Hakkında "Organize suç örgütü yöneticisi ve üyesi olmak" suçlamasıyla soruşturma başlatılan Sedat Peker'in bir hafta içerisinde yayımladığı beş video da Türkiye'nin gündemine oturdu.
Her videoda başka iddialar dile getiren Peker'in açıklamalarına henüz hiçbir savcı tarafından soruşturma açılmadı.
Sedat Peker, son olarak ise İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile arasında aracılık yaptığı iddialarını reddeden Hadi Özışık ile görüşme videosunu sosyal medyadan yayınladı.
Böylece Soylu'nun "Hayatının bir noktasında benimle temasın var ve bu ispatlanırsa Aziz milletimizin gözü önünde idam dahil her türlü cezaya, aşağılanmaya razıyım." ifadesi de ofsayta düşmüş oldu.
Bu videonun ardından Süleyman Soylu görevde kalacak mı, Hadi Özışık "muteber" gazeteci olmaya devam edecek mi göreceğiz.
Peker'in iddialarıyla ilgili soruşturma başlatılmaması ise yargının AKP'ye ne derece bağımlı olduğunu, AKP'nin de yaşanan ilişkilerin ne kadar içinde olduğunu gösteriyor. Hukuk ve yargının, AKP'yi denetleyemeyecek, hesap soramayacak hale getirildiğinin tarihe düşülen notlarından biridir Sedat Peker vakası…
Sedat Peker'in illegal -mafyatik bir kişilik olması onun iddialarının tezvirattan ibaret olduğu sonucunu doğurmaz. Böyle bir kişiliğin bir İçişleri Bakanı hakkında bu kadar çok iddiaya sahip olması soruşturma için yeterli sebep değil mi?
Gelelim işin perde arkasına…
AKP iktidarını bir neferi gibi destekleyen, iktidardan aldığı güçle mitingler yapıp, muhalefetin oluk oluk kanını akıtmaktan bahseden Sedat Peker, ne oldu da iktidarla ters düştü?
Peker, operasyonun arkasında Mehmet Ağar ve Pelikancılar grubunun olduğunu söyledi. Ağar'ın bu organizasyonun taşeronu olduğunu ifade etti. Peki Ağar'a bu taşeronluğu verenler kim?
Bu iki sorunun cevabı da, iktidar içerisindeki Erdoğan sonrası için verilen mücadelelerde gizli. Berat Albayrak'ın istifasıyla duruldu gibi görünen Soylu-Albayrak savaşının Peker'e dönüş bileti çıkmamasından halen sürdüğünü anlıyoruz…
Peker, iki yıl önce kendisi hakkında açılan soruşturmayı öğrendi ve yurt dışına çıktı. Daha doğrusu Peker'e "kaç" denildi.
Peker yurt dışında 2020'de yayınladığı videolarda Berat Albayrak'ın kendisini yok etmeye çalıştığını öne sürmüştü. Daha sonra bir video daha yayınlayan Peker, bu sefer "FETÖ'cülerin dolduruşuna geldiğini" söyleyerek Berat Albayrak hakkında yaptığı açıklamaları geri aldı.
Bu açıklamalardan yaklaşık bir yıl sonra ise, 9 Nisan 2021'de Sedat Peker ve yönettiği iddia edilen suç örgütünün çökertilmesi amacıyla birçok ilde eş zamanlı operasyon yapıldığı haberleri düştü medyaya…
Kendisine yakın çevreler, Sedat Peker'in hedef olmasını "Erdoğan sonrasında Albayrak'ın lider olmasına itiraz etmesi" olarak açıklıyor… Hatta bir itirazdan öte, Erdoğan'ın kendisinden sonrası için veliaht olarak Berat Albayrak'ı seçmesine ciddi şekilde muhalefet ettiğini aktarıyorlar.
İşte bu noktada Ağar devreye giriyor…
İddia o ki; Ağar ekibiyle müstakbel başkanı, yani Albayrak'ı çevrelemişti ve Peker çeşitli ortamlarda, "Bunlara devlet teslim edilemez" diyordu. Bu itirazları bir yerlerin kulağına gidince başına gelecekleri tahmin etmekte zorlanmayan Peker ülke dışına çıktı…
Sonuç olarak Peker, Berat Albayrak'ın veliahtlığına itiraz etti ve hedef oldu…
Bir başka yazının konusu ama; yazımı şu notla bitireyim; Peker'e kaç diyen kimse, "Erken ölecek aptal" da aynı kişi…
