AK Parti Ankara İl Başkan Yardımcısı Mehmet Yılmazer, Twitter''da karpuzun dilimle satılmasına tepki gösteren bir kişiye, "Karpuzu eken yerliden değil gidip marketlerden alırsanız bu olur. Ben her sene karpuz ekiyorum mesela" yanıtını verdi.

Haber bu.

Ben Sayın Yılmazer''in tepkisine destek vermek için öncelikle yazıyı yazdığım masanın üzerine, motivasyonum artsın diye karpuz çekirdekleri serpiştirdim.

Dilimle bile karpuzu alamayan ben şükürler olsun ki çalışma masamın üzerinde karpuz çekirdeklerini eksik etmeyecek kadar zenginim.

Neyse, gelelim konuya…

Ben marketlerde domates fiyatları yükseldi diye evin balkonunda saksı içinde domates yetiştirmiyorum.

Neden?

Çünkü evimin balkonu yok.

"Balkonum yok" diye çocuklar gibi mızmızlanacağıma komşumun 3 yaşındaki torununa bir kâğıt verip domates resmi çizdirdim.

O eseri duvara çaktım.

Hem canım domates çektiğinde duvara bakıyorum hem de sanatı desteklemiş oluyorum.

Ispanak canım çekti mesela geçenlerde.

Baktım, onun da fiyatı yükselmiş.

Almadım elbette, deli miyim ki alayım?

Hemen kendi kendime telkinde bulundum ve dedim ki "Eyy Burak, aklına ıspanak geldiğinde hemen içinden ıspanmayak diye geçir."

Denedim ve canımın ıspanak çekmesi geçti.

Ayıptır söylemesi, dün gece aklıma birden çilek geldi. Sanki çilek krizine girmiş gibi oldum.

Ama hiç bozuntuya vermedim.

Telefonumdaki şarkı listelerine girip "Çile bülbülüm çile" isimli şarkıyı dinledim.

Ama dinlerken çile yerine çilek dedim.

Gerçekten de müzik ruhun gıdasıymış, çilek yemiş kadar oldum.

Not: Bu arada Sayın Yılmazer''e tepki gösteren zat "60 yaşındayım. Karpuzun dilimle satıldığını gördüm ya" demiş.

Ne güzel işte amcacığım, en azından gözlerin hâlâ görüyor. Sen gözlerine dikkat et, yakında tuvalet kâğıdı yerine zımpara kâğıdı verildiğine de şahit olursun.