Mafi Eğilmez, 1944 yılında kurulan IMF’nin amacını, ‘Ülkelerin karşılaştığı geçici ödemeler dengesi krizlerini gidermek ve onların ithalat kısıntısına gitmemelerini sağlayarak dünya ticaretinin daralmasını önlemek’ olarak açıkladı.
Eğilmez, IMF’nin uluslararası ticaret artışının dünya refahını artıracağı ilkesi doğrultusunda çalışan üç kurumdan biri olduğunu ifade edip, diğer iki kurumun da Dünya Bankası ve Dünya Ticaret Örgütü olduğunu belirtti.
189 üyesi bulunan IMF’ye Türkiye’nin 1947 yılında üye olduğunu ifade eden Eğilmez, “IMF’ye üye olan ülkelerin, ekonomik güçlerini yansıtacak bir formülle hesaplanan kota yükümlülüklerini IMF’ye taahhüt etmesi ve belirli bir miktarını yatırması gerekmektedir. Kota, bir çeşit sermayeye katılma payıdır” dedi.
Kotaların toplamının 477 milyar SDR olduğunu ifade eden Eğilmez SDR’yi de şu şekilde açıkladı; “SDR ya da özel çekme hakları hem bir rezerv türü hem de IMF’nin hesap birimidir. Dolar, Euro, Yuan, Yen ve Pound Sterlin’in belirli ağırlıklarda bir sepette toplanmasıyla oluşturulur.” Bu çerçevede Eğilmez’in verdiği bilgiye göre, Türkiye’nin IMF’deki kotası 4.658,6 milyon SDR yani 6,455,6 milyon dolar.
TÜRKİYE VE IMF İLİŞKİLERİ
İktisatçı Mahfi Eğilmez sosyal medya hesabından paylaştığı bir grafikle de Türkiye ile IMF’nin kuruluşundan bugüne kadarki ilişkilerini özetledi.
Buna göre, Türkiye IMF’den ilk borcunu 1958 yılında Adnan Menderes döneminde aldı. Üç yıl sonra da ilk Stand-By anlaşmasını imzaladı. İmzayı atan Cemal Gürsel anlaşmadan dört gün sonra görevi İsmet İnönü’ye bıraktı. 1962-1970 yılları arasında IMF ile 9 stand-by anlaşması yapıldı. Bu dönemde 351 milyon dolar kredi kullanıldı.