Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, partisinin Balgat’taki eğitim merkezindeki İl Başkanları ve İl Müfettişleri Toplantısı’na katıldı.
Gündeme dair açıklamalarda bulunan Karamollaoğlu, kamu çalışanlarının toplu sözleşme sürecine değinerek, “Sendikaların istediği talepler beni tatmin etmiyor ki çalışarak, ücret alanları tatmin etsin. Ama emin olun bu bile belki iktidar tarafından abartılı görülüyor. ‘Bunlara bir zam verelim de Erbakan Hoca’nın günlerini yeniden hatırlasın’ da diyebilirler. Tabii bu da bir ihtimal ancak ben böyle bir tavır içerisine gireceklerini düşünmüyorum.” dedi.
Sendika temsilcilerinin, hükümetin vereceğine göre rakam tespit ettiklerini öne süren Karamollaoğlu, “Açlık sınırının üstünde yüzde 3’lük bir artış refah payıymış. Allah’tan korkun be, hangi refahtan bahsediyorsunuz ki açlık sınırı da normal açlık sınırı değil.” diye konuştu.
SALDA GÖLÜ AÇIKLAMASI
Çevre konusunun önemine değinen ve iklimin hızla değiştiğini anlatan Karamollaoğlu, ormanlık ya da tarım arazilerinde altın aranmasını eleştirdi.
Karamollaoğlu, Salda Gölü’ne Millet Bahçesi yapılmasına ilişkin, “Cumhurbaşkanımızın eşi de bu konuya el attı. ‘Ben, sizinle beraberim’ dedi. Bundan sonra artık dağlar dayanmaz. Ümit ederim ki bu mesele halledilir. ‘Kesinlikle burada yapılaşmaya müsaade etmeyeceğiz ben de sizinle beraber bu konunun üzerinde duracağım’ diyorlar inşallah öyle olur. Basit ama çok önemli bir konu.” değerlendirmesini yaptı.
SURİYE’DEKİ GELİŞMELER
Suriye’deki gelişmelere de değinen Karamollaoğlu, Suriyelilerin can korkusuyla Türkiye’ye sığındıklarını belirterek, “Esad’ın zulmünü önleyeceğim diye yola çıkanlar, orada önleyecekleri 5-10 tane katliamın akıl almaz bir şekilde bin misli, belki yerine göre 10 bin misli zarara sebep olacak adımları attılar. Şimdi yavaş yavaş sanki çözüm noktasına gidiliyor gibi.” ifadelerini kullandı.
Rusya ve Amerika’nın menfaatleri için orada bulunduğunu ve Suriye’nin Büyük Orta Doğu Projesi kapsamında yeniden şekillendirildiğini iddia eden Karamollaoğlu, “Ne yazık ki bu aktörlerden biri de Türkiye. Kendi ayağına kurşun sıkmak bu demektir. Ama şu anda çözüm denildiği zaman artık, adını da bahsetmek istemiyorum, ama mevcut rejimle oturup konuşulmadan bu çözümün bulunması mümkün değil.” diye konuştu.
