CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, TBMM'deki bütçe görüşmelerinde son yılların en başarılı konuşmalarından birini yaptı. Her cümlesi ile tarihe not düştü. Sunumu akıcıydı, etkileyiciydi...
Bütçe konuşmaları, Türkiye'nin kırsal kesimlerinde de takip edilir. Bu açıdan bakıldığında sanılandan çok daha fazla geniş bir alanda etkili olduğunu düşünüyorum Kılıçdaroğlu'nun konuşmasının...
Ancak CHP liderinin konuşmasının son bölümünde yaptığı çıkış, bütün konuşmasının önüne geçti. Kılıçdaroğlu'nun AKP sıralarından cumhurbaşkanı adaylığı ile ilgili gelen "Aday ol" seslerine "Benim aday olup olmayacağımı size kim söyledi?" şeklinde cevap vermesi adaylık sinyali olarak algılandı...
Haliyle siyaset ve medya dünyasının nur topu gibi yeni bir tartışma konusu ortaya çıktı.
Peki Kılıçdaroğlu gerçekten aday olacak mı?
Öncelikle şunu belirtmek doğru olur; Cumhuriyet Halk Partisi bugün itibariyle aday bulmak zorunda değil, var olan isimlerden birini tercih ederek aday gösterebilecek bir durumda...
CHP'den üst düzey kaynaklar, Kılıçdaroğlu'nun Millet İttifakı'nın çatı adayla cumhurbaşkanlığı seçimine girmesi yönünde bir eğilimi olduğunu belirtiyor.
Fakat aklındaki aday kendisi değil!
Kılıçdaroğlu'na çok yakın bir isim ise şunları aktardı; "Kemal Bey her yönüyle cumhurbaşkanlığına layık bir isim. Bu tartışılmaz. Ancak bu şekilde bir düşüncesi yok. Genel Kurul'da AKP milletvekillerine o an için öyle bir cevap verdi."
Bana kalırsa da Kılıçdaroğlu'nun yaptığı çıkış anlık bir durumdu.
Millet İttifakı'na ve 'dostlarla iktidar olmaya' her fırsatta vurgu yapan Kılıçdaroğlu'nun Meclis kürsüsündeki çıkışını 'aday olacak' ya da 'nabız yokladı' şeklinde değerlendirmek gerçekçi değil...
Saray MHP'yi sessize mi alacak?
İktidara yakınlığıyla bilinen Yeni Akit Gazetesi'nde yazan ve Akit TV'de "Derin Kutu" programını yapan Sabri Balaman, "Erdoğan, prangalarından kurtulmalı" başlıklı dikkat çeken bir yazı kaleme aldı.
Balaman, MHP'yi işaret ederek, "Erdoğan ve AK Parti iktidarının ortağı görünen MHP ve mahfilleri bir şekilde Erdoğan'ın değişim adımları atmasından rahatsızlık duyuyor" dedi.
MHP ve Devlet Bahçeli ile ilgili iddialarını sertleştiren Sabri Balaman, "Bir el Erdoğan'ın daha fazla sınırı aşmasını istemiyor. Bu gizli elin ne olduğunu ve ne için yaptığını bilmiyoruz. Ancak görünürdeki fotoğrafı MHP ve Devlet Bahçeli dolduruyor diyenlere kulak vermek gerekir" şeklinde yazdı.
"Erdoğan ve AK Parti için MHP bir prangadan öteye gitmiyor" diyen Balaman, "MHP+AK Parti Cumhur ortaklığı resmen olmasa da psikolojik olarak bitmiş durumda diyenlerin tespitlerini de yabana atmamak gerekir" ifadelerini kullandı.
Tam da Saray'da, atılacak reform soslu adımlar öncesi MHP üzerine de çalışmalar yapılırken iktidara yakın medyada bu şekilde bir yazı çıkması tesadüf olabilir mi?
Elbette değil...
AKP, değişim algısı yaratacak adımlara hazırlanıyor ve bu adımlar atılırken MHP'nin sessiz kalması öngörülüyor...
Bu gerçekleşebilir mi? Gayet mümkün!
Tekrarlanan İstanbul seçiminde Devlet Bahçeli mitili İstanbul'a atacaktı hatırladınız mı? Sonra AKP seçime özel bir makas değişikliği yapmış ve Bahçeli bir-iki gün ancak İstanbul'da bulunmuştu...
Çünkü Cumhur İttifakı mitili İmralı'ya atmıştı!
MHP yönetimine de terörist Osman Öcalan'ın TRT'de konuşturulmasına sessiz kalmak, İmralı canisinin mektubunu aklamak kalmıştı...
MHP'nin Saray tarafından sessize alınmasının örnekleri çok sizin anlayacağınız...
