Millî Piyango’nun çekilişi sonrası Varlık Fonu'na aktarılan 75 milyon TL'lik paranın SMA hastası çocuklar için kullanılmasına yönelik kampanyaya tepki gösterdi Sağlık Bakanı Fahrettin Koca…

Koca, Çin aşısının Faz 3 çalışmaları sonuçlanmadan ithal ederek vatandaşını kobay yerine koyan başka bir iktidarmış gibi, ''Kirli kampanyaya alet olmayacağız. İlaç şirketlerinin baskısı ile çocuklarımızın kobay olarak kullanılmasına izin vermeyeceğiz" dedi…

AKP Sözcüsü Ömer Çelik ise, Koca’ya destek vererek, “Bir devlet, çocuklarını göz göre göre kobay olarak kullandırır mı?” şeklinde konuştu…

Şu pozlara bakın! Halk sağlığını ve çocukları korumada ne de hassas bir iktidarımız varmış meğer…

Domuz gribi salgınında da Hıfzıssıhha tarafından bozuk raporu verilen aşıları layık görmüşlerdi bu millete. Bu gerçeği ortaya koyan MHP’li Osman Durmuş o dönem halkın nasıl kobay yapıldığını anlatmış ama arkadaşlar Durmuş’u aşı karşıtlığıyla bile suçlamışlardı…

Her şey bir tarafa! Şeker fabrikalarının kapısına bir bir kilit vurulması bile yeter iktidarın “çocuklarımızın kobay olarak kullandırmayacağız” çıkışındaki samimiyetsizliği, şovu anlatmaya…

Öyle ya, şeker pancarının piyasadaki alanını daraltıp, insan beslenmesi için uygun olmayan Nişasta Bazlı Şeker’i -NBŞ- (mısır şurubu) halka dayatırken neredeydi o kobay hassasiyeti?

ABD mesela… 1990’larda şeker üretimini pancar/şeker kamışından yüksek fruktozlu mısır şurubuna kaydırdı. Şeker taklidi yapan bu endüstriyel ürün meşrubattan hamburgere kadar her şeye sokuldu, tokluk hissi vermediği için tüketim daha da azdırıldı.

Sonuç; obezite, diyabet, ve hipertansiyonla seyreden metabolik sendrom hastalarının oranı fırladı, ulusal bir alarm durumu oluşturuldu. Böbrek, karaciğer ve pankreas hastalarındaki bu olağanüstü artışın nedenini engellemek yerine, bu kez ilaç endüstrisi yeni ilaç geliştirerek, klinik araştırmalar yaparak ve halkın “farkındalığını artırarak” ortaya çıkan rezalete bilerek ya da bilmeyerek ortak edildi.

Şimdi aynı rezalet, ABD’li Cargill firması için 2002 sonrasındaki kota artışlarıyla ülkemizde de pazarlanıyor…

2013’te yapılan düzenleme sayesinde NBŞ kotasını sınırsız artırma yetkisine sahip iktidar. Nişasta bazlı şekerler, bu düzenlemede ‘diğer şekerler' gibi belirsiz bir kavram ile tanımlanıyor. AKP'nin işlediği kabahati kamuoyunun algısından kaçırmanın tanımı da diyebiliriz tabii…

Gıdalardaki şeker oranını belirleyen T.C. Şeker Kurumu da NBŞ uğruna kapatıldı, çocuklarımızın kobay olmasına izin vermeyecek iktidarımız tarafından.

NBŞ deyip geçmeyin…NBŞ için kobay yapılan fareler arasında eşcinsel olanlar, cinsiyet değiştirenler ve kısır kalanlar gözlemlendi.

Ve eğer, yakın gelecekte 3-5 yaşındaki çocuklarda kanser hastalığı artarsa arkasında yine başka bir şey olmayacak bilin…

Sizin anlayacağınız, AKP’nin şeker politikası yüzünden daha tüyü bitmemiş çocuklarımızı zaten ilaç şirketlerine kobay olma tehlikesi bekliyor…