Sedat Peker evinde ölü bulunan gazeteci Yeldana Kaharman'ın Jandarma'ya Tolga Ağar ile ilgili neler söylediğini açıkladı  

Sedat Peker evinde ölü bulunan gazeteci Yeldana Kaharman'ın Jandarma'ya Tolga Ağar ile ilgili neler söylediğini açıkladı  
Sedat Peker, eski İçişleri Bakanı Mehmet Ağar ile oğlu AKP Milletvekili Tolga Ağar hakkındaki iddialara dair yayınladığı yaklaşık 1 saatlik 3'üncü videosunda sert açıklamalarda bulunmaya devam etti.

Sedat Peker'in sosyal medya hesaplarından paylaşılan "Derin Devletçiler, Pelikancılar; Bir Tripoda, Bir Kameraya Yenileceksiniz" başlıklı video ile yayınlandı.

"CIVIL CIVIL KIZ NASIL ÖLÜR?"

Konuşmasında Yeldana Kaharman'ın ölümüyle ilgili ortaya attığı iddialar üzerine Jandarma Genel Komutanlığının yaptığı açıklamaya yanıt veren Peker, "Ömrüm devletin içerisinde geçti. Amacım asla devleti kötülemek değil. Dünya yerinden oynasa asla böyle birşey yapmam. Devlet ebed müddet, devlet kutsal ama devletin içerisinde görev yapan her insanın söylediği kutsal kelam olarak kabul edeceğiz diye bir kanun yok.

yelda.jpg

"O GÜNÜ CANLANDIRALIM"

O günü şöyle bir hikayeyle canlandıralım: Rahmetli kızcağız Jandarma'ya gidiyor, 'Tolga Ağar'a röportaj yapmaya gittim, bana tecavüzde bulundu' diyor. 'Hanımefendi şikayetinizi aldık, siz doktora gidip konuyla ilgili yarın bir rapor alın' (Jandarmanın cevabı). Ertesi gün 18 yaşındaki kız öldü, kendiliğinden! Cıvıl cıvıl, hayat dolu kız nasıl ölür? 1 gün evvel şikayet eden kız 1 gün sonra öldü! Jandarma komutanı, bir üst komutanını arar, 'yanıma gel' der. Büyük komutan öbür komutana "yav kardeşim zaten kızın psikolojisi iyi değilmiş, ülke zaten gergin, tahkikata gerek yok' der. Tiyatro bu ya! Ayriyeten de 'Sen çok başarılı bir komutansın.

İnşallah ileriki zamanlarda iyi bir paşa olacaksın' der. 'Emredersiniz efendim!' (Peker elindeki kağıdı yırtıyor) Hani şikayet, yok, gitti! Bunların sonunda kanuni hiçbir tahkikat olmayacağını, göstermelik tahkikat olsa da hiçbir sonuç alınmayacağını bilmiyorum. Ama vallahi, billahi, tallahi şunu biliyorum: Yenileceksiniz, yaptıklarınız gayrettullaha dokundu, yenileceksiniz." dedi.

Konuyla ilgili olarak "Benim oraya artık bundan sonra gelmem mümkün değil. Zaten getirmek için her şeyi yapıyorsunuz. Siz alıp getireceksiniz" diyen Peker, "Diyet olarak parmağımı koydum. İki tane müfettiş yollayın buraya. Yalan makinesi verin, devlette var. Alıp gelsinler. Yalan makinesi 'yalan söylüyor' dediğinde bir parmağım kesilecek. Parmaksız Sedat olarak anılmayı göze aldım da siz de lütfedip müfettiş göndermeyi göze alın" ifadelerini kullandı.

AKP içerisindeki olduğu iddia edilen ve 'Pelikan' denilen ekiple ilgili de konuşan Peker, "Pelikancı olarak bilinen arkadaşların başı olarak geçen Süheyb diye bir arkadaş var. Kendisini tanımıyorum. Benim yanıma bir gazeteci kardeşimi yolladı. Bir konu hariç onunla iyi anlaşırız. O kardeşimizle konuşurken bana 'Abi ben aracıyım. 'Tolga Ağar'a laf dersen Hükümet'e laf demiş gibi olursun.' dedi. Hakan Fidan'la Mehmet Ağar'ın arası açıkmış, Hakan Fidan'la beraber böyle bir organizasyon yapıp Hükümet'e... Ya siz deli misiniz kardeşim? Benim böyle bir hayalim yok. 'Ben Sayın Hakan Fidan'ı tanımıyorum, hayatımda hiç görüşmedim tanışmadım." diye konuştu.

FAS'A 'PEKER KARŞILIĞI İHA' İDDİASI

Kendisini Türkiye'ye getirilmesinin karşılığında Fas'a İHA hibe edildiğini iddia eden Peker, "Allah'tan Fas Kralı namuslu adam. Babasından gelen bir geleneği varmış, kendisine teslim olan kimseyi vermezmiş. Suudi Arabistan'dan gelenleri de vermiyormuş" dedi.

Kendisinin kaçırılmak istendiğini belirten Peker, "Beni kaçırmak için gelen arkadaşlara bir sözüm var: Beni öldürsünler. Bak yemin ediyorum. Ben bilemem bunlar devlet görevlisi midir suikastçi midir nedir, kendimi korurum. Canım yanar bir devlet görevlisiyle çatışmada ölürsem, öldürülürsem. Yapmayın" dedi.

"ERDOĞAN'LA HERKESİN ARASINA MESAFE KOYDUNUZ"

Kendisiyle ilgili soruşturma üzerine AKP kadrolarına da seslenen Peker, "Siz Türk-İslam davasına inanan gençlerin abisini çaldınız. Tayyip Erdoğan'la herkesin arasına mesafe koydunuz. Ona ayrı bir Türkiye anlattınız. Oysa gerçek Türkiye bu değil. Atadığınız kadrolar, bence en tehlikeli olanlar onlar. İnsanların içini kan doldurdunuz. Sayın Cumhurbaşkanına olan sevgilerinden susuyorlar ve susacaklar. Ben cezaevinde yatarken, Sayın cumhurbaşkanımız başbakan olduğu dönemde ben ona 'Bir gün Türk-İslam birliği kurulacak' diye dua ediyordum. Biz bu itikat üzereyiz. Siz, 'kral dairelerinde alemlere akalım'. Siz Pelikancılar, derin devletimizin başıyla iş tuttuğunuz için yenileceksiniz" dedi.

AKADEMİSYENLERİN BİLDİRİSİ HAKKINDA DA KONUŞTU

Sedat Peker, Akademisyenlere yönelik konuşmasıyla ilgili de konuşan Peker, "Bildiriyi okudum, baktım 'ya bu bildiri resmen terör örgütünün olduğu bu ülkede, her yerde bombalar patlıyor, öyle bir zamanda yayınladılar ki benim okuduğumdan anladığım terör örgütlerin nefes kazandırmak için. Barış akademisyenliği diye anlamadım. Terör örgütlerine direkt destek anladım. Benden özür dilememi bekliyorlarsa o zaman bir açıklama yapacaklar. İki satır yazı yazsınlar. 'Biz kardeşim terör örgütüne destek için bunu yazmadık' O zaman nen normal özür de dilemeyeceğim 'ya hayvanlık etmişiz hakkınızı helal edin' diyeceğim. Dedim ki 'eğer ki bir gün bizim devletimizi bu terör örgütleri yıkmayı başarırlarsa, polis işlemez olur, askeriye işlemez olursa bakkal Ahmet, kasap Recep bunlar topraklarını korumak refleksiyle mücadeleye başlar' dedim. Ve 'siz onlara destek olduğunuz için sizi bulurlar' dedim. Sonuna da pimi çekilmiş bomba gibi olan o sözü ekledim. Kanlarınızla da 'duş alacaklar veya alacağız' dedim. Yine söylüyorum. Hangi terör örgütüne kim destek verirse versin aynı itikat üzerindeyim ancak bu yazımdan dolayı çocukları eşleri korkmuş olabilir. Onlardan da özür diliyorum" diye konuştu.


 

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Öne Çıkanlar