Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Fatih Ergin

Fatih Ergin

25. SAAT

Osman Durmuş neden bir efsaneydi?

Baştan söyleyeyim. Bu yazı, bir "sırma saçlı, badem gözlü" yazısı değildir. Çünkü, her ne kadar kıymeti yaşarken bilinmese de, haklılığı hayattayken ortaya çıkmış bir isimdi eski Sağlık Bakanı Osman Durmuş...

Ancak ebediyete intikali vesilesi ile şunu söyleyebiliriz ki, Türkiye'nin bir özür borcu vardır ona...

Evet, dengesizlik sayılabilecek çıkışları, lafını esirgemez ve aykırı kişiliği vardı. Böyle bir insanın da kavgalarının olması doğaldı. Uğruna linç kampanyası yediği kavgalarındaki haklılığı yıllar sonra anlaşıldı Osman Durmuş'un...

Kim ne derse desin; cesur, namuslu ve daima minnetle anılacak bir devlet adamıydı.

Tarihe, Türk milletine yaptığı şu iki büyük hizmeti ile geçecektir.

Birincisi, çağımızın kolpa hocalardan Adnan Oktar'ın müridi Dr. Oktar Babuna'nın 1999 yılında henüz genç bir doktorken kanser hastalığına yakalandığı gerekçesiyle, ilik nakli için uygun ilik bulunması adına medyanın da desteğiyle ülke çapında kan bağışı kampanyası düzenlenmişti.

Kısa sürede 160.000'e yakın kişiden kan örneği alınmış ve başarılı bir kampanya yürütülmüştü.

Asıl durum bundan sonra başladı. Kan örneklerinin bir kısmı ABD'ye gönderilmiş, bir bölümüne de son anda dönemin Sağlık Bakanı Osman Durmuş tarafından el konulmuş ve kampanya sonlandırılmıştı.

Acar Türk medyası sağ olsun, o dönem Sağlık Bakanı'nı destekleyeceğine şarlatanları desteklemiş, halktan toplanan kan örneklerinin yurt dışında ne idüğü belirsiz kurumlara satılması ile Adnan Oktar sonradan cicili bicili kızlarla bir televizyon kanalı kurabilmiştir.

Oysa 1999 yılı dünyada genetik-DNA çalışmalarının zirve yaptığı, canlı kopyalama ve genetik silah geliştirme teknolojisine ulaşıldığı yıldı.

Bu teknoloji ile ülkenin değişik yerlerinden alınan kan örnekleriyle gen haritası çıkarılıp sadece bir bölüm canlıya özgü kimyasal silah, kısırlaştırıcı gıda, metabolizmayı kontrol edecek ilaç vs. geliştirmek pekala mümkündür.

Türk milletinin kanının toplanarak gen yapısı üzerine kurgulanmış bir ABD projesinin amacını fark ederek stratejik bir müdahale ile kan örneklerine el koyan ve o günkü şartlarda linç edilmeyi göze alan Osman Durmuş'u tarihin haklı çıkarmış olduğu gerçeği gün gibi ortadadır.

Durmuş, 17 Ağustos depreminde de yine zor ama yerinde bir karara imza atmıştı.

Ülkeye yardım bahanesiyle ile gelmeye çalışan çoğu organ mafyası mensubu doktoru engellemiş, depremde sakat kalıp organları sahra ameliyathanelerinde çalınmaya çok müsait olan depremzedelerin sağlığını korumuştur.

Şarlatanlara ve organ mafyasına karşı verdiği mücadele unutulmayacak, kavgası ve millî hizmetidir...

Dahası, AKP döneminde övünülen randevulu sağlık sistemini kurgulayan bakan da aslında Osman Durmuş'tu.

Bakanı olduğu 57. DSP-MHP-ANAP koalisyonunun ardından iş başına gelen AKP iktidarı, ilk dönemindeki sağlık alanında yapılan atılımların çoğunu Durmuş'un aldığı kararlarla yapmıştır. Uçak ambulans alımlarına da ilk Durmuş'un döneminde başlanmıştı.

Domuz gribi ilk ortaya çıktığında, ne idüğü belirsiz aşıya tek başına muhalefet yapıp dönemin AKP'li Sağlık Bakanı Recep Akdağ'ı ekarte etmiş, hiçbir işe yaramayan h1n1 aşısından daha fazla kazık yememizi de engellemiştir...

Taşradaki yeni yapılmış bir hastaneye üşenmeden çıkıp gidebilen, iyi niyetli, çalışkan ve bir o kadar da pervasızdı. Aklına geleni, geldiği gibi söylemesiyle maruftu. İlkeselliğini işine ve günlük yaşamına da yansıtmış birisiydi...

Kelimenin tam anlamıyla bir efsaneydi, bu dünyadan saygınlıkla göçüp gitti. Nur içinde yatsın...

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları