Sıcak savaşlardan çıkılıp soğuk savaş dönemi neydi?
Sizlere bana ait olmayan ve sizin de bildiğiniz 20. yy. 'ın büyük lideri Gazi Mustafa Kemal'in 1923 deki sözlerinde:
"Millet boşuna ölmez, kan boşuna dökülmez. Eğer zaferler o milletin hayatında derin değişiklikler yapmaz ise, ona milli güvenlik sağlayamaz ise, bazı budalaların onunla böbürlenmesinden başka bir şeye yaramaz." Demişti. Ne yazık bu böbürlenme sayıları da sözde ATATÜRKÇÜLER tarafından çok kullanılmakta.
Ne yazıktır ki bizler esasında 120 yıldır geçen yakın tarihimizi yeterli belge ve bilgiler ışığında da bilemedik ya da bilinmemiz istenmedi mi? Bütün böyle yaşanmış dönemlerdeki millet şuurunun ne olduğunu ve dünya ülkelerindeki milletlerin aslında kendileri için neyi milli hedefleri saydığını da bilmemektedir.
Anlaşılmıştır ki asırlardır eski çağlar ve orta çağlar dönemlerinde dünya ülkelerinde eşya merkezli bir TÜRK ya da Türk kavminin çıkıp, milletlerin bütünlüğünde devletler kurup, devletler batırmış bireylerdi. Bilinen 18. yy. da başlatılıp, öne tırmanan batı ülkelerin de bu kez
SÖMÜRGECİLİK tutkusu ile alabildiğine sayılarda kapitale yöneldikleriydi.
Bu kapital 19. yy. ikinci yarısından itibaren bu kez SANAYİ VE AYDINLANMA ÇAĞINI getirdi. Böylesine çok etkin biçimde dünya devliğine tırmanırlarken doğuda Osmanlı İmparatorluğunun giderek geriye düşmeye başladığını tarih kitaplarımızda okuyarak geldik. Ama bunun neden ve nasıl geri kalındığını hiç bilememiştik.
Fakat günümüzde batılı ülkeler için halen bile kabul edilip denilir ki,,: "Dün rahat bırakmadılar ve bugün bırakmıyorlar." deyiveririz, kendimizi savunma adına.
Özetlenecek olursa, yüz yıl önceki 1. Dünya savaşları dağılma aşamasında ki Osmanlı İmparatorluğu Devletinin pastasından kendilerine USAK (uyumlu, yandaş) ettikleri küçük kısmen büyük devletçikler yaratmışlardı.
Aslına bakılırsa, büyük harp bittiğinde, aralarında kazanan da, kaybeden de pek yok sayılmıştı. Çünkü böyle bir harpteki hedeflerine ulaşamamışlardı. Üstelik çok büyük parasal kayıpları ve insan kayıpları vardı. Eğer bu hedefe ulaşmadı isek, o zaman daha büyük imkânları yaratıp, yeniden dünya harbi başlatalım diyorlardı.
Böylece sizin de bildiğiniz gibi 1938 den itibaren yaklaşık beş yıl sürecek II. Dünya Harbine girildi. Aslında 2: Dünya harbinin başlama nedenleri 1. Dünya savaşının çözümsüz bıraktığı sorunların her tür şekilde çözülmesi ve Emperyalizmin galip olmasıydı.
Bu yıllar Türkiye'nin girmediği Dünya harbinin ise 1945 de ABD'nin ATOM bombasını temin edip, öncelerinde Hiroşima, sonra da Nagazaki'ye atmasıyla birlikte bitmişti. Evet dünya küresinde birçok yeni yeni devletler ya da devletçikler ortaya çıkmıştı. Fakat yıllar süren savaşın sonucunda yaklaşık 45 milyon insan ölmüştü.
Bu büyük dünya harbi, insanlar arasında yine yeni kahramanlar mı çıkarmıştı.
Sorunun cevabı aslında pekte öyle değildir. Fakat 2. Dünya harbinin ünlü ABD komutanı Mareşal George Mc. Donalt ise şöyle diyordu:
"Cesaretin en büyük düşmanı, korkunun kendisidir. Korkulan şey değil içindeki korkuyu yenmeyi başarabilen insan en büyük kahramandır" diyordu. Evet ikinci Dünya harbinin dünya insanları arasında artık ateş güçlü büyük ordularla birbirlerini öldürmenin de aslında pek faydalı, ya da kazançlı olmayacakları çıktı.
DÜNYADAKİ YENİ HEDEFLER-SOĞUK SAVAŞ
Sömürgeciliğin sonu yaşanırken, 1945 ten itibaren Güney Asya Ülkeleri bağımsızlıklarını kazanmaya başladı. 15.Ağustos 1947 de Hindistan, güçsüz düşen İngiltere'den de koptu. Onu 16 Haziran 1948 de Malezya'nın bağımsızlığı oldu. 1 Ekim 1949 da ise Çin de MAO Çin Komünizm devletini ilan ediyordu. 15 Ağustos 1950 de Endonezya Hollanda sömürgesi olmaktan kurtuldu. 1 Kasım 1954 te Cezayir Fransa sömürgesi olmaktan kurtulmuş oldular.
Öte yandan 1946 başından itibaren ortaya çıkan ve sayısal olarak 25 milyonluk ordu güçlükle yükselmesine engel olunamayan SOVYETLER beklemeksizin Polonya, Bulgaristan ve Romanya'ya Komünizm sistemini getirmişti. Bunun yanı sıra Komünist gerillalar ise Yugoslavya ve Arnavutluk'ta güç kazanmaya başlamışlardı.
Nitekim dünya devi konumundaki İngiltere de CHORCİHİLL, Mart 1946 da ilk kez "Demirperde'nin" bütün Avrupa'yı tehdit ettiği sözlerini yaymaya başlamıştı. Bunun yanı sıra batının da desteğiyle Yugoslavya'da TİTO Sovyetlerden bağımsız olarak Komünist rejimdeki müstakil bir devletin kuruluşunu yapmışlardı.
Böylece Avrupa'da dikenli teller, gözetim kuleleri, mayın tarlaları kurulurken, bu kez oldukça gizli ve de asıl amaçları İSPİYONLAMA olan ajanlar-casuslar süratle çoğaltılma dönemine getirildi. İşte buna 40 yıl kadar sürdürecek olan sıcak savaştan uzak SOĞUK SAVAŞ denir.
Dünya devletleri artık sadece iki kutba ayrılmış ve buna BATICI-DOĞUCU denilmişti. ABD'nin başı çektiği ve 1950 de kurulan NATO sebebiyle birliktelik kuran devletlerin kutbuna girivermiştik, KORE savaşı ile. Her ne kadar büyük devletlerin ABD de atomun devamı yeni bir HİDROJEN bombası üretilirken, buna mukabil Rusya'da ise Çin ile birlikte Atom bombası denemeleri yapılmaktaydı.
Artık dünya küresinde uluslararası ilişkilerin de eski ekonomik birlikteliklerin içinde olmak, POPİLİZM mantığı ile Türkiye'mizi sözde kurtarmak mücadelesini yaşamaya başlamıştır artık.
19. yy. da Osmanlı Türk devleti iken, aydınların sadece iki yönü vardı, batıcı olmak ya da doğucu, dinci İslamcı olmak mantığı artık soğuk savaş yıllarını 1950-1985 lere kadar geçen yıllarda artık Türkiye'de alabildiğine farklı fikirler, düşünceler yayılmaktaydı.
Batıcı-Doğucu, Dinci, Dinsiz, Solcu, Sağcı, Kapitalist, tevekkül sahibi, cahiliye kesimler zaman içinde korku sebebiyle bölünmeye başlamıştır. Soğuk savaş yıllarında bunun gerisi sadece fikir ve düşüncesi hep değişken, tutarsız ve kutuplaştırılmış halklar olmuştu.
Avrupa'da Soğuk savaşın simgesi Berlin duvarı olmuştu. Böylece Küba, Vietnam, Afganistan krizleriydi. Özetle Soğuk savaş iki blok arasında, ilişkilerinde, blokların ve ülkülerin de dayanışmasını denetlemeye yönelik gizli-açık güçlere dayanan kararlar önemliydi.