Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Ömer Erbıyık

Ömer Erbıyık

Baktığım Yerden

TSK'lerinde Harbiyeli olmak. TSK'lerinde asker olmak-2-

Nerede kalmıştık?

Devam edelim.

Atatürkçü subayları tasfiye etmek maksadıyla 2012 yılında bir ay içerisinde alelacele "Kadro Değişikliği" yaparak Güneydoğu ve Doğu'nun bir çok ücra köşesinde "TSK'nın ihtiyacı olmayan alakasız kadrolar" açıp Atatürkçü bir çok albayı buralara göndererek "emekli olmaya zorlayan" komutanlara ne dersiniz?

Yazıklar olsun.

Yazıklar olsun.

Yazıklar olsun.

Biliniz ki bu "sözde" komutanları da unutmadık unutmayacağız da.

Şimdi bunların bir çokları tarihin çöplüğünde yerlerini aldılar.

Bunlar asla özde Harbiyeli olamazlar.

Harbiye ruhu ile yetişmiş olamazlar.

***

Tatbikat ve gece eğitimlerinde, çoğu kez hafta sonu tatillerinde, hatta bir çok tatil günlerinde ilave hiç bir ücret almadan çalıştığımızı, ayda 5-6 defa nöbetçi olduğumuzu, bu nöbetlerden de hiç bir ilave ücret verilmediğini, nöbet bitimindeki günde istirahate gönderilmeyip göreve devam ettiğimizi biliyor musunuz?

Güneydoğu'daki görevlerimizde de hiç bir ilave mesai ücreti almadan çoğu zaman 8 saat değil 24 saat görev yaptığımızı, karakollarda mehmetçikle yatıp mehmetçikle kalktığımızı kaçınız biliyor söyler misiniz kaçınız? Ama bir çoğunuza sorulursa "Doğu ve güneydoğu da askerler çift maaş" alıyor öyle mi?

Güneydoğu görevlerimiz esnasında çift maaş aldığımız "yalanını söyleyen" vicdansızlara yazıklar olsun diyorum.

Hiç mi utanmaz bunlar?

***

Dini bayram tatillerinde sizlerin bir çoğu bu tatilleri hafta sonu tatili ile birleştirerek ana, baba, yakın  ziyaretleri için şehir dışlarına giderken bizler, kahraman mehmetçiklerimizle bayramlaşmak için kışlalardayız. Dini bayram tatillerinde izin ihtiyacı duyup şehir dışına gitmek isteyen biz askerlere bu izinlerinin yıllık izinlerine mahsuben verildiğini acaba kaçınız biliyor?

***

Güneydoğu'daki bir çok görev yerine, her defasında eş ve çocuklarını batıda yalnız başlarına bırakarak giden, bu görev yerlerimizde eş ve çocuklarımızın hasreti ile yıllarca görev yapanlar da bizleriz.

Çocuklarımıza çoğu kez hem analık hem de babalık yapan, onların her türlü sıkıntılarıyla tek başına ilgilenmeye çalışan, "kimsesizliklerini kimselere anlatamayan" gözü yaşlı eşlerimizin ruh halini kaçınız anlar?

***

Küçük olupta babasının yüzünü unutan çocuklar, geceleri yalnızlıktan korkan eşler, bir türlü geçmeyen geceler, küçücük çocuklarının nefesinden cesaret almaya çalışan görünmez kahraman olan eşler,

ana, baba ve yakınlarının cenazelerine dahi yetişemeyen hatta gelemeyen bizler.

***

Çok sık yapılan tayinlerden dolayı sık sık okul değiştirir çocuklarımız.

Her gittiği okula ve arkadaşlarına bu yüzden adapte sorunu da yaşar çocuklarımız.

Eğitim durumu olumsuz etkilenen çocuklarımız.

Bütün bunlar ve baba özlemi ile psikolojisi bozulan yine bizim çocuklarımız, yine bizim çocuklarımız.

***

Orduevlerine girebilmek için maaşlarımızdan her ay para kesildiğini, emekli subay ve astsubayların yıllık bandrol parası ödemeden orduevlerine alınmadığını, çocuklarımız evlenir evlenmez jet hızıyla  askeri kimlik kartları iptal edilerek orduevlerine alınmadığını kaçınız bilirsiniz?

Acaba bu jet hızı ile askeri kimlik kartı iptalini sağlayan komutanlar, ordu içerisindeki FETÖ'cü subay, astsubayları tespit etmede neden bu jet hızı reaksiyonu gösteremediklerini de onlara sormak gerekir.

***

Her kurumun mesleklerinden dolayı bir çok maddi avantajları, sosyal tesisleri olmasına rağmen bunlar söz konusu edilmezken, Orduevleri gözünüze batar.

Orduevlerinde içtiğimiz bir bardak çayın parasını bile vicdansızca eleştirirsiniz.

***

Sizlerin çok büyük bir bölümü mesleğe bir il ya da ilçede başlayıp ya mesleğe başladığı yerde veya en fazla bir iki yer değiştirdikten sonra emekli olurken, biz askerler meslek hayatı boyunca 10-11 defa tayin gördüğümüzü, her tayinde eşyalarımızın zarar görüp bir çoğunu attığımızı hiç dile getirmezsiniz.

Tayinlerde devlet asla ve asla evden eve nakliyat parası bize ödemez.Eşyalarımızı kendimiz toplar kendimiz yerleştiririz. Bir evin kaç günde toplandığını, çekilen o sıkıntıları kaçınız bilir ki?

***

Tayin olup gittiğimiz yerde ev bulana kadar ailece kaldığınız otel parasını da devlet bize ödemez.

Eğer lojman puanımız yeterli ise bütün memurlara tanınan haklar gibi bizlerde lojmanda oturabiliriz.

Ancak puanı yeterli olmayan bir subay veya astsubay hangi rütbede olursa olsun asla lojmanda oturamaz.

Dışarıda oturan silah arkadaşlarımız da terör örgütlerinin hedefidirler.

Haberlerde ise dışarıda oturan asker kişilerin şehit edildikleri, ya da saldırıya maruz kaldıkları ya hiç söylenmez, ya da şöyle böyle geçiştirilir.

***

Bir çok kişinin utanmadan "subaylar bedava lojmanlarda oturuyorlar, hatta elektrik, su ve yakıt  ücreti ödemiyorlar." yalanını söylemeleri ise bizleri kahreder.

Unutmayınız ki, bunların paralarının hepsini kuruşu kuruşuna öderiz.

Şu anda bir çok yerde askeri lojmanlar "devlet ödenek ayırmadığından" çok eski, kırık, dökük ve de çok bakımsızdır.

Eğer lojman çıkarsa buraları kendi paramızla adam etmeye çalışırız.

***

Kantinlerimizden aldığımız ürünlerin ücretini ödeyerek alışveriş ederiz.

Sivildeki bazı kişiler kantinlerden ücret ödemeden ürün aldığımızı vicdansızca dile getirirler.

Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olanlar, hele ki askere husumet besleyenlerin bu çirkin ifadelerini de sık sık duyarız.

Yazıklar olsun demekten başka bir şey demek gelmiyor içimden.

***

Puanı yetmeyen birçok subay askeri kamplarda kalamazlar.

Kendilerine o yıl kamp çıkanlar ücretini ödeyerek askeri kamplara giderler. Bu kamplardaki fiyatlar da bir çok kurumun aynı ayardaki sosyal tesisinden daha pahalıdır.

Kamptan bir kez yararlandığımızda yıllarca kamp çıkmadığını kaçınız bilir?

Eğer kamptan günü birlik yararlanmak istersek ücret ödemeden askeri kamplara asla biz askerler alınmaz.

***

Orduevleri'nde de dışarıdaki otellere yakın oranda ücret ödeyerek "Eğer yer varsa" kalabiliriz.

Ama şunu da biliniz ki çoğu zaman gittiğimizde "yer yok" derler. Bunlardan hiç haberiniz var mıdır?

Neden "yer yok" dendiğini de ilgili komutanlara sorunuz.

Diğer meslek gruplarının kampları, kantinleri, otelleri ise nedense hiç de gözlerinize batmaz.

***

Her ay maaşlarımızdan OYAK'a para kesilir.

OYAK'a kesilen para devletin eşantiyondan subay ve astsubaylara verdiği bir para asla değildir.

OYAK'taki paralar bizlerin alın teri ile kazandığımız, maaşlarımızdan her ay kesilen birikimlerimizdir.Bu durum iyi bilinmelidir.

OYAK'tan aldığımız parayı da hesaba katarak "Askerler emekli olunca fazla emekli parası alıyorlar" diyerek Oyak paramıza göz dikenlerin vicdanları hiç mi sızlamaz?

***

Bir çok memura belli dönemlerde ilave maaş artışı, özlük haklarında iyileştirme yapıldı ve de yapılıyor da. Maaşlarına sık sık zam yapılan memurları, bu zamları yapan siyasi irade gayette iyi bilir.

Vatanı korumak, bu uğurda şehit  olmak söz konusu olunca "birinci hatta"

nimetler, ilave maaş zammı söz konusu olunca "ihtiyatta" olduğumuzu da gayet iyi biliriz .

Kısacası nimetlerde "üvey evlat" gibiyiz.

***

Hangi asker, asker eşi, çocukları, damatları, gelinleri ve de yakınları köşeyi dönmüştür söyleyen var mı?

Ama  bir de geçmişten itibaren bir çok siyasetçilerimize, onların damatlarına, çocuklarına, gelinlerine, dünürlerine yandaşlarına bir bakınız.

Yeri gelince ;

"Bal tutan parmağını yalar."

"Yiyorlar ama çalışıyorlar." dersiniz.

Devletin malı bal değildir.

Bunda fakirin, fukaranın kısacası 83 milyonun hakkı vardır. Biz askerler ise yemez ama çalışır.

Allah haram lokma boğazımızdan geçirmesin.

***

Sonuç olarak;

Askerlik bizler için bir meslek değil yaşam tarzıdır. Görev her şeyden önce gelir.

"Semalardan ay yıldızlı bayrak inmesin, milletimizin kulaklarından ezan sesi silinmesin."

diye göğüsümüzü düşmana karşı milletimize siper ederiz.

"Bizler vatan için ölmeye hazır harbiye ruhu taşıyan kişileriz. Bizler Askerleriz.

Vatan söz konusu olunca bizim için her şey teferruat olur."

 

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları