Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Ömer Erbıyık

Ömer Erbıyık

Baktığım Yerden

Mülteci sorununa sebep olanlar, mültecileri alsınlar

Göçler iç savaşların neticesidir.

İç savaş çıkarılan ülkelere bir bakınız.

"Ulus devlet" olmayı becerememiş ülkelerdir.

Emperyalist güçlerin göçlerle amacı;

"Göç alan ülkelere sorun ihraç etmektir."

Bunu göç alan yöneticiler de gayet iyi bilir.

Şimdi hepinize soruyorum;

"Bunu bildikleri halde göç alan ülkelerin yöneticileri sizce kimlerin amaçlarına hizmet etmektedir?"

Kendi yarattıkları kaosu, mülteci akınını kendileri temizlemeyip Türkiye'ye havale etmeye çalışan başta ABD ve İngiltere ve de NATO'nun diğer ülkeleri.

Ekonomisi bozuk olduğu için bunu ABD'den ve Avrupa'dan gelecek para karşılığında havada kapmaya çalışan bir Türkiye.

Göç alan ülkemizin insanlarının kültürel yapısı ile mültecilerin kültürel yapısı asla uyuşmuyor.

Göç veren ülkelerin insanları eğitimsiz, cahil ve kalifiyesizdirler.

Her birisi birer sorun yumağıdır.

Gittikleri ülkede halkın huzurunu bozarlar.

Göç alan ülkelerin ekonomisine göçün yarattığı olumsuzluklar mutlaka yansır.

Kendi vatandaşı iş bulma sıkıntısı yaşar.

Göç alan ülke bunun neticesi göç verir.

Gelenler eğitimsiz ve vasıfsız, gidenler eğitimli ve vasıflı olur.

Yani göç alan ülkeler beyin göçü verirler.

Büyük oranlarda göç alan ülkelerin  yönetiminde "ümmetçi bir zihniyet" ve de bunlara destek veren bir yobaz kesim varsa böylesi bir toplumu da kandırmak çok kolaydır.

Yönetenler;

"Mülteciler müslüman kardeşlerimiz." diyerek dinden girdiklerinde iş biter.

Sığınmacıların bu yüzyılda savaş silahı olarak kullanıldığını hiç kimse aklından çıkarmasın.

Emperyalist güçler sığınmacıları silah olarak kullanmakta Türkiye bir iç savaşa sürüklenmek istemektedir.

Suriyeli sığınmacılar yüzünden bazı vilayetlerimizin  demografik yapısı tehdit altında iken şimdi de Afganistanlı sığınmacılar getiriliyor.

Olacak iş değil.

Çocuklarımızı, kadınlarımızı, kızlarımızı bu güruhtan nasıl koruyacağız bekleyip göreceğiz.

Bugün ülkemize giren mülteci miktarları ve Türk vatandaşlığı verilenlerin sayısı ülkeyi yönetenlerce Türk halkından gizleniyor.

Vatandaşlık verilenlerin dosyaları bu iktidardan sonra mutlaka masaya yatırılacak, vahim tablo ileriki yıllarda mutlaka ortaya çıkacaktır.

Afganistan'ı Taliban'a teslim eden emperyalist güç ile Türkiye'yi bugünkü siyasi  iradeye teslim eden güç  aynı güçtür.

Afganistan'da, Irak'ta, Suriye'de, Libya'da istikrar istemeyen, Ortadoğu kafa yapısı doğrultusunda dinci bir yapı isteyen bu emperyalist gücün Türkiye için iyi bir şey planlaması mümkün olabilir mi hiç?

Türkiye'nin etnik yapısı geri dönülemez şekilde ülkeyi yönetenlerin marifetiyle değiştirildi.

Bu durumun ülkemizdeki Türk kimliğine önemli zararları olacağını herkes bir kenara yazsın.

Ülkemizdeki Türk kimliğinin durumunu 3-5 kuşak sonra tahmin bile etmek bana sıkıntı veriyor.

ABD tarafından en modern silahlarla donatılmış 300 bin kişilik Afgan ordusu 75 bin kişilik Taliban karşısında silahlarını bırakarak teslim bayrağını çekti.

Şimdi de Taliban'dan kaçıp Türkiye'ye geliyorlar.

Suriyeli mülteciler gibi kendi ülkelerine yararı olmayan bu insanların bizim ülkemize ne yararı olabilir ki?

Cumhurbaşkanları da uçağına paraları doldurarak ülkeden kaçtı.

Bu yaşananlar, Afganistan'da emperyalist güçlerin kontrolünde bir yönetimin iktidarda olması, ordunun komuta kademesine vatan aşığı liyakatli kişilerin değil biata dayalı kişilerin getirilmesi, ordunun paralı askerlerden oluşturulmuş olmasının neticesidir.

Evet;

Afganistan'a sözde demokrasi ve barış getirmek için girenler orayı cehenneme çevirip terk edip gittiler.

Afganlılar akın akın ülkemize geliyor.

Türkiye'de laik düzen değil şeriat düzeni isteyenler, Arabistan'a, İran'a gitmezler.

Ülkemizi yönetenlerin;

 "Taliban'la aynı inanca sahibiz.Ters görüşümüz yok" açıklamalarından hareketle ülkemize Taliban'dan kaçanları eğer alıyorsak laik düzene düşman olan ve Taliban anlayışını seven içimizdekileri de neden Afganistan'a göndermiyoruz ki?

"Hudutlar namustur."

Ancak bugün görüyoruz ki hudutlar oldu birer kevgir.

Şimdi 2003 yılına gidelim.

Bugünkü siyasi irade birden bire Suriye, Irak ve İran sınırımızdaki mayınları temizlemeye başlamıştı.

Bugün; acaba bu uygulama mültecilerin sınırlarımızdan  kolayca geçmesi için alınan bir tedbirmiydi, sorusunu aklımıza getiriyor.

Bugün Suriyeli sığınmacılara ilaveten Afgan sığınmacıların yarattığı sorunlar da toplumdaki öfkeyi artırmaktadır.

Bizce; gelecek günler, her an yaşanabilecek sosyal bir patlamaya da gebedir.

Bugün göz yumduklarınız yarın bize göz açtırmayacak olanlardır.

Yoksulluğun, işsizliğin, pahalılığın arttığı günümüzde muhtemel sosyal patlamaların artmasını mutlaka değerlendirilip mülteci meselesindeki yanlış yoldan tez zamanda dönülmelidir.

Ağustos 2021'in ortalarında Ankara'nın Altındağ İlçesi'nde yaşananları kimse gözardı etmesin derim.

Kabil havalimanını koruyacaktık güya.

Orayı dünyanın süper gücü hem de NATO desteğiyle koruyamadı.

Bugün kendi sınırlarınızı dahi koruyamaz hale gelmişken Afganistan'da Kabil havalimanının korumasını konuşmak olacak iş mi?

"Bugün Avrupa halkları kendi topraklarında huzur ve güven içinde yaşıyorsa Türkiye'nin ve Türk milletinin fedakarlığı sayesindedir" demişti ülkemizin tepesindeki kişi.

Onlar huzur içinde yaşasın diye bizler mültecilerle huzursuz mu yaşayalım efendim?

Türkiye'nin en çok göç aldığı ülkeler;

Birinci sırada Suriyeliler,

İkinci sırada Afganlar, üçüncü sırada Iraklılar var.

Üç ülkenin ortak bir özelliği hepsinde de iç savaşın yaşanması.

Peki, bu saydığımız ülkelerde iç savaşı kimler çıkardı?

İlk akla gelen ülke başta Türkiye'nin ezelden beri düşmanı olan ABD.

2001 yılında Afganistan'ı, 2003 yılında da Irak'ı işgal etmişti bu emperyalist güç.

Atatürkten rahatsız olanlar

Afganistan'dan ders çıkarmazlar mı?

Emperyalist güçlerle mücadele edileceğine emperyalist güçlere boyun eğiyoruz, dediklerini harfiyen yerine getiriyoruz hâlâ.

Türkiye ABD ve AB'nin  tuzağına asla düşmemelidir.

Bazı Suriyelilerin; "Suriye'de savaş çıkaranlardan Allah razı olsun. Bu savaş çıkmasaydı Türkiye'ye gelemezdik" demesini de unutmayalım.

Sığınmacılar konusunda Türkiye'ye gaz verenlere kendilerinin kaç sığınmacı aldıklarını biz halen sorgulamayıp her gelen sığınmacıyı ülkemize almaya devam edelim.

Ne derlerdi; "Tanrı Türk'ü korusun."

Efendim Tanrı aklını kullanmayanları asla korumaz.

Ben de şöyle diyorum; "Tanrı Türk'ü uyandırsın."

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları