Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Ferit Erden BORAY

Ferit Erden BORAY

Tarihe Tek Gözlükle Bakılmaz

Mustafa Kemal'i bilmeden Atatürkçülük kutuplaşması

Devlete dönüşmüş milletlerin ve yöneticilerinin içinde yaşadıkları topraklara vatan denilir ve vatanın sınırları vardır. Ancak dışarıdan gelecek düşmanlarına karşı kendilerini ve ülkesini savunacak ateş güçleri ya da ordulara ihtiyaç olur. Aksi halde adını verdikleri devletlerinin devamı oldukça zor olacaktır.

Batılı bilimsel tarihçilerin kabul ettiği yazılı tarihlere göre, Asya merkezli Çin kaynaklarına göre "Törk" denilen kavmin M.Ö. 3. asırdan itibaren aralarında kitlesel bütünlükler kurarak kendilerini yöneten Teoman Han oğlu Mete ile birlikte hakimiyet topraklarını korumak adına düzenli ordular kurdu. Orta Asya, Güney Asya''dan batıya kadar giderek çok etkisi olan Hun İmparatorluğu kuruldu. M.S. 3. asırdan itibaren giderek batıya yönelen Türklerin bu kez Kafkaslar''dan Orta Avrupa''ya yayılan Avarlar, Peçenekler, Bulgarlar ile birlikte Avrupa Hun devletini hakanları Atilla ile kurmuşlardı. Hatta Avrupalıların ataları dedeleri Roma''yı da yıktılar.

Peşinden M.S. VI ve VII asırda Orta Asya merkezli Göktürkleri (Bumin Kağan) devamında ise tarihin en önemli kitlesel değişimlerini yaratan gezicilikten yerleşime dönmüş, Uygur Türkleri döneminde İpek Yolu''nu kurmaları dünya tarihini değiştirdi.

Onlardan sonra 8. Asırda bu kez Hazar denizi merkezli Türklerin kurdukları Harzemşahlar, bir asır sonra topraklarda kurulan Gazneliler (Mahmut Han) kurdukları hakimiyeti kuvvetlendirilen ordularıyla etkin şekilde hakimiyetleri yaşanmaktaydı. M.S. 9. Asırda Horasan güneyinden, Hindistan''dan Basra''ya kadar yayılan Türklerin kurdukları Karahanlılar (Satuk Buğra) ile yenilikler ve hatta ilk kez devletin resmi dinin İslamiyet olarak oturtulmasını görmekteyiz.

İşte bu iki asır Türklerin yaşamsal tarihini tamamen değiştirdi. Asırlardır sahip oldukları Bozkır Uygarlığına, kattıkları Çin ve Hint medeniyetlerine ek olarak bir de Arap medeniyetini katıp bilim için birçok okulları ya da medreseler açmaktaydı. Kaşgarlı Mahmut, Yusuf Has Hacip gibi edebiyatçılar Türkçe üzerine çalışmalar yaptı.

M.S. 9. Asır sonlarında Gazneli devletinin ordusunda başarılı subayların başında komutan olan kınık boyundan Selçuk Bey ve oğulları Çağrı, Tuğrul beyler bu kez ayrılarak yeni bir devlet kurdular, adına da Selçuklular dendi. Sonra Çağrı beyin oğlu Alparslan''ın bu kez de o asra kadar tarihin tek imparatorluğu sayılan Bizans ile 1071''de yapılan  savaşı kazanması, Bizansa ait olan Anadolu Türkler için yeni bir vatan toprağı oldu.

M.S. 12. Yüzyıllarda artık Horasan''dan ve Ergenekonların dalga dalga batıya yönelen Türk Beylikleri geldikleri yörelerde, kendileri için yönetimler kurdular, ancak hepsi de önceleri Anadolu Selçuklu Devletine bağlı olarak hakimiyetlerini sürdürmekteydi. İşte bu yıllar içinde Türklerin hakimiyetlerine sona erdirmek adına Avrupalı Hıristiyan Devletler papanın desteğiyle Haçlı Seferlerini başlattı. Yine aynı asırda bu kez Asya merkezli Cengiz hanın kurduğu adına Moğollar denilen kavmin batıya yönelişleri başladı.

M.S. 13. Yüzyıl içinde Anadolu Selçuklularının birçok sıkıntıya düşmelerine karşı, kısım kısım bu kez Anadolu''daki beyliklerin ayrılışı başlamıştı. Alaaddin Keykubat döneminde batıya yerleşmiş olan Kayı boyu ile Çandaroğulları beylikleri Şeyh Edebali denetimiyle bağımsız bir devleti kurmuşlardı. Adına Ertuğrul oğlu Osman deniliyordu.

M.S. 1399''dan itibaren artık tarihin en son imparatorluğu olacak Osmanlılar tarih sahnesine çıktı. Geçen altı asır içinde dünya tarihinde oldukça etkin ve de güçlü hakimiyetlerini sahip oldukları düzenli ordularıyla yaptıklarını açıkça bilir batılılar.

Türkler 16 ayrı isimle devlet kurmuştur. Ancak sözde tarihçilerimiz bu kez geçmiş tarihlerimiz için yeni bir yöntem buldu. Kes-kopyala-yapıştır politikası idi bu yöntemleri. Böylece elimize getirilen tarih kitaplarında kısım kısım pek de anlaşılmayan geçmiş Türk tarihleri anlatılmış oldu.

Osmanlı Türk İmparatorluğunun dünya hakimiyeti 18. Yüzyıl sonlarına kadar  sürebilmiştir. Ancak bu asırdan itibaren aslında doğru dürüst düzenli ordulara sahip de olmamış Avrupalı Hıristiyan devletlerin bu kez Keşifler, İcatlar dönemiyle birlikte, denizcilik yoluyla dünyayı dolaşırken, kölelik ve sömürgecilik sistemiyle, Hindistana kadar uzandılar. Sömürgeciliğin getirdiği kapital sermayelerin devlet tarafından yatırım yapılarak Avrupa''da bu kez sanayileşme başlarken, bir de aydınlanma çağına girilmişti.

19. Yüzyıl başından itibaren Osmanlı Sultanı III. Selim ve Mahmut, Abdülmecid dönemlerinde batıya yönelmek adına Tanzimat''ı başlatmışlardı. Osmanlının son yüzyılını öğrenmez isek, hiçbir şeyden haber ve bilgi sahibi de olamayız.

Tanzimatın bitişiyle birlikte Meşrutiyet başladı.  I. Meşrutiyet döneminde bu kez kısmen zayıflamış olan ordumuz için Avrupa modeli Askeri mektepler ve Harp okulları açıldı.

İşte bu devletler içinde Osmanlı ordusunda ise oldukça tecrübeli ve tahsilli subaylar yetişmekteydi. İşte bu aşamalarda ileri zamanlar içinde bu kez de I. Dünya harbine girilince aralarından çıkacak olan Erkanı Harp Subaylar olacaktı.

Onlar I. Dünya harbinde birçok zaferleri getireceklerdir, peşinen müttefikimiz olan Almanların yenilgisi ile Osmanlı Devleti yenik sayıldı. 30 Ekim 1918 günü İtilaf Devletleriyle birlikte Mondros Ateşkes''i imzalandı.

Geçmişteki Türk devletler tarihinde aynen olduğu gibi, yine bu halkın içinden öne çıkan deli yürekli, kurtarıcı komutanlar ve aydınlar çıktı. Aralarında öne çıkan Gazi Mustafa Kemal Paşanın liderliğindeKurtuluş Savaşı kazanılarak Türkiye Cumhuriyeti Devleti kuruldu.

Değerli okuyucularım köşe yazımızın aslı da zaten budur. Ancak bu tarihi seyir anlaşılmadan birdenbire Atatürk''ten bahsetmek tamamen yanlış ve hatta eksiklerle destanlaştırmak olurdu.

Evet 1923''ten itibaren yeni bir devlet kuruldu üstelik alışılmış, ümmetçilikten millete dönüşümlerinde yerine getirilmesi zorunluluktu. İşte onlar bunu ölüm pahasına hiçbir kazanç ve çıkar sağlamadan bütün yurdu saracak derecede başarıyla yürüttüler.

Dünya tarihinde 20. Yüzyılda yaşamış en önemli liderlerden birisiydi Mustafa Kemal Atatürk. Bağnazlığın tamamen karşısındaydı. Fakat bizler onu tamamen abartarak olur olmaz varsayımlarla bir yerlere yükseltmeye başladık. Bir tür İlah gibi görenler oldu.

Bu aymazlıkları ondan sonra çok partili rejimle birlikte Demokrat Parti döneminde yaşamaya başladık. Birileri Atatürkçülük savını çıkardı. Aslında bu girişim gerçek kurtarıcı, kurucu lider Mustafa Kemal''i bilmeden saptırıp kutuplaştırmaları da başlamıştı.

İşte bu birebir dönemde yaşadığımız Soğuk Savaş yıllarında, bu kez eskiden kalan fanatik, Osmanlıcılar ya da dini alet etmek isteyenler çıktı Onlar halifeliği kaldırdığı için düşman saydıkları Atatürk için diyorlardı ki:

"… Kendisini Halifeliği yıkıp lider olarak açık şekilde gösteren birisi ilk Reisicumhur olmuştu. Üstelik Osmanlı ordusunda subay iken, topu topu yirmi yıl hizmet edip Kurtuluş Savaşı sırasında Mareşallik de yapmıştır. Üstelik İslamiyeti bilmez gavur birisiydi 600 yıllık Osmanlı İmparatorluğu devletini yıkan oydu…*

Değerli okuyucularım bu sözleri elli yıl öncesi çok duyardık, hatta bugün bile devleti yönetenlerin arasında aynı fikri savunanlar oldukça çoktur. Peki bu kapıyı onlara rahatça konuşulsun diye açanlar kimlerdir? Evet bizdik, sadece elimize aldığımız Atatürk rozeti ile savunmalar yaparken onların topu topu 20 yıl hizmet edip kendisinin mareşal yapmıştı, sorusunu açık devlet ve ordu kayıtlarından belgelerle arayıp bulup suratlarına çarpmayı beceremedik.

Değerli okuyucularım gelin bunu ben size hem askeri kaynaklar ve hem de Osmanlı Devlet arşivindeki ekteki kitap da olduğu gibi belge belge sunayım. Aksi halde dünya devletler tarihinde ordularında da komutanlık yapmış, sadece 20 yıl çalışmış subayların hemen hiçbirisi Mareşalliğe kadar terfi etmezler. Gelin belgelerle devam yazımızı okuyunuz.

 

 

 

 

 

 

               

 

 

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları