CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu'nun Taksim Toplantıları'nda yaptığı konuşmada 'Gazi Mustafa Kemal' ifadesini kullanırken 'Atatürk'ü kullanmaması ve bunun da kişisel bir tercih olduğunu söylemesi ortaya çıkan polemik, Türk siyasetinde yeni temcit pilavı olacak gibi görünüyor…
Gündemdeki etkisini yitirecek olsa da, iktidar partisi ile CHP arasındaki yaşanacak yeni polemiklerde bu mevzu yeniden hatırlanacak bir kalibrede. Çünkü iktidar açısından kullanışlı bir malzeme var ortada…
Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Samsun'a çıktığında, Erzurum ve Sivas Kongrelerinde ve Birinci Meclis'in ilk yılında, sadece "Mustafa Kemal Paşa" idi. Paşalığı ve karizması, Çanakkale Savaşı'ndaki kahramanlığından geliyordu.
Sakarya Savaşı'ndan sonra "Müşir Gazi" oldu, 1934'teki soyadı kanunu ile de "Atatürk" oldu. Bu sebeple Atatürk, bahsedildiği döneme göre o devirdeki ismi ile anabilir. Burada bir problem yok…
Ancak Canan Kaftancıoğlu'nun yaklaşımı, bu yönde bir tercih değil! Türk'süz Atatürkçülüğün, Türk'süz Kemalistliğin dışa vurmasıdır Kaftancıoğlu'nun tercihi. Zaten Türkiye'de solun en büyük çelişkilerinden biri de budur… Atatürk'ün en baskın özelliğinin Türkçülüğü olmasına rağmen, CHP'nin sol kanadı da dâhil olmak üzere Türkiye'deki sol siyaset gün gibi ortada olan bu durumu hep 'flu' gördü…
Ve yaşanan bu çelişki, Gazi Mustafa Kemal ile Atatürk'ü çatıştırmaya kadar vardı. Oysa, Alparslan Türkeş'in dediği gibi, "Atatürk, Türk'e aşk, insan sevgisi ve bilimin önderliğine imandır."
Peki Kaftancıoğlu söz konusu tercihinde yalnız mı? İslamcı cenah da, biraz daha farklı saiklerle de olsa aslında aynı yaklaşımın bir başka tarafı değil mi? İslamcı kesim, yıllardır siyaseti, medyası ve 'fikir' adamları ile Atatürk ismine özenle mesafeli durdu. Her iki tarafın da Atatürk dememe tercihi, bilinçaltındaki Türk aleyhtarlığından kaynaklı…
Durum bu olduğu halde, bugün iktidarda olmak yerine sol ile muhalefeti paylaşan bir konumda olsalar Canan Kaftancıoğlu'na destek çıkacak olanların Atatürk sevdası bir anda depreşti…
Anıtkabir'e dil uzatan malum yayın organı dahi 'Atatürk'e sahip çıkıverdi. "Atatürk, CHP'yi böldü" manşetini atarak, bu olayda bile Atatürk'ü itham etme fırsatını da kaçırmayanlar da vardı tabi…
Sanki, Anıtkabir'e bile hakaret edenler bunlar değil! Sanki, "Zulüm 1938'de son buldu" diyenler onlar değil!
Sanki akli dengesi bozukların eline balta verip büst kırdıranlar bunlar değil! Sanki deli raporlu gazetecileri(!) meydana sürüp Atatürk'e küfür ve hakaret ettirenler bunlar değil!
Kaftancıoğlu sayesinde bir defa daha gördük ki, riya ve takiye bunları görse, kendinden utanır!
