Gerçek adı Ahmed Sirhindî olan ancak İmâm-ı Rabbânî olarak bilinen kişinin asırlar önce yaptığı kehanete göre, 27 Mart 2022 tarihinde beklenen İstanbul depremi olacakmış.

Olmamasını dilerim ancak bu yazımda bu kehanet altına yapılan yorumlara değineceğim.

''Nereden biliyormuş?'', ''Sallamış'' diyenlerden tutun da ''Madem her şeyi biliyormuş, o zaman neden ölmüş?'' diyenlere kadar türlü türlü yorumlar vardı.

''Benim onlardan ne eksiğim var ki dalga geçmeyeyim?'' demek isterdim ama deprem gibi bir konuyla dalga geçilmez.

Peki, kimlerle dalga geçilir?

''Geleceği sadece Allah bilir'' diyerek, tedbir almadan kaçak inşaat yapanlarla...

''Bu Rabbânî''nin dedikleri çıkmazsa mezarına tükürelim'' diyen ama yaptığı inşaatın dairelerine ek bir ödeme yapmamak için Kat Mülkiyeti Tapusu çıkartmayan sözde müteahhitlerle...

''Deprem olursa bina yıkılır, önemli olan kalp kırılmasın'' diye pişkinlik gösteren, para sahibi olduğu için kendini Mimar Sinan sanan şuur yoksunlarıyla...

''Yiyeceği lokma bu kadarmış. Deprem olmasa, kafasına üst kat komşusunun çocuğunun yaptığı kağıttan uçak düşüp ölecekmiş'' diyen yüzü kösele olanlarla...

''Deprem mi, ben kahve falı baktırdım, daha uzun sene olmayacakmış'' diye sözde mizah yaptığını sanan telve beyinlilerle...

''Yapma ya, o tarih gelmeden akrabalarımı davet edeyim de, yeni evimi gösterip hava atayım'' derdinde olan gösteriş budalalarıyla...

''Ben biliyorum bu kehaneti. O yüzden 1 gün önce yazlığa gideceğim, ölen ölsün'' diyecek kadar sevgi yoksunlarıyla dalga geçmek şarttır.