Seçimlere iki yıl var. Cumhur İttifakı erken seçim olmayacağını ısrarla vurguluyor. Hem de liderler bazında… Ancak böyle bir iklime rağmen, ittifaklara ve Millet İttifakı'nın cumhurbaşkanı adayının kim olacağına dair senaryolar gündemden düşmüyor.
CHP'li ve İYİ Partili isimlerin yaptığı çıkışlar, Kılıçdaroğlu ve Akşener'in bu çıkışlara yaptığı frenler ve ekranlarda konuşulanlar…
Hepsinden çok daha fazlası Ankara kulislerinde yaşanıyor.
Siyaset sahnesinin perde arkasında Millet İttifakı'nın cumhurbaşkanı adayının kendilerinden olması için son dönemde ciddi şekilde pres yapan bir parti var.
Aklınıza hemen CHP ya da İYİ Parti gelmesin… Çünkü Gelecek Partisi'nden bahsediyorum.
Kulislerden sızana göre, Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu'nun Millet İttifakı'nın adayı olması için kurmayları sahaya çıktı. Davutoğlu'nun aday olması gerektiğini anlatıyorlar. İsmi bende kalsın, Gelecek Partisi'nin bir Genel Başkan Yardımcısı, söylenildiğine göre konunun Kılıçdaroğlu'na da aktarıldığını ve CHP liderinin ılımlı yaklaştığından yakın çevresine bahsediyormuş.
İYİ Parti ve Deva Partisi'nin ise meseleye sıcak bakmadığı ifade ediliyor.
Edindiğim bilgilere göre, Gelecek Partililer Davutoğlu'nun adaylığına gerekçe olarak, 1 Kasım 2015 erken genel seçiminde AKP'ye tarihinin en yüksek oy oranını aldırmasını öne sürüyorlar.
Oysa bu çok yanlış bir bakış açısı.
Birincisi, AKP tarihinde ilk kez Davutoğlu'nun liderliğinde, 7 Haziran 2015'te tek başına iktidardan düştü. Bu tamamen Davutoğlu'nun kabahati değildi aslında. Çünkü öyle bir konjonktür vardı ki, Erdoğan partisinin başında dahi olsa AKP'nin tek başına iktidarı kaybetmesi kaçınılmazdı.
Ve yine Kasım 2015'te seçime bambaşka bir havada gidilmesi AKP'yi yeniden tek başına iktidara taşıdı.
Kaldı ki, 1 Kasım'da iktidarın AKP'ye altın tepside sunulması, MHP'nin muhalefeti tıkaması ve iki seçim arasından bir yerden düğmeye basılmış Türkiye'nin kaotik bir sürece sokulmasıyla gerçekleşti…
İkincisi; Davutoğlu'nun Millet İttifakı'nda yer alması CHP ve İYİ Parti tabanı tarafından kabullenilebilir ama aday yapılması çok büyük tepki toplar. CHP ve İYİ Parti böyle bir durumda bütün bir seçim sürecini kendi seçmenini Davutoğlu'nun adaylığına ikna etmekle geçirir…
Bugün iktidar karşısında hiç olmadığı kadar sokağa yansımış bir toplumsal muhalefet var. Hem de yerel seçimdekinden bile çok daha ötede.
AKP ise, iktidara ilk kez geldiği 2002'deki psikolojik üstünlüğün yarısına bile sahip değil.
Çünkü artık Türkiye'yi yönetmiyorlar ve "müjdeler" oyları yükseltmiyor.
Dahası, yerel seçimlerde AKP'nin de yenilebileceğini kanıtlamış, "Bunlar gitmez" algısını tamamen olmasa da ciddi anlamda yıkmış bir muhalefet var.
Buradan ne çıkıyor? Muhalefet, AKP'yi iktidardan gönderebilmek için AKP içerisinden çıkan isim ya da isimlere muhtaç değil!
Yok, böyle bir hata yapılırsa, büyük bir taktik hata olur ki, bir çuval incir berbat edilir…
