Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Ferit Erden BORAY

Ferit Erden BORAY

Tarihe Tek Gözlükle Bakılmaz

Sığınmacı-Mülteci ya da Göçmenler ne demektir?

Gazali'nin güzel bir sözü vardır: "…Cevizin kabuğunu kırıp özüne inmeyen cevizin hepsini kabuk zanneder." Ne yazıktır ki biz (aydın siyasetçiler) aslında daima hakikatleri arayan ve onu bulduğunda  rahatça söylemeye cesaret gösteren insanlar olmalıyız.

Hatırlanacağı gibi bir Türk Atasözü:

"Göz odur ki dağın arkasını göre,

Akıl odur ki başına geleceği bile,

Er odur ki, alçaktan dura,

Yüksekten bakanlar göz değil"

Ne yazıktır ki, günümüzde "Akıl fukarası" olanlar siyasete soyunduklarında "Dil Ukalası" olurlar. Bu nedenle baktığımızda artık Türkiye'mizi devlet adına yöneten AKP iktidarıdır. Onlar günümüzde öncelikli hale  gelen "Göçmenlik meselesi"ni, bilgi sahibi olmadan ve en azından tarihte yaşananların belgelerle yazılmış olan kitaplarını bile açıp bakmadan hareket etmiştir.

Örneğin değerli dostum, hemşerim Prof. İlber Ortaylı "… Muhacir göçlerin özgün yanı o yıllar Türklerin Aktoprak'ta birleşimleri ve de geçmiş asırların yaşam biçiminden taşıdığı derin izler vardır."

Kabul edilmelidir ki, binlerce kilometrelik atılacak adımlarıyla yeni döneme başlamışlardır. Kuşkusuz yarım yamalak fısıltı haberleri, çoğu defa diğer haberlerden daha uzaklara gitmişlerdir. Bu sebeple günümüzde basın toplumların aynasıdır. Gerek yazılı basın gerek TV'den toplumların birçok konularda açıkça kuşkulu olduğunu görmekteyiz.

Değerli okuyucularım, bilinmelidir ki günümüzde hemen her türdeki olaylar geçmişimizde birebir tüm olanaklarıyla yaşanmıştır. Ancak Devlet olmuş toplumlarda bağımsızlık ve egemenlik yaşamış olan Türki'yemiz varsa ve de biz buna asırlar boyu Vatan diyorsak, düşünmemiz gerekecektir.

Örneğin 70 yıl öncesini  birebir yaşayanlar arasındaki Şair Nazım Hikmet der ki:

"…İnsan vatanını sever, çünkü vatan bir katibin kalemiyle çizilen hatlardan ibaret değildir. Çünkü adı geçen millet, hürriyet, kardeşlik gibi yüce duyguların toplumlaşmasından hasıl olmuş kutsal şuurlu bir vazgeçilmeyen fikirlerdir…"

Kabul edilmelidir ki biz, asırlar öncesinden beri, İç Asya'dan şu ya da bu sebepler sonucu batıya göç ederek, zaman içinde birçok devletleri de kuran bir ulusun insanlarıydık. Konunun tarihsel seyrine de gitmeyelim, ben konumuz olan ve basında adına Mülteciler ya da Göçmenler denilen tanımın kökenleri itibariyle birebir yaşayan ailelerdeniz.

Bilindiği gibi tam olarak önceleri sığınmacılar dili, dini, ırkı ne olursa olsun civarlarındaki diğer millet ya da devletlerin topraklarına kaçarlar, mülteciler ise yine savaş gibi benzer şartlar içinde kalıp zorunlu şartlar sebebiyle kendilerine güven verebilecek topraklara göç etmek zorunda kalanlardır.

Göçmenler ise daha başka bir tanımlamayla geldikleri ülkelerin Göç ve Göçmenler meselesi olarak tanımlanıp, öncelikle yaşamsal güvencelere kavuşurlar. Problem açısından bakıldığında göç kişinin yeni şartlara daha iyi uyum sağlayabilecek amaç maksadıyla ya da bazı hallerde tabi (bağımlı, vatandaş olmak gibi) sebepleri ayırırlar.

Bazı hallerde ise sosyal haklar bakımından iktisadi, bir açıdan da siyasi amaçları sebebiyle başka çevrelerde uyum sağlamayı öncelikli sayarlar. Böyle şartlarda yeni bir millet ya da devletin halklarının arasına katılmayı olağan sayarlar.

(Devam edeceğiz)

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları