Demokrasiyi, aynen kendilerinin ifade ettiği gibi "amaçlarına ulaşmada araç olarak" kullandılar.

Bunu da sindire sindire yaptılar.

***

Milleti millet yapan önemli değerlerden birisidir milli bayramlar.

Milleti diri tutan değerlerdir.

Atalarımızla gurur duymaktır.

Vatana, bayrağa sahip çıkmaktır.

Milli bayramları kutlamamak da milletin vatan ve bayrak sevgisini, milli duygularını zayıflatıp yok etmektir.

***

1996 yılındaki Kardak Kayalıkları krizi, ülkemizi Yunanistan ile savaşın eşiğine getirmişti.

"Çünkü milletimizin o zamanlardaki milli duyguları öyle güçlüydü ki, bir karış toprağımızda gözü olanın gözünü oyardık."

Peki ya bugün?

***

Bugün mü?

Şimdi ona bir bakalım.

Milli duygular son 19 yılda öyle zayıflatıldı ki Yunanistan'ın 2004 yılından bu yana 18 adamızı işgal etmesine sessiz kalan bir millet haline  getirildik.

İzmir, Aydın ve Muğla il sınırları içinde olan ve bugün işgal altında bulunan adalarımızla ilgili siyasi irade, işgaller süresince hiç sesini çıkarmadı.

İşgali görmemezlikten geldi.

Evet, Ege adalarımız Yunanistan'a resmen hibe edildi.

***

Adalarımız işgal edildi de, peki niçin müdahale edilmiyor?

TSK, kumpas davaları öncesindeki gücünde olsaydı, daha önceki yıllardaki siyasi iradelerin kararlı tutumları olsaydı Yunanistan sizce buna cesaret edebilir miydi?

Tarihi kahramanlıklarla dolu Türk milleti ne hale getirildi işte görünüz.

Vatan kavramı bitirildi efendim.

***

"Ülkemizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'e yapılan hakaretleri, saldırıları, güzide ordumuzun kahraman komutanlarına, subaylarına yapılan itibarsızlaştırma ve saldırıları ilke edinenlere,

ordumuzun itibarının yerle bir edilmesine tepkisiz kalınmasının neticesidir işte bütün bunlar."

"Türk Ordusu'nun onuru ayaklar altına alınıyor. Morali bozuluyor. Zaafiyete uğratılıyor. Bir tane ordumuz var. Bu ordunun şerefini korumak zorundayız" ifadelerine kulak tıkayan kesim;

"Adalarımız işgal edildi. Şimdi mutlu musunuz?"

***

Şimdi gelelim Suriye'deki Süleymanşah türbesinin bulunduğu Türk topraklarına.

Süleymanşah Türbesi'nin bulunduğu topraklar, ülkemiz dışında bulunan tek vatan toprağımızdır.

Bu toprağın Edirne'den, Kars'tan, Ankara'dan hiçbir bir farkı yoktur. Bu toprakları savunmayıp Süleymanşah türbesindeki sandukayı, IŞİD korkusuyla bir gecede kamyonlara yükleyerek apar topar oradan kaçırıp getirdiler.

O topraklarımızı IŞİD'li teröristlere terk ettiler.

Bunu da kamuoyuna, büyük kahramanlık olarak sunmaya çalıştılar.

Milletimiz bu yaşananları da sadece izledi.

***

Cumhuriyet tarihinde ilk defa vatan toprağımızın bir parçası terör örgütüne terk edilmiş oldu.

Vatan toprağını düşmana terk etmek dünyanın neresinde kahramanlık olur?

Birisi gelsin de bunu bize bir izah etsin.

Ha Edirne'yi düşmana terk etmişsin.

Ha Süleymanşah türbesi topraklarını.

Ha Kars'ı düşmana terk etmişsin.

Ha Süleymanşah türbesi topraklarını.

Bir farkı var mı söyleyiniz lütfen?

***

Milletimizin milli duyguları yavaş yavaş, alıştıra alıştıra zayıflatıldı işte bu şekilde.

Dil ucu ile; "vatan vatan diyenler."

Siz hangi vatandan bahsediyorsunuz.

Milli duygular gitmiş, satılmadık bir yeri kalmamış vatandan mı?

***

Ülkemizi yönetenlerin her milli bayramda Anıtkabir'e giderek Mustafa Kemal Atatürk'ün huzurunda olması gerekirken, bu vefa borcu da bu siyasi irade döneminde artık gösterilmiyor.

Son zamanlarda da muhtelif gerekçeler öne sürülerek sürekli iptal ediliyor milli bayram kutlamalarımız.

Çünkü Atatürk'ü sevmiyorlar.

Çünkü ilke ve inkılaplarının izinden gitmeyi istemiyorlar.

Cumhuriyetle hesaplaşıyorlar.

Atatürk neyi düzeltti ise bunlar yeniden bozdular.

İktidarın küçük ortağı da bu durumdan ne kadar mutlu olsa azdır.

Aynen 19 Nisan 2021 tarihinde Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün eseri olan Nutuk'un okullarda dağıtılmasına, Mersin'in Çamlıyayla İlçe Milli Eğitim Müdürü'nün resmî bir yazı ile izin vermemesine sessiz kalarak duydukları haz gibi.

Eğer bu milliyetçilik ise sizin milliyetçiliğinizi sevsinler.

***

Kendilerinin "Yeni Türkiye'sini" kurmak isteyen zihniyetten kimse milli bayramlarımızı kutlamayı beklemesin.

Daha dün "kulağım ağrıdı, burnum aktı, elim kaşınıyor." gibi bahaneler üretip milli bayramlara katılmayanlardan, milli bayramlarımıza husumet  duyanlardan milli bayramlarımızı kutlamalarını beklemek akıl tutulması olsa gerek.

***

 Şu hususun altını çizmek isterim; "Sadece işgal altındaki milletler milli bayramlarını kutlayamazlar."

***

20 Nisan 2021.

"Nur cemaatinin Meşveret Grubu'nun lideri"nin cenazesini devlet erkanı, Kovid-19 yasaklarına rağmen en ön safta yerlerini alarak hem de  izdiham içerisinde  kaldırdı.

Aynı siyasi irade Kovid-19'u gerekçe göstererek tam  üç gün sonra olan 23 Nisan'da sokağa çıkma yasağı ilan etti.

23 Nisan 2021 tarihindeki milli bayramımızda Anıtkabir'e teşrif buyurmadılar.

***

Sonuç olarak;

Bu siyasi irade döneminde milli duygular tahribata uğramıştır.

Türk Milleti'nin milli bayramlarını coşkuyla kutlayacağı günler elbette gelecektir.

Ülkemizi kara bulutlar kaplamış olsa da, karanlık çok yoğun olsa da, karanlığın en yoğun olduğu anın aydınlığa en yakın an olduğunu unutmayalım.

*

Kimse unutmasın ki; Bir gün gelir milli duyguları, milli bayramları yok etme gayreti içinde olanlar silinip giderler.

Ama Atatürk'ün ilke ve inkılapları, laik Türkiye Cumhuriyeti ilelebet yaşar, Atatürk ilke ve inkılaplarının yılmaz bekçileri ilelebet devam eder.