Muhalefet iseler yardım kampanyası yapamazlar mı? -2-

Ülkedeki milyonlarca vatandaşın cep telefonuna mesaj gönderilerek "Biz bize yeteriz Türkiyem" kampanyasına SMS ile 10 TL bağış yapmaları istendi.

Bir taraftan vatandaştan 10 TL. bağış talebinde bulunmak, diğer taraftan devletin tüm imkânlarını tasarruf gözetmeksizin kullanmalar, binlerce lüks makam araçları, devletin içerisinde yapılan büyük meblağlardaki harcamalar vb. bazı kesimlerce dile getirilmeye başlandı.

***

S-400 Hava Savunma Sistemine 2,5 milyar dolar (17,5 milyar TL.) ödemiştik değil mi?

Peki bu S-400'ler şimdi neredeler;

"Hangarlarda bekletiliyorlar."

"Biz bize yeteriz Türkiyem" ile koskoca Türkiye'den toplanan bağış peki ne kadar;

Yaklaşık 1,8 milyar TL.

Suriyelilere şimdiye kadar yapılan yardım ne kadar; 40 milyar dolardan fazla.(280 milyar.)

***

Merkez Bankası 100 milyon TL. ile,

Ziraat Finans Grubu 62 milyon TL. ile,

Vakıfbank 50 milyon TL. ile,

Halkbank 56 milyon TL. ile,

Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) 20 milyon TL. ile,

Türk Telekom'un 40 milyon TL. ile vs. bu kampanyaya destek verdikleri basına yansıdı.

Kısacası devletin kendi kurumunun devlete yardım etmesi.

Devletin bir cebinden parasını çıkarıp öteki cebine koyması gibi bir şey.

***

Yüz binlerce kamu görevlisinin maaşlarından baskıyla, zorla bağışın yapılmasının istendiği haberlere dahi konu oldu ve tepkilere yol açtı.

"Dünya ülkeleri halkına el uzattı. Biz ise halkımıza el açtık." ifadeleri birçok kesimce sık sık dile getirildi bu süreçte.

***

Ne diyelim, eğer muhalefet belediyeleri iseniz;

Maske dağıtsan "yasak."

Çorba dağıtsan "yasak."

Ekmek dağıtsan "yasak."

Belediye bandoları ile sokak sokak dolaşarak salgın nedeni ile evlerinden çıkamayan halka moral konserleri versen "yasak."

Bağış toplayarak bu bağışlarla vatandaşa yardım götürmek istersen "yasak."

Ancak iktidarın belediyelerine gelince;

"Var mıydı sizce böylesi bir yasak?"

Yani yukarıda sıraladığımız yardımları iktidarın belediyeleri yapsaydı olur muydu böyle bir yasak?

Bütün bu yasaklar belediyelerin "yasal haklarının" engellenmesinden başka bir şey değildi.

***

İktidar tarafında ,yardım yapan muhalefet belediyelere "terörist" benzetmesi dahi yapıldı.

Muhalefet belediyelerinin yardım yapmasında ne kötülük olabilir ki?

Halkın seçmiş olduğu, yardım yapan belediye başkanlarına terörist benzetmesi yapmak, bedava ekmek dağıtan belediye çalışanlarını gözaltına almak kadar da yanlış bir şey olamaz.

***

"Yardım yapılacaksa ben yaparım." anlayışı çok yanlıştır efendiler.

Bundan dolayıdır ki, "Biz bize yeteriz Türkiyem" yardım kampanyasında kişi, kurum ve şirketlerin hangi şartlar altında yardım yaptıkları da göz önüne alındığında, 83 milyonun önemli bir bölümünün bu yardım kampanyasının içerisine dahil olmadığı toplanan yardım miktarından anlaşılmaktadır.

Bir zamanlar mağdur edildiklerinden dert yakınanların bugün mağduriyete sebebiyet veren uygulamaları vatandaş tarafından sandık günü geldiğinde mutlaka değerlendirilecektir.

***

Muhalefet partili belediyelerin başlattığı yardım kampanyası hesaplarının İçişleri Bakanlığı'nın genelgesi ile yasaklanması üzerine

Ankara Büyükşehir Belediyesi'nin yaptığı "Vatandaşın veresiye defterlerinin kapatılması" çağrısına hayırseverlerden tam destek geldi.

Birçok dar gelirli vatandaşın veresiye defterlerindeki borçları yardımseverlerce kapatıldı.

***

Muhalefet belediyelerinin vatandaşa yardımla ilgili ne yapmak isterse bunu yasaklamayı, yani Koronavirüsü ile mücadele sürecinde;

"Muhalefete ait belediye isen belediyecilik yapamazsın" anlayışını, muhalefet belediyelerine "ambargo" konmasını hiç de doğru bulmuyorum.

Merkezi yönetiminin hizmet götüremediği yerlerde bu açıkların belediyelerce kapatıldığı gerçeğini asla göz ardı etmeyelim lütfen.

Efendim yardım yapmanın partisi olur mu hiç?

Yeter ki vatandaşa yardım ulaştırılsın.

Bu yardımı hangi parti yaparsa yapsın mutlu olmamız gerekmez mi?

***