Savaş'tan bu yana en düşük seviyede olduğunun da altını çizelim.

Ayrıca 27 AB ülkesinin 21'inin NATO üyesi olduğunu burada ifade etmek isterim.

ABD ve NATO'nun birlikte hareket edeceği düşünülürse S-400'leri almış olmamız "Türkiye AB ilişkilerini" de elbet olumsuz etkileyecektir.

 

***

 

NATO ve ABD'nin Türkiye'ye karşı hasmane tutumları elbette inkar edilemez.

Ancak mevcut koşullar gözünü alınarak S-400'lerin alınmasına karar verenleri, duruma  bir de "NATO gözüyle de bakmaları gerekiyor" diye de düşünüyorum.

S-400 alımının ABD ve NATO tarafından yalnızca olumsuz karşılanmayıp aynı zamanda bir meydan okuma olarak da algılanacağı kesindi.

 

***

 

Şimdi "S-400'lerin alınmasının yarattığı" en önemli konuya değinelim.

Yani F-35 savaş uçaklarına.

ABD, 1998 yılından itibaren F-35 savaş uçağının üretimine başladı.

Türkiye bu projede bu uçakların bazı parçalarının üretiminde yer almaktaydı.

 

***

 

Türkiye'nin hedefi;TSK'leri envanterinde bulunan savaş uçaklarını, F-35'lerle değiştirmekti.Üretilecek olan bu uçaklardan 100 adet satın  alınacağı ifade edilerek 1.25 milyar dolar da ABD'ye peşinen ödemişti.

 

***

 

2000 yılının başından beri TSK'nin envanterine  yeni bir savaş uçağı girmemiş olduğunu da burada hatırlatmak isterim.

 

***

 

Türkiye'nin S-400'leri alması üzerine ABD, Türkiye'ye CAATSA yaptırımları uygulamaya başladığı gibi F-35 savaş uçaklarının "Türkiye'ye satılmayacağını" açıkladı.

Bununla kalmadı "Türkiye'yi bu uçakların ortak üretim programından" da çıkardı.

Türkiye'de üretilen parçalarının üretimi için de başka ülkelerle dahi anlaştı.

F-35 üretiminden Türkiye'nin çıkarılmasında Türkiye'nin kaybının "dokuz milyar dolardan fazla" olacağı da açıklandı.

 

***

 

CAATSA yaptırımları ilk kez bir NATO üyesi ülkeye karşı uygulanmaktadır.

CAATSA yaptırım paketinden hangileri seçilirse seçilsin, bunlardan doğrudan ve dolaylı olarak  "Türk Savunma Sanayii ve Türk Silahlı Kuvvetleri" olumsuz etkilenecektir.

 

***

 

Türkiye, Suriye ve Libya'da karşı karşıya geldiği Rusya ile ilişkilerini daha da germemek ve de Rusya'nın turist göndermeme tehditini de göz önüne alarak S-400'leri alınmış olabilir.

Kısacası S-400'leri almak, Rusya'nın memnuniyetini satın almaktan başka bir şey değildi.

 

***

 

"Kırılgan ekonomisi,"

"TSK'nin, bugünkü siyasi iradenin de siyasi desteğiyle "Fetö marifetiyle" yıpratılmış olması" ve bugüne kadar uygulanan

"Yanlış dış" politikalar yüzünden yalnızlaşmış bir Türkiye.

İşte bütün bunların toplamının ülkemize yarattığı zafiyetler, Türkiye'nin emperyalist güçlerin ve batının uydusu olmaya devam edeceğini gösteriyor.

 

***

 

Rusya dahil emperyalist güçlerin ve batılı ülkelerin kirli oyunları, kirli ittifakları, menfaatleri doğrultusunda dayatmaları, müttefikliğe sığmayacak gayri ahlaki ve şeytanca  tutum ve davranışları ancak Türkiye; "Güçlü bir ekonomiye"

"Güçlü bir savunma sanayiine" ve de

"Eskiden olduğu gibi liyakatli personele sahip daha güçlü bir orduya" kavuştuğunda bozulacaktır.

 

***

 

Türkiye, Yunanistan'da  S-300 füzelerin bulunduğunu söylemesine rağmen ABD, yaptırımların kalkması için Türkiye'nin topraklarında S-400 bulundurmaması gerektiğinde ısrarcıdır.

 

***

 

Kıbrıs Rum Yönetimi S-400'ün bir önceki modeli olan S-300 füzelerini 1997 yılında Rusya'dan almıştı.

Rumlar zaten NATO üyesi bir ülke de değildir.

Böyle olmasına rağmen Türkiye'nin tepkileri ve ABD baskısı ile Yunanistan'a devretmek zorunda kalmıştı.

Yunanistan da, bu füzeleri Girit'e taşıyarak orada depolarda tutmaktadır.

 

***

 

İsrail'in elinde F-35' uçakları vardır.

Yunanistan ve BAE bu uçaklardan almak için çalışmalar yapmaktadır.

Neticede Türkiye üzerinde bu ülkelerin

Doğu Akdeniz'de Türkiye'ye karşı tehditleri artacaktır.

Hatta Yunanistan'ın Ege'deki hava gücünün de etkisi daha da artmış olacaktır.

 

***

 

Bugün ciddi anlamda "ekonomik sıkıntıda" olan ve "yanlış  dış politikalarla" yalnızlaşmış bir Türkiye.

ABD'de devam eden "Halkbank davası".

Haklı olduğumuz "Doğu Akdeniz davamızda" ABD, İsrail, Arap ülkeleri ve AB'nin bazı ülkeleriyle olan çıkar çatışmalarımız.

Hiç bir milli menfaatimizde yanımızda olmayan ABD ve NATO.

1915 olaylarına "Soykırım" diyen bir Amerika.

S-400 'lerle ilgili taleplerinden asla geri adım atmayacak bir yapıya sahip "Biden".

ABD'nin "PYD/PKK terör örgütüne sağladığı büyük desteği ve ikiyüzlü tutumu"da hatırlayalım.

 

***

 

S-400'ler aktif hale getirilirse ABD'nin yaptırımları daha da ağırlaştıracağı, bu durumun zaten yüksek olan dövizi  daha da yükselterek Türkiye'nin başını hayli ağrıtacağı beklentisinden dolayı 2.5 milyar dolar ödenmiş S-400'ler depolara konup bugünkü gibi atıl durumda bekletilerek ortak akıl olmadan verilen bir kararın bedeli ödenecek gibi gözüküyor.

 

 ***

 

Türkiye hem S-400'leri, hem de F-35'leri alamazdı.

Birinden birini tercih etmek zorundaydı.

S-400'lerin alımının F-35'e darbe vuracağı düşünülmeliydi.

 

***

 

Türkiye'nin, istediği  ülkeden ihtiyaç duyduğu bir silahı elbette alma hakkı vardır.

Ancak bunu yaparken gelecekte yaşanabilecekleri de değerlendirmek zorundaydı.

Stratejik yaptığınız yanlışları bundan sonra atacağınız doğru taktiklerle düzeltemezsiniz.

"Göz göreni, beyin olacağı görürmüş.

Olacağı göremeyen beyinlere ne diyelim?"

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları