Serik ilçesi Abdurrahmanlar Mahallesi'nde oturan Z.T.'yi, 25 Ekim'de telefonla arayıp, kendisini polis olarak tanıtan kişi, kadına, adının bir soruşturmada geçtiğini ve evindeki altınları incelenmesi için gelecek polise teslim etmesi gerektiğini söyledi. Z.T., bir süre sonra evine gelen kişiye, 2 metre uzunluğunda altın zincir, altın kolye, 3 altın bilezik, pırlanta bileklik ve alyans olmak üzere toplam 116 bin TL değerinde ziynet eşyasını verdi. Bir süre sonra dolandırıldığını anlayan Z.T., durumu jandarmaya bildirip şikayetçi oldu. İlçe Jandarma Komutanlığı ekipleri ve İl Jandarma Komutanlığı İstihbarat Şube ekipleri, şüphelilerin kimliklerini tespit etmek ve yakalamak için çalışma başlattı.
118 GÜVENLİK KAMERASI GÖRÜNTÜSÜ İNCELENDİ
Z.T.'nin ifadesine başvuran ekipler, bölgedeki 118 güvenlik kamerası görüntüsü inceledi. Ekipler, kadının evine gelen şüphelinin S.Ö., telefonla Z.T.'yi arayan kişinin ise U.Ö. olduğunu tespit etti. S.Ö.'nün sürekli araç değiştirerek Aksu, Kepez ve Muratpaşa ilçelerine gittiği, Antalya merkezdeki alışveriş merkezinde altınlardan bir kısmını bozdurduğu, elde ettiği nakit parayı havale yoluyla U.Ö.'ye gönderdikten sonra karayoluyla Mersin'e gittiği belirlendi.
Jandarma ekipleri, Mersin'de yaptıkları araştırmada, şüphelilerin Adana'nın Seyhan ilçesi Dağlıoğlu Mahallesi'nde olduğunu belirledi. 30 Ekim'de belirlenen adrese operasyon düzenleyen jandarma ekipleri, S.Ö. ve Ü.Ö.'yü yakalayıp gözaltına aldı.
TANINMAMAK İÇİN GÖZLÜK VE ŞAPKA TAKMIŞLAR
Antalya'ya getirilen şüpheliler, suçunu itiraf ederken, takipten kurtulmak amacıyla sürekli araç değiştirdiklerini, zaman zaman tanınmamak için şapka, gözlük taktıklarını, Z.T'den dolandırdıkları ziynet eşyalarını ise bozdurarak paraya çevirdiklerini söyledi.
S.Ö ve Ü.Ö., jandarmadaki işlemlerinin ardından sevk edildikleri adliyede çıkarıldıkları mahkemece 'nitelikli dolandırıcılık' suçundan tutuklandı.
