Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Ferit Erden BORAY

Ferit Erden BORAY

Tarihe Tek Gözlükle Bakılmaz

Osmanlı Devletinde göçmenler

Sevgili okuyucular. Dünkü yazımıza devam ediyoruz.

Kanuni yıllarından itibaren Osmanlı Devleti adına Anadolu'dan bu kez Rumeli ve Balkanlara yaydırılan Anadolu Türkmenlerine, bölgelerde Timar adına bölgede hakimiyet ve sahip olma hakları verilmekteydi.

Geçen yıllar içinde bu kez yeni bir atılım ya da büyüme gösteren Avrupalı devletlerin doğu-güney Avrupa topraklarındaki Osmanlı vatandaşları arasına gizli-açık girişimleri başlar. Bu sebeple Osmanlı Devletinin  alışılmış Balkanlar bölgesindeki Timar sistemi yozlaştırılır.

İşte bu yılların devamında tarihimizde bilinen '93 dönemi'nde yaşanan Osmanlı-Rus savaşları sadece galip ve mağlupların ortaya çıkardıkları kara para çıkarları yörelerdeki halkların göçlerini getirecekti. İşte bu "Milyonların Kitlesel Göçleri" artık "Balkan Muhacir Felaketleri"ni getirmiş olacaktı.

1- Devletin icra organları artık giderek yozlaşmıştı.

2- Asırlardır ciddi biçimde Osmanlılar'a "Millet-i sadıka" olarak bağımlı olan ve ciddi biçimde Zimmi denilen ekaliyet hakları vergilerini vermez olmuşlardı.

3- İster savaş, ister asayiş, isterse barışla olsun insanların ve mallarının şuradan şuraya rahatça taşınabilme imkanı kalkıyordu.

Tarihte 93 Harbi olarak geçen 1877-87 Osmanlı-Rus harbinden sonra Osmanlı yoğunlukla karşılaştığı göçmenlerin iskanı problemlerini önem verdiği yeni bir siyaset dahilinde yürütmeye başlamıştır. Sadece Rumeli'den değil, Yanya, Tırhala, Selanik, Edirne ve İstanbul arasında kalan köyler ve boş arazileri açık şekilde yerleştirilmeye başladığını biliyoruz.

Anlaşılmalıdır ki, 93 Harbinden sonra ülkemize gelen muhacirlerin iskanlarıyla birlikte, ortaya çıkan insan gücünün devreye girmesiyle birlikte devlet için zorunlu olan tarım ve üretim değişimi gösterir.

Bu sefer Türk unsuru, Arnavutlar ve Boşnaklar için kuşkusuz farklılıkları da getirmiş olacaktı. Devletin ortaya koyduğu göçler ve muhacirlerin yerleştirilme Tüzüğü hazırlanmıştır. (Ne yazık günümüzde ülkeyi yöneten siyasetçilerin bu tüzükten bile hiç bilgileri olamamıştır.)

1- Osmanlı topraklarına yerleşmek isteyenler ön koşul olarak Osmanlı İmparatorluğu vatandaşlığını kabul edecek

2- Osmanlı İmparatorluğu devletinin kanunlarına tabi olmak,

3- Muhacirler bulundukları din ve mezheplerde de serbest olup ibadetlerine devam edebileceklerdir.

4- Bölgelerdeki yetkililerden gerek izin almak şartıyla kilise, cami ve diğer yerler açabilirler.

5- Göçmenlere ihtiyaçları kadar ücretsiz arazi verilecektir. (yüzyıl sonraki insan hakları gibi)

6- Kendilerine arazi verilenler 6 ya da 12 yıl için vergiden muaf olacaklardır.

TÜRKİYE CUMHURİYETİNDE MÜLTECİLER

Türk toplumunun içinde bulunduğu koşulların kendisine özgü yapısı esastır. Nesnellik ve gerçekçilik bilimsel tavırla değişmez yöntemdir. 93 Harbinden itibaren Balkanlarda şu ya da bu sebeple savaşlar bitmiş değildi. Bilinen şekliyle 1911-13 yılları Balkanlarda kışkırtılmış olan Bulgar saldırıları 1913 yılında bu kez Osmanlı ile Bulgarlar arasında Mübadele (değişim) anlaşması sağlanmıştı. İstanbul Mübadelesi ile de Edirne, Kırıkkilise ve civarındaki Bulgarlar, Bulgaristan'a iade edildiler. Aynı yıl içinde Bulgaristan'daki Müslüman ve Türk halklarının da memlekete iadeleri başlatılmış oldu. Mübadele hareketlerinin 1914 martına kadar sürdüğü bilinir, üstelik yokluk ve imkansız şartların çok acı göçleri halen anlatılmaya devam etmektedir.

Birinci Dünya Harbi öncesinde 1914 baharında da Osmanlı-Yunan Mübadelesi anlaşması yapılmış oldu. Bu dönemde Trakya ve Ege Rumlarının göçleri el altından teşvik ediliyordu. Buna mukabil "Makedonya'dan da gelen Müslüman Türk halkları" oluşmaya başladı.

Sisam, Saka, Midilli ve Limni gibi adaları işgal altında bulunduran Yunanistan, ve adı geçen adalarda  birlikte yaşadıkları Türkler bulunmaktaydı. Amaçları tam karşılarındaki Anadolu'nun batısını da istemekti.

Bu dönem içinde yaklaşık 200 bine yakın Rum Yunanistan'a göç etti, buna mukabil 260 bin Rumelili Müslüman Türk Anadolu'ya göç etmiştir. Bu dönemde göç ettirilen Rumların yerlerine, yeni gelen Türk halklarının yerleştirildiği açıktır.

Osmanlı kayıtları oldukça açık, belgelere dayalı kayıtlarda hicret eden Rum-Bulgarların 86.400 gelip yerleşen Müslüman Muhacirlerin sayısı ise 54.138. Gerek 93 Harbi döneminden beri ve gerekse devamı yıllarında Osmanlı Devletinin Muhacir meselesinde yaşadığı zorluklar ve uyguladığı politikalar oldukça ilginçtir.

Bilinmeyen bir gerçek daha vardır: "Muhacir-Mülteci ayırımı ve vatandaşlığa kabul siyaseti konusu. Sözcüklerde geçen Muhacir ve Mülteci kelimeleri farklı manalar taşır." Kamus-ı Türki'de Muhacir: Ailece yerleşmek üzere diyar-ı ahara gidenler." denilir.

Mülteci ise: "Bir yere ya da bir adaya kaçıp da himaye (koruma, sahiplenme) talep edenler" denilir. Ayrıca yazılı belgelerde de bu ayırımlar genellikle yazılmıştır. (Ne yazıktır ki günümüzde iktidar olanlar böyle detay ayrımları bilmek istemez, sadece dini esas alıyorlar.)

Ne yazıktır ki o yıllarda "Şeriat" ile yönetilen bir devlete göçle gelenler, kendilerini korumak amacıyla, derhal "Rumeli Muhacir-i İslamiye Cemiyeti" kurdular. (Günümüzdeki dinsel cemaatler örneği)

Bilinir ki 93 döneminden beri 1. Dünya Harbi bitene kadar Muhacir ya da Göçmen olarak gelenlerin sayıları belgelerde yazılıdır. İstanbul'da 274 bin, Hüdavendigar vilayetinde 162 bin, Aydın'da 57 bin, Kars'ta 39 bin, Adana'da 26 bin, Ankara'da 25 bin, Konya'da 19 bin, Edirne'de 13 bin şeklinde kayıtlara geçmişti. (Ne yazıktır ki günümüzün iktidarında Türkiye'mize o yıllardaki Balkan göçlerinden üç-beş misli olmasına da bakılmadan, Suriye'den Irak'tan vb. gelenlerin nereye, nasıl yerleştiklerinin sayıları hiç yapılamamıştır)

TÜRKİYE CUMHURİYETİ DÖNEMİNDE GÖÇLER MESELESİ

Türkiye Cumhuriyeti, birçok meselede olduğu gibi "Göç Meselesini" de Osmanlı'dan devir alarak sahiplendi. Kabul edilir ki, 1923'den günümüze özellikle Türk soyu ve Türk kültüründen gelen "Arnavut, Boşnak-Çerkez, Pomak ile Yunanistan Türkleri ve benzerleri göçmenler gurubu altında toplanmışlardır.

Rumeli'deki kaybedilen topraklardan Anadolu'ya akın eden insanlar, Cumhuriyet döneminde de vazgeçilmez Anavatan olarak Türkiye'yi görmekteydi. Eski adıyla Ak Topraklar.

Türkiye'ye göç edenlerin son 1937 kayıtlarına göre, çeşitli şehirlere yerleştirilen toplam 431 bindi, Cumhuriyetin ilanından sonra Rumeli ve Balkanlardaki Türkler ile Trakya ve Ege'deki Rumların Mübadelesi başlatılmıştır. (değişimler)

Dönemin kaynaklarında 1914 Anadolusunda Anadolu'da yaşayan Rumların sayıları 1. 600.000 idi. Ancak dünya savaşından sonra bu sayı toplam 480 bin kadar idi. Bu sebeple Mübadele Komisyonları olmuştu. (günümüzde böyle bir komisyon hiçbir zaman kurulmadı, önemli olan sadece dindaşlık) Kayıtlara göre 1924-1928'e kadar mübadele sebebi ile Anadolu'ya göç ettirilenler 370.000 civarındaydı. Daha sonra bu değişimlerin devamı boyunca 1934'lere gelindiğinde göç edenlerin toplam sayıları 500 bindi.

Bilinen bir gerçek vardı ki yollarda Mübadele göçmenlerinin yerleştirilmeleri ve karşılaştıkları yaşamsal sorunlar oldukça önemliydi. Önce onlar kendilerine ayrılmış "Misafirhanelerde" daha sonra kendileri aileleri için ayrılmış iskan yerlerine gidildi. (Buna açık biçimde resmi kayıtlar denilir, ne yazık ki günümüzde yaşanılan ve yaklaşık 4 milyon denilen Suriyeli, Iraklı vb. göçmenlerin sayıları tutulmamıştır. Hatta kayıt tutulmakla görev verilmiş olanların sordukları -Suraya- Su kaçak gelenlerin, kadın-kız hariç erkeklerin adlarını söyleyin, Arap Türk oluşu önemli değil, Müslümanlar mı?

Evet böyle tutulan kayıtlar dünyanın hiçbir ülkesinde yoktur. Üstelik Osmanlı bile bunu böyle yapmamıştır. (Hele Cumhuriyet döneminde hiç)

Bu mübadele göçleri sırasında ortaya çıkan Atatürk döneminde bir mesele vardı. Parçalanmış, bölünmüş köyler, akrabalıklar ve ailelerdi. (İşte günümüzde buna insan hakları denilir.)

1928 Yunanistan nüfus sayımına göre, Türkiye'den göç eden ve ankete cevap verenler 880 bin Rum'du. 1932-39'a kadar Bulgaristan'dan da göçler sıkça artmaktaydı.

1935-40 yılları arasında Bulgaristan'dan 95 bin Türk göç etti. 1941'den 49'a kadar göç edenlerin sayısı azalmış, 1950-51 arasında 154 bin Türk Ak Topraklara göç etmişti. Sonra 1968-78 arasında Türkiye'ye göç edenlerin sayısı 175 bin oldu.(Şimdiki Zeytinburnu göçmenleri, bunlardan kalandır.)

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları