Taha Akyol: "'Merkez Bankası sisteme uyarlandı"

Taha Akyol: "'Merkez Bankası sisteme uyarlandı"
Karar yazarı Taha Akyol, TCMB kanununda KHK’larla yapılan değişiklikleri köşesine taşıdı. Akyol, "Merkez Bankası (TCMB) nihayet cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine uyarlandı" ifadelerini kullandı.

Taha Akyol, Merkez Bankası kararları ile ilgili olarak eleştirilerini kaleme aldı. Akyol yazısında, "Bugünkü sistemde Merkez Bankası’nın bağımsızlığı için kanun yetmiyor, anayasaya yazmak lazım" dedi.

İşte Taha Akyol'un 'Merkez Bankası sisteme uyarlandı' başlıklı yazısı:

Merkez Bankası (TCMB) nihayet cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine uyarlandı. Önce TCMB kanununda KHK’larla değişiklikler yapıldı, sonra Başkanı ve Genel Müdürlerinin değiştirilmesiyle uyum tamamlandı.

Evvela, merkez bankacılığı uzmanı iktisatçı Prof. Selva Demiralp’ın son atamalarla ilgili tivitini görelim:

“Çok saygın bir uluslararası dergide yayınlanan bir makalede beraber çalıştığım dört TCMB iktisatçısından iki tanesi geçmiş senelerde yurtdışına gitti. Geriye kalan ikisi dün itibariyle görevden alındı. İleriye dönük tablo ortada. Çok yazık.

Merkez Bankacılığı tecrübe ile öğreniliyor. En iyi okuldan doktora da alsanız görev başında pişmeniz lazım. Bunca tecrübeli insanın kızağa çekilmesi çok üzücü.”

SICAK KAVGALAR

İktidarla Merkez Bankası arasındaki gerilimlerin seçimlerle yakın alakası var. 

Ağustos 2014’teki Cumhurbaşkanı seçimlerine giden süreçte bu gerilim yaşandı. Merkez Bankası “enflasyon tehlikesi var” diyerek, 29 Ocak 2014’te faizde yükseliş yapmıştı. Başbakan Erdoğan faizi eleştirdi, bu tavrını sürdürdü.

7 Haziran 2015 seçimleri sürecinde Cumhurbaşkanı Erdoğan tavrını sertleştirdi:

“Bize karşı bir bağımsızlık mücadelesi veriyorsun da başka bir yerlere karşı bağımlılığın mı var? Bir de bunu söyle.’’ (25.2.2015)

“Vatanı satmak, yüksek faizle, yüksek enflasyonla, kötü yönetimle ülkenin ve milletin kaynaklarını heba etmekle olur” (27.2.2015)

Cumhurbaşkanı Erdoğan her şart altında ve sürekli olarak “düşük faiz” tezini savundu, bunun için çok sert ifadelerle Merkez Bankası’nı eleştirdi.

Başbakan Yardımcısı Ali Babacan ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ise TCMB’nin bağımsızlığını, savundular…

Babacan para politikaları konusunda “tek yetkili Merkez Bankası’dır” şeklinde konuşmalar yaptı. (13.3.2015)

Şimşek’in “Merkez Bankası’na güvenimiz tamdır” diye konuşmaları oldu. (14.2.2015)

Babacan ve Şimşek kabine dışında bırakıldı, Merkez Bankası Kanunu’nda KHK’larla değişiklikler yapıldı, atamalarla yönetim değiştirildi. Artık TCMB’in siyasi irade ile uyumlu çalışması bekleniyor.

ÇATIŞAN TEZLER

Erdoğan döviz ve enflasyon trendleri ne olursa olsun daima düşük faizi savundu, bunun piyasayı ve yatırımları canlandıracağını söyledi.

Babacan, Şimşek ve Merkez Bankası yöneticileri ise, kur ve enflasyonda yükselme eğilimi gördüklerinde bunu frenlemek için faiz artırımıyla TL’yi desteklemeyi savundular.

Modern iktisatta da “faiz” tek başına iyi veya kötü değildir, bir “para politikası aracı”dır: Durgunluk varsa canlandırmak için düşük faiz iyidir. Fakat kur ve enflasyon tırmanıyorsa ekonomiyi soğutmak, milli parayı güçlendirmek için yüksek faiz iyidir.

Merkez Bankalarının hukuken bağımsız kılınmalarının temelinde bu bilimsel tespit vardır.

Osmanlı’dan beri Türkiye’de yüzyıllardır dış ticaret açığı ve ağır dış borçlanma sorunu vardır. “Döviz”in ateşi yükseldiğinde yüksek faizle ‘tedavi’ edilir, 2018’in sıcak yaz aylarında yaşadık bunu..

Bugün enflasyonda ve dünya şartları itibariyle düvizde iniş var, faiz de hesaplı olarak indirilir tabii. Ama TL daima enflasyonun üstünde ve dövizden fazla getirili olmalıdır.

Nitekim 2018 yazındaki kur ve enflasyon patlamasını TCMB faizleri önce yüzde 17’ye ardından yüzde 24’e çıkararak durdurdu. Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, Merkez Bankası’nın bağımsızlığına güven yaratmak amacıyla “ortodoks iktisatçı” üslubuyla konuşarak şöyle diyordu:

“Merkez Bankası’na ilişkin benim ağzımdan tek kelime duymayacaksınız.” (23.7.2018)

Evet, yüzde 24 faizi kimse eleştirmedi.

MERKEZ BANKASI HAKLIYDI

Merkez Bankacılar kriz bu noktaya gelmeden döviz ve enflasyonu frenlemek için faizde hesaplı artışlar yapmak istemiş, seçimlere canlı ekonomiyle girmek isteyen iktidarın tepkisini çekmişlerdi.

Son Başbakan Binali Yıldırım’ın şu sözleri de bunu doğruluyor:

“Geçmişte fazla açılmıştık şimdi biraz toparlayacağız.” (14 Aralık 2018)

Erdem Başçı ve gecikerek de olsa Murat Çetinkaya ve arkadaşları, seçimler için yapılan bu “fazla açılmayı” frenlemek, krizi önlemek için mücadele etmişlerdi, haklı oldukları anlaşılıyor.

Netice: Bugünkü sistemde Merkez Bankası’nın bağımsızlığı için kanun yetmiyor, anayasaya yazmak lazım.

Değerli okurlarımın bayramını tebrik ediyor, hayırlara vesile olmasını diliyorum.

 

 

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Öne Çıkanlar