Fatih Nurullah takma adıyla Uşşaki tarikatı lideri olarak bilinen zat, Sakarya'nın Akyazı ilçesinde müritlerini ağırladığı yazlıkta 12 yaşındaki kız çocuğuna defalarca cinsel istismarda bulunduğunun ortaya çıkmasının ardından Türkiye bir defa daha tarikat, cemaat gibi yapıları tartışmaya başladı…

Ardından, sosyal medyada "Tarikatlar kapatılsın" etkitiyle on binlerce paylaşım yapıldı. Ve bir kez daha sosyal medyanın önemini gördük. Çünkü iktidarın kendini ait hisettiği alanlarda yaşanan bu tarz olaylardaki suçluların adliyeye sevki için önce sosyal medyaya sevki gerekiyor artık…

Ortaya çıkan cinsel istismar olayı, bu tarz yapılarda yaşanan ne ilk sapkınlıktı, ne de sonuncusu olacak.

Peki, diyelim ki tarikatlarda, cemaatlerde bir tane dahi böyle bir olay yaşanmamış olsun. Bu durumda bu sözde dini yapıların kapısına kilit vurulmaması mı gerekir? Hayır…

Sadece cinsel noktada değil, dini açıdan da sapkın yapılar. Her şey bir tarafa, bırakın yaptıklarını, daha en başta varlıklarının dinde bir yeri yok. Çoğu şirk baronu, çoğu İslam'a sapık inançlar entegre eden, dine de insanlığa da zarardan başka bir etkisi olmayan, her yerinden pislik akan şer yuvaları… 

Sahabe, peygamberin kararlarını sorgulayabiliyor, onun kararlarını değiştirebiliyordu. İslam tarihinde müslümanarın ilk savaşının yaşandığı Bedir'de savaş planı üzerinde Hz. Peygamber ile sahabe arasında yaşanan meşhur olay, hem bu durumun hem de İslam'ın akıl ve mantık dini olduğunun en güzel örnediğidir.

Tarikat, cemaat gibi yapılarda ise, şeyhi, şıhı sorgulamak, haşa Allah'a karşı gelmekle eş değerdir! Sorgulanamazlar… Her işlerinde bir keramet, her dediklerinde bir hikmet vardır güya…

Dahası, hergün milli güvenliğimize de tacizlerde bulunuyorlar…

Bu  yapıların pençesine düşen çocuklar, ya cinsel istismara uğruyor ya da vatan haini olarak yetişiyorlar. Bunun en somut halini FETÖ örneğinde gördük…

 FETÖ dışındaki dinci yapıların da, aslında FETÖ'den hiçbir farkları yok! Hepsi, devlete talip! Hepsi Atatürk'e düşman, cumhuriyete düşman!

Buralardaki çocuklara sürekli Atatürk düşmanlığı aşılanıyor, gericilikle beyinleri yıkanıyor! Yani sadece din kisvesi altında insanların namusuna göz dikmiyorlar.

İlahiyatçı yazar Cemil Kılıç bakın ne diyor; "Laiklik ve cumhuriyet karşıtlığı gizli bir ahlaksızlık barındırır. Sapkın arzularını gerçekleştirmek için laik düzeni engel görenler kitleleri KUR'AN ve ALLAH İLE ALDATIRLAR da suret-i haktan görünürler." Cemil hoca haksız mı? Kılıç'ın bu tespiti, aslında laikliğin din karşıtı değil, dini kirli emellerden koruyan bir unsur olduğunu da gösteriyor.

Ne var ki AKP iktidarında Türkiye, parti devletine olduğu kadar bir taraftan da tarikat-cemaat devletine dönüştü. İYİ Parti Antalya Milletvekili Feridun Bahşi'nin dediği gibi, "Bunlar doğrudan tarikat olarak hizmet göstermiyorlar. Vakıf olarak hizmetteler.

Cumhuriyet düşmanı vakıf ve kuruluşlar, sapkın dernekler ihalelere girip devlete sızıyor. Öyle bir duruma geldiler ki girdikleri ihalelerle büyük sermaye gruplarına dönüştüler. Dinini yaşamak isteyenlerin tarikat gibi aracılara ihtiyacı yoktur."

Siz siz olun; Türk istikbalinin evladı olan çocuklarınızı; tarikatların, şeyhlerin, gavsların, hocaefendilerin, Kur'an kursu adı altında faaliyet gösteren merdiven altı yapıların erişemeyeceği bir yere koyun!

Ve devlet, devlet olsun; devlete, topluma zerre faydası olmayan, meczub ve miskinlerin pinekleme kulübü, ihanet yuvası olan bu gibi tarikatlar, cemaatler kapatılsın!