Mevsimsel depresyonla başa çıkmanın yolları

Mevsimsel depresyonla başa çıkmanın yolları
Mevsim geçişlerinin getirdiği depresyon sadece hava durumundan olmadığı gibi, bu geçişler beraberinde rutini, çalışma temposunu, uyku saatlerini, beslenme düzenini ve şüphesiz psikolojik dalgalanmaları da beraberinde getiriyor.

Aylardan eylül olunca akademik takvim de devreye giriyor. Eylül ayı kimine göre yeni bir sezon başlangıcı, kimine göre ise yılın son aylarına girişi temsil ediyor. Hangi sebeple olursa olsun, eylül ayına diğer aylardan daha fazla anlamlar yükleniyor. Denize, güneşe, hafta sonu kaçamaklarına doyamayanlar, yoğun iş temposuna hazırlıksız yakalananlar, yeni mezunlar ve öğrenciler… Kısaca herkesin eylülü farklı.

Ortak paydada ise ani duygu değişimleri, yeni rutine geçiş ve artmaya meyilli kaygı ve stres var. Bu açıdan bakıldığında mevsim geçişleri psikolojimizi ve ruh halimizi doğrudan ve dolaylı yollardan etkisi altına alıyor.

Eylül ayından direkt etkilenen kesim ise öğrenciler ve yeni mezunlar. Çocuk ve ergen psikologları, okul ve sınav stresi ile baş edebilmek için uykuya ve beslenmeye özen gösterilmesi gerektiğini vurguluyor çünkü okula dönüş psikolojisi en çok uyku ve beslenme düzenini etkiliyor.

Mevsim geçişlerinde hayat kalitesini artırmaya yönelik önerilerimizi sıraladık.

1. Zinde bir gün için kaliteli uyku

Uzmanlar 7-8 saat arası uykunun ideal olduğunu öne sürüyor. Uyku saatlerinin değişmesi bireylerin biyolojik saatini etkilediği gibi psikoloji ve ruh hali üzerinde de etkilidir. Yetersiz uyku, strese dayanıklılığı düşürürken huzursuz hissetmeye sebep olur. Bununla beraber gün içinde yorgunluk, halsizlik ve odaklanma zorluğuna ortam hazırlar. Kaliteli bir uyku uyumak için öğleden sonra kafein tüketimini azaltabilir, uyumadan en az bir saat öncesine kadar da mavi ekranlara bakmayı bırakabilirsiniz.

2. Zinde bir beden için kahvaltı

Üniversite öğrencilerinin bir diğer problemi ise beslenme düzensizliği ve öğün atlamak. Kahvaltı etmemek kan şekeri dalgalanmasına yol açabilir ve gün içerisinde daha yağlı ve şekerli yiyecek tüketimini tetikleyebilir. Kahvaltıyı atlayan öğrenci, gün içerisinde fiziksel olarak enerji düşüklüğü yaşamaya ve zihinsel olarak da odaklanma güçlüğü çekmeye eğilimli olur. Daha konsantre ve verimli çalışmak için kahvaltıya mutlaka önem verilmeli.

3. Zinde bir zihin için tüketilmesi gereken besinler

Sağlıklı beslenmek sadece formda kalmak için değil zihin sağlığı için de önemli. Bazı besinler konsantrasyon eksikliğini gidermeye yardımcı olur ve zihin performansını artırırlar. Örneğin ceviz ya da yeterli miktarda balık tüketimi hafızayı iyileştirir ve belleği korur. Annem sınavdan bir akşam önce bana mutlaka balık hazırlar, sınav sabahı ise ceviz yemeden beni okula göndermezdi.

Özellikle B vitamini beyin fonksiyonları için önemli. Ispanak başta olmak üzere, koyu yapraklı sebzeler, muz, narenciye, mercimek, yumurta ve yoğurt gibi seçenekler de B vitamini yoğun besinlerdir. Badem ve avokado gibi sağlıklı yağlara yer vermek de zihin sağlığının gelişimi için son derece önemlidir.

4. Zinde hissetmek için egzersiz

American Psychological Association tarafından yayınlanan bir makalede, aerobik egzersizleri (tempolu koşu, yürüyüş, bisiklet gibi) beynin planlama gibi karmaşık işlevlerinden ve duygu kontrolünden sorumluolan bölümü prefrontal korteksin aktive edilmesini sağladığı belirlendi.

Scandinavian Journal of Medicine and Science in Sports tarafından yayınlanan bir başka araştırmada ise düzenli egzersizin depresyon semptomlarının hafiflettiği, kaygıların azalmasına ve zihnin gelişmesine katkı sağladığı vurgulandı. Özetle, egzersiz yapmak serotonin seviyelerini artırırken ruh halimizin de iyileşmesine olanak sağlar. Havalar daha güzelken açık havada yürüyüşler yapmak bütün sıkıntılarımıza birebirdir.

Yeni mezunlara birkaç öneri!

Stres anında artan kortizol hormonu vücudun strese gösterdiği tepkiler arasındadır. Kortizol seviyesini dengede tutmak uyku, beslenme ve spor ile mümkün hale gelir.

Üniversite bittikten sonra eylül ayında çoğu mezunun depresyon ve anksiyete bozukluğu yaşaması olası bir risktir. “Şimdi ne olacak?”, “Hayatım ile ne yapıyorum?” gibi sorular yeni mezunların özgüvenlerini zedeleyerek motivasyonlarını yerle bir edebilir. Boşluğa düşmüş mezunlar bu durumla nasıl başa çıkacaklarını bilemeden gün geçtikçe kendilerine kızıp depresyona sürüklenebilirler. Şüphesiz bu boşluğa düşmemek için önceden iş başvuruları yapılmalı ve boş zamanlar yeni hedefler belirlenerek değerlendirilmelidir. Motivasyonu artırmak için ise kaliteli uyku, sağlıklı beslenme ve spordan vazgeçilmemelidir.

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Öne Çıkanlar