Rivayet o ki Rusya Ukrayna sonrası Moldova''ya da girebilirmiş.

Ve yine rivayet o ki, aslında ABD ve Rusya anlaşmalı bir şekilde oluyormuş tüm bunlar.

Bir diğer rivayet de dünyanın gözü Karadeniz''deyken asıl tehdit ABD''den gelecekmiş Pasifik coğrafyasında.

Çin kendisine kurulan bu tuzağı gördüğünden İran''a yaklaşıyormuş.

Bunlar orada burada yazılan, çizilen konular.

Gerçek mi, hayal mi, mantıklı mı, saçma mı bilmiyorum.

Beni ilgilendiren şey, olası bu tehlikelerin önüne nasıl geçeriz?

Antalya''da barış toplantıları yaparak, barış vurgulu demeçlerle bu iş olmaz.

Söylemden öte gücü olan devletlerin yaptırım tehditleriyle de bu iş olmaz, olmaz çünkü bugün yaptırım tehdidi yapan ülkeyi nasıl durduracağız gelecekte savaşan taraf olduğunda?

İşte, tam bu noktada ülkemizin elinde öyle bir koz var ki, dünyada devam eden savaşlarda veya çıkması muhtemel gerginlikleri bir çırpıda bitirecek bir koz.

Ne veya kim mi bu koz?

Show TV''nin Didem Arslan Yılmaz''la Vazgeçme isimli programındaki Rukiye''yi gerilimli devletlerin başkanları ile bir odaya yarım saat kilitledik mi savaş vs ne varsa biter.

''Bu kadar iddialı olmak riskli değil mi?'' diyenleriniz olabilir.

Bu Rukiye hapse girdiğinde koğuşuna ilk adım attığında ağzından salyalar, köpükler çıkarıyormuş, hem gardiyanları hem koğuş arkadaşlarını ısırıyormuş ve ara ara da kafasını koğuştaki duvarlara, ranzalara vurup sonra da koğuş arkadaşlarından şikâyetçi oluyormuş.

Ve işin bir ilginç yanı da, Rukiye''nin olur olmaz yerde, saçma sapan gülmesi.

Programdaki uzmanın bile ''Bunca yıllık uzmanım, böyle bir kişilik görmedim'' dediği bir kişi bu bahsettiğim Rukiye.

Bu Rukiye devlet büyükleriyle bir odada kilitli kalırsa iddia ediyorum; Biden kendini hayır işlerine adar, asıl mesleğinin oyunculuk olduğu söylenen Zelinski Kiev Devlet Tiyatrosu''nda ışıkçı olur ve o ayıya binen Putin var ya, gördüğü ilk Murat 124''e biner ve deniz kenarında ''Savaşı mavaşı bırak, lavaşa gel'' diye seyyar kebapçı olur.