İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "Batı'yı bu kadar sersefil bir halde bulmuşken, Amerika'yı bu kadar ne yaptığını bilemez halde bulmuşken şimdi fırsatını yakaladık, 300 yıllık makası kapatıyoruz" demiş.

Ben hem batıyı hem de Amerika'yı avucumun içi gibi bilirim ve size avucumun içinde çok özel bilgiler paylaşacağım.

Bu demeçten hemen sonra batı birbirine girdi.

'Zincirleme batı kazası' oldu.

Diyeceksiniz ki 'Neden haberlerde duymadık?'. Neden duyalım ki, yayın yasağı getirdi o koskoca batı, artık kimden gördülerse bu yayın yasağını...

Ayrıca bu demeç batılı devletleri öyle bir sarstı ki yetkililer apar topar bir karar aldılar ve ülkelerinde Victor Hugo'nun Sefiller isimli eserin sahnelenmesini yasakladılar.

Sadece batı mı?

En büyük şoklardan birini de İngiltere yaşadı.

Ekonomi üst yönetimimiz İngiltere'ye gidip görüştü, o görüşme sonrası İngiltere tarafından bir açıklama neden gelmedi, düşündünüz mü hiç?

Çünkü bizim yetkililerimiz 'Faiz sebeptir, enflasyon sonuç' tezimizi anlatabilmek için 'Faiz is sebeping, enflasyon is sonuçing' dediğinde garibim İngiliz heyeti dumura uğradı.

Ha bu arada -ing- takısı İngilizce bir ek filan değil, ülkenin adı olan İngiltere -ing- ile başlıyor ya, onlara bir cest olsun diye geçtiğimiz bir kıyak. Okulda Fransızca dersim iyiydi, laf çakmaya kalkmayın

Amerika da demeçteki gibi ne yaptığını bilmez bir durumda.

Çocukluk arkadaşım Muittin uzun yıllardır Amerika'da yaşıyor.

Arayıp ' Hav ar yu Muittin?' diye sordum. Bana 'Bugün pazar, yatıyorum. Hava da soğuk. Biliyorsun ben orta Amerika'da İspartakus Eyaleti sınırlar içinde yaşıyorum, burada günlerdir elektrik kesik, ne yapacağımı bilemiyorum' deyince aklımdan 'Vay be, Muittin bile ne yapacağını bilmezken koskoca ABD nasıl bilsin?' diye geçirdim.

Fakat aklım o 300 senelik makastaydı.

İlk iş olarak berberime gittim, günaydın bile demeden 'Makasın kaç yıllık?' diye sert bir ifadeyle sordum.

Çok neşelidir benim berberim, 'Hele bir dinlen, belli ki şekerin yükseldi' deyip, kaseti açtı.

Çalan şarkı rahmetli Huysuz Virjin'in sesinden 'Katina'nın elinde makası'ydı...

Not: Cest olarak yazdığım kelimenin "Jest" olarak yazıldığını ben de biliyorum, 300 yıllık deden kalma makasınız yok diye kıskanmayın!