Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Ferit Erden BORAY

Ferit Erden BORAY

Tarihe Tek Gözlükle Bakılmaz

Kapitülasyonlar ve Levanten gerçeği

Levanten genel anlamıyla Doğu'da (Levand) yaşayan, Batı Avrupalılar ile ortaya çıkmış tanımlama şekliydi. Tarihin seyri içindeki asırlarda ilk kez Osmanlı İmparatorluğu Padişahı Kanuni Sultan Süleyman'ın Avrupa ilişkilerinde öncelik vermiş olduğu Fransa'ya karşı tanınan Kapitülasyon oldu.

Önceki asırlarda sürekli devam ettirilen deniz ticaretinin Bizans imparatorluğu döneminde kökleştiğini biliriz. Venedikliler, Genovalılar ve İtalyanların Constantinopolis şehrinde ticaret için merkez tuttuklarıydı. Böylece Kanuni'nin verdiği serbest ticaret hakkının vergiden muaf olarak kullanılması, bilindiği gibi de Fransa devletine yıllar sürecek imkânları yaşattı.

16. yy.'da başlayıp 18. yy.'la kadar süren gelişim sırasında önceleri halıcılık, incir, üzüm, pamuk ürünleriyken bu defa metal ürünleri ve diğerlerini de içine alıp genişletildiğini görmekteyiz. Bütün bu girişimler sırasında önceleri İstanbul da, 19. yy.'dan itibaren de İzmir limanında ticarethaneler açılıp, devamlı oturan Avrupalılara Levantenler denilmekteydi.

Onlar daha çok içe dönük yaşam tarzları ve genellikle kendilerine has kültürleri, 18-19. yy.'dan itibaren de Osmanlı topraklarındaki haklar ve de aydınlar arasında dayanışma, tanışmayı başlattılar. Artık ilişkileri yalnızca lisan öğrenmek, ticaret yapılmaktan öte. İnsani ilişkileri kökleştirmiştir.

Bütün bu gelişmelerin ötesinde artık Avrupalılar sömürgeciliğin getirisiyle, büyük çaptaki ticari ilişkilerin yanı sıra, gelişmelerini bu kez dönemin en büyük imparatorluğu olan Osmanlılar ile geliştirmişlerdir.

Devletlerarası diplomasiler getirisi içinde bu kez Osmanlı devleti ile müşterek olarak Rusya'ya karşı bilinen 1853 Sivastopol Savaşı yaşanacaktır. İşte bu tarihten itibaren artık sadece yılda bir kez deniz ticaretinden öte sürekli, insani ilişkilerin İngiliz, Fransız ve İtalyanlar tarafından bu kez İstanbul'da sözde misafir olarak oturma izinlerinin verilmeye başladığını görmekteyiz.

Üstelik bu ilişkiler içinde aileler olarak da önceleri Beyoğlu, devamında Şişli, Nişantaşı, Karaköy ve Beşiktaş'a kadar yayılan Levantenler yaşamaktaydı.

Aynı asırda bu kez kısmen az sayılardaki İzmir limanındaki Avrupalıların giderek yerleşmeye başladıklarını göstermekteyiz. İzmir limanında önceleri Frenk caddesini kurduklarını, daha sonra da Punta mahallesi artık onların ailesel gruplar olarak yerleşip, kendilerine göre yaşamlarını kökleştirdikleri yer olduğunu görmekteyiz.

Daha sonraları giderek sayıları artarak Bornova, Buca ve Seydiköy'e kadar yayıldıkları oldu. Hatta bu dönemde öne çıkarılan Batılılaşmanın en etkin şekilde uygulamalarını yaratırken, kendileri için kurdukları kulüpler, eğlence yerlerinin yanı sıra toplu alışveriş yaptıkları mağazaların ise bu kez İzmir halkı tarafından devam eden sıkı bir ilişkileri ve lisan öğrenimlerini getirmiş oldu.

Nitekim 19. yy. ikinci yarısından itibaren de başlatılan Batılılaşma atakları yaşanırken Levanten mahallelerinde kendilerine özgü okulların açılışı ve bu okullarda Osmanlı aydınlarından öğretmenlerin de görevlendirilişi, devlet müsaadesiyle olmuştu.

Sultan Abdülmecid ve devamında Abdülaziz dönemlerinde başkent İstanbul'da ilişkilerin giderek genişletildiğini görürüz. Ve de dünya tarihinde ilk olarak Beyoğlu'nda her türlü şeylerin satıldığı Bonmarşeler kuruldu. Günümüzde buna mübadil küçük çaplı, Migros, büyük çaplı Carrefour vb.'lerini görmekteyiz.

Anlaşılmalıdır ki Osmanlı İmparatorluğu devletinden de aldıkları kapitülasyon haklarını giderek olumlu şekilde kullanıp, Avrupalıların doğuya girmesinin de yolunu başlattıkları açıktır. Bu dönemlerdeki en iyi ada uygulayıcıların, Osmanlı topraklarında yaşayan kendilerine geçici oturma izni verilen Levantenler olduğunu ne yazık şimdiye kadar anlamamıştık.

Fakat bilind iği gibi dünyada yaşanılan 20. yy. ilk çeyreğinde büyük dünya harbi artık Levantenler için de yeni bir gelenek veya değişimleri de getirmek zorunda bırakacaktı. Her ne kadar kendilerine ait lüks konakları, binaları mevcutsa da dünya harbi sırasında can korkusuyla aylarca kaçak olarak Avrupa şehirlerinde yaşamaya başladılar.

İstanbul'da Şişli, Nişantaşı ve özellikle Galata caddesinde kendilerinin inşa edip yaptırdıkları bu büyük binaların, bir süre satışlarına başlanmıştı. Hatta bu satışlar sırasında bu kez 1917'de biten Rus Çarlığındaki Ekim İhtilali sonucunda Rusya'nın zenginlerinin, ülkeye yakın olan İstanbul'a kaçışları, buna mukabil bu satılan yerleri almaları da kolaylaştı.

Nitekim büyük savaş sonrası bu kez de tamamen yıkılma aşamasındaki Osmanlı topraklarının yeniden tam bir kitlesel bütünlükle Kurtuluş Savaşına girmiş olması Levantenler için çok daha farklı dönemlerin geleceğini yönlendirmekte gecikmeyecekti.

Nitekim Osmanlı topraklarında 1911'de Akdeniz'de başlatılan savaşların 10 yıl boyunca devam etmesi, iki yıl süren Kurtuluş Savaşı sonrasında bu kez Lozan'daki anlaşma ile yeni bir Türkiye Cumhuriyeti Devletinin kurulduğunu görenler de kalmıştı.

Bu yıllarda Türk ordusunun İzmir'e girişinde İzmirli Levantenlerin 9 ay süren kaçışları ve Midilli adasına yerleştirilmeleri de yaşanmaktaydı. Cumhuriyet dönemi İstanbul'daki Levantenlere olduğu gibi İzmir'de varlıkları kalan Levantenlere de devlet oturmak için izin vermeyi başlatmıştı. Birçoğunun yahut da korku ile Avrupa'ya kaçanlarının tekrar İstanbul ve İzmir'e döndüklerini görmekteyiz.

Onların İzmir'deki Peterson Konağının ise çoğu yıllar kapalıyken, Türkiye'nin NATO'ya girişi sonucu ancak 1963 yılında NATO Kuvvetleri Ofisi diye kendilerine pas edildiklerini görmekteyiz.

Özetlenecek olursa Avrupalı zenginlerin asırlar boyu birlikte yaşadıkları Osmanlı topraklarının çoğu halk için yabancısı olmayan Levantenleriyle de olur. Halen İstanbul'da Şişli, Nişantaşı'nda oturmakta olan isimleri dahi değişmemişler vardır.        

     

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları