İYİ Parti Milletvekili Dr. Aylin Cesur İYİ Parti iktidarındaki Sağlık Bakanlığı'nı anlattı ve mecliste herkesin huzurunda ant içti

İYİ Parti Milletvekili Dr. Aylin Cesur İYİ Parti iktidarındaki Sağlık Bakanlığı'nı anlattı ve mecliste herkesin huzurunda ant içti
İYİ Parti Isparta Milletvekili Dr. Aylin Cesur, devam eden bütçe görüşmelerinde, Sağlık Bakanlığı bütçesi üzerine uzun süre konuşulacak bir konuşma yaptı.

GÜNBOYU FULDEN GÜNEY

Sağlık Bakanlığı’nın ve iktidarın sağlık politikalarını eleştiren Milletvekili Cesur, devletin sağlık alanında yerine getirmesi gereken evrensel standartların da ihmal edildiğini söyledi. “Yaptıklarınız kadar yapmadıklarınızdan da sorumlusunuz, sebep olduklarınızdan da sorumlusunuz sayın bakan” dedi.

Sağlığın herkes tarafından karşılanabilir olmadığını, sağlık hizmetlerine her vatandaşın ulaşamadığını, vatandaşlara yeterli ilgi alaka gösterilmediğini ve sağlık çalışanlarının insani çalışma şartlarında çalışamadıkları belirten Cesur, sebep olarak, bu standartları işler kılacak uzun vadeli bir devlet planlamasının, bir toplum sağlığı stratejisinin ve krizlere karşı bir hazırlığın olmayışını gösterdi.

İktidarın bu yedi prensipte de başarısız olduğunu belirten Cesur, “Bir sonraki dönemin, Türkiye Cumhuriyeti Sağlık Bakanlığı’nı üstlenmeye aday ve hazır bir partinin, bir doktor milletvekili olarak söylüyorum, bu yedi alandaki sorunları çözecek bir bütçe ile milletimizin huzuruna çıkacağız.” dedi.

“Bizler Kırımlı Aziz Bey, Mekteb-i Tıbbiye-i Mülkiye-i Şahane geleneğinden gelen Refik Saydam’larla Türkiye Cumhuriyeti’ni kurmuş, devrimleri yapmış bir mesleğe sahip, Nusret Fişek’lerden toplum sağlığını öğrenmiş, pandemide en ön saflarda canı pahasına savaşmayı bilen bir meslek grubuyuz. Bu mesleği ne sizin ne de uluslararası sermayenin tahakkümü altında ezdirmeyeceğimize ant içiyorum.” sözleri ile konuşmasını sonlandıran Cesur, Meclis Genel Kurulu’nda defalarca sözü kesilerek büyük alkış topladı.

MİLLETVEKİLİ CESUR, ADETA BİR GÖLGE KABİNE GİBİ, SAĞLIK BAKANLIĞI’NDA NELER YAPILMASI GEREKTİĞİNİ TEK TEK SIRALADI

İYİ Parti yönetimindeki bir sağlık bakanlığının yapacaklarını anlatan Milletvekili Cesur, konuşması boyunca, pandemi yönetiminden, sağlık çalışanlarının çalışma koşullarına ve atanma sorununa, şehir hastanelerinden oluşan rantın bütçeye getirdiği yükten, ar-ge ve üniversitelere yeteri kadar kaynak ayırılmamasına kadar pek çok konuda iktidarı eleştirdi. Milletvekili Cesur, adeta bir gölge kabine gibi, neler yapılması gerektiğini tek tek sıraladı.

İYİ Parti Isparta Milletvekili Dr. Aylin Cesur’un Sağlık Bakanlığı bütçesi üzerine konuşmasının metni:

Sayın Başkan, Sayın Bakan, Değerli Milletvekilleri genel kurulu saygıyla selamlıyorum.

Sağlık Bakanlığı bütçesini görüşüyoruz.

21. Yüzyıl, Modern Sosyal Devleti getirdi. Sosyal devlette ise adalet, güvenlik ve eğitimin yanında devletin üstlendiği en büyük görev sağlık.


Devletin bu görevi yerine getirmesi için sağlaması gereken 4 evrensel standart var:

1- Sağlığın herkes tarafından karşılanabilir olması.

2- Sağlık hizmetine bütün vatandaşların ulaşabilir olması.

3- Yeterli alakanın tüm vatandaşlara gösterilebilmesi.

4- Sağlık çalışanlarının insani şartlarda çalışabilmesi.

Bunlara ilaveten, bu standartları sürekli işler kılacak bir devlet kapasitesi inşası gerekli. Bunun için de,

1- Uzun vadeli bir devlet planlaması

2- Toplum sağlığı stratejisi

3- Krizlere hazırlıklı olma ve krizlere uygun cevaplar verilebilmesi gerekiyor!

Bir sonraki dönemin, Türkiye Cumhuriyeti Sağlık Bakanlığı’nı üstlenmeye aday ve hazır bir partinin, bir Doktor milletvekili olarak söylüyorum ki, mevcut iktidar sağlığın bu 7 alanında da başarısız olmuştur.

Ne diyorum? Sayın Bakan mıdır sorumlusu? Hayır.

Sağlık sistemimizin altı 2010’lardan itibaren performans sistemi ve sağlığın kontrolsüzce özelleştirilmesiyle dinamitlenmeye başladı.

 

Amaç ve söylem; “herkes her yerden sağlık hizmeti alacak”tı; sonuç ve gelinen nokta; “sistem parası olanın sağlığa ulaşabildiği bir sistem”e evrilmeye başladı.

Kimse randevu alamaz oldu, sevk sistemi çöktü.

Üniversite hastanelerimiz ihmal edildi.

Refik Saydam Hıfzısıhha’nın kapatılmasıyla aşı geliştirme kapasitemiz de dönemin kurbanı oldu.

Hastalar koşulları daha iyi diye özel hastanelere yöneldi. Doktorlar gidecek yurt dışı arar oldu.

İhtiyacımızdan fazla sağlık çalışanı sağlık okullarında yetiştirildi; ama atanamadı.

2017’den bu yana tanıştığımız Şehir Hastaneleri rant programıyla, hastaneler erişilemez oldu, Sağlık Bakanlığı bütçesi sakat bırakıldı.

Bugüne gelelim; Sağlıkta şiddet aldı başını gitti ve başarısız bir koronavirüsü salgını yönetimi yaşadık.

Hiç kimse darılmasın; tek tek anlatacağım.

Türkiye’nin sağlığını nasıl yöneteceğiz, neler yapılması gerekiyor onları da anlatacağım, çünkü bırakacağınız sağlık enkazını yine biz düzelteceğiz.

20 yıldır iktidardasınız, geldiğinizde neredeyse her köyde sağlık ocağı da, her ilçede hastanesi de doktoru da hemşiresi de vardı ülkemizin.

20 yılda dünya değişti, teknoloji gelişti. 20 yılda hangi iktidar olsa yeni hastane açar, sağlık sisteminde teknolojiden de faydalanırdı. Bu normal. Olmayanı ne?

Yaptıklarınız kadar, yapmadıklarınızdan da sorumlusunuz. Ve sebep olduklarınızdan da sorumlusunuz.

Bizim iddiamız net. Daha iyisi yapılabilirdi ve sizi uyardık, sağlıkçılarımız uyardı, sivil toplum uyardı. Halk şikayetlerini dile getirdi.

Sağlığı da maalesef her alan gibi rant gözlüğüyle ele aldınız. İnsan hayatıydı avuçlarınızdaki, ranta bulaştırılamazdı ama malesef umursamadınız.

Gelelim bütçeye;

116 milyar liralık bir bütçe bu, tüm bütçenin %6,6’sı.

Pandemi döneminde bu pay kesinlikle daha yüksek olmalıydı. Bütçe için plan yapılırken, ne kadar mücadele verdiniz sayın bakan bilmem ama yetmemiş, ya da hükümet, içinde bulunduğumuz sağlık krizinin farkında değil.

Gayrisafi Yurtiçi Hasıla’mıza oranla sağlık harcamasında 37 OECD ülkesi arasında sonuncuyuz.

1000 kişiye bizde 2 doktor düşüyor, OECD ort 3.6.

1000 kişiye bizde 2.4 hemşire düşüyor, OECD ort 8.8.

Koruyucu sağlık hizmetlerine 38 milyar ödenek ayrılmış, bu tedavi edici sağlık hizmetlerine ayrılanın yarısı ve her vatandaşımıza aylık 37 TL koruyucu sağlık hizmeti düşüyor.

50 maske 25, grip aşısı 117 TL, bir doz BionTech aşısının maliyeti 200 TL, ama 37 TL ayrılmış.

Tedavi hizmetlerinin bütçeye yükü daha fazla, ama bütçeniz hastalığı önlemek yerine, hastalığı tedavi etmeye odaklanmış.

2020 bütçeniz 10 milyar dolardı. Bugünkü teklif; 7 milyar. %30 daha küçük bir bütçe, bu yılki dramatik. Geçen yılki fark %17 idi.

Çünkü ilaç, aşı, tıbbi ekipman, enerji, şehir hastaneleri garantileri dövize endeksli.

Bakın personel giderleri için ayrılan bütçe geçen yıla göre %30 artmış ama % 30’luk bir enflasyonla bu da artış olmuyor.

Yani diyorum ki; hem doktorlarımıza, sağlıkçılarımıza yeteri kadar ödenek ve zam düşünülmemiş. Hem de yeni personel alımı, emekli olanlar ve istifa edenler dışında pek yapılmayacak, atanamayanların tamamı atanamayacak demek.

Şehir Hastanelerinin nesine itirazımız var onu söyleyelim;

13 hastaneye ayrılan, kira bedeli 14 milyar TL, hizmet alımlarına 7.5 milyar. Yani Bütçenin 5’te 1’i, 13 hastaneye gidiyor! 81 ilimizde ve tüm ilçe hastaneleri buna yakın pay dahi alamıyor.

Genel Başkanımız Sayın Meral Akşener’in dediği gibi; “Biz hastaneye değil ranta karşıyız.”

Özetle;

-Şehir hastaneleri, Sağlık Bakanlığı bütçesini esir almış.

-Pandemi döneminde yeterli bir sağlık bütçemiz yok.

-Sağlık çalışanlarımıza iyi koşullar sunacak bir bütçe yok.

-Halk sağlığını koruyacak bir bütçe yok.

-Üniversite ve kamu hastanelerini güçlendirecek; ar-geyi arttıracak bir bütçe yok.

Peki ne var?

Kötü bir Pandemi yönetimi var.

Her gün 200 vatandaşımız koronavirüsten hayatını kaybediyor yani her gün bir uçak dolusu insanımız hayatını kaybediyor.

Bunlar Resmi veriler ancak gerçeği yansıtmıyor çünkü dünyada vaka ölüm oranı %2; bizde %0.9.

Komisyonda sordum dediniz ki, PCR pozitifli ölümleri işliyoruz. Dolaylı sebeplerden bir bu kadar daha ölüm var. Bunları neden işlemiyorsunuz sayın Bakan?

Bıçak yaralanması ile ölen kişiyi, kan kaybından öldü deyip bıçağı gizlemek bu. Başarılıyız diye göstermek kaygısı ile gizleyince tehlikeyi, vatandaşlarımızı daha az dikkat etmeye itiyor, aşılamaya isteksiz olanları rahatlatıyorsunuz bu ilüzyonla.

18 yaş üstünün %20’si aşılanmadı. Aşılama çok yavaşladı. Dünyada aşılamaları tamamlanma oranında 68.’yiz.

Ülkeler aşılamayı arttıracak yaptırımlar uyguluyor. Eylül’de açıkladınız, hastaneye yatışların %83’ü aşıları tamamlanmamışlar, ölümlerin %90’ını aşısızlar diye. Neden gereken önemi vermiyorsunuz?

Doğu illerimizde neden aşılama hala çok düşük? Türkiye’nin yoksulluk haritasıyla, aşılama haritasının örtüşmesi bir insanlık dramı, bir sağlık yönetimi eksiği.

Omicron Yunanistan’a kadar geldi. Yeni bir salgın stratejimiz var mı? Dünya yeniden kapanma stratejilerini belirliyor. Bir acil durum stratejimiz var mı?

Şu an pandemiyle mücadelede tek yasak saat 12’den sonra canlı müzik yasağı. Nasıl, salgınla iyi mücadele ediyor muyuz bari bu yasakla?

20 aydan beri vaka ve ölüm sayılarının yaşa, cinsiyete, mesleğe, illere sosyal sınıflara göre dağılımını bilmiyoruz.

Herhangi bir salgın modellemesi yapmadık ve kapanmalar modelleme olmadan, keyfi siyaseten yapıldı.

Yasaklara da siyaseten uyulmadı, vatandaşı eve tıkıp kongre yaptığınız, kalabalık cenazelere katıldığınız zamanları unutmadık.

Bilimden uzak kontrol gruplarında denenmeden, başka ülkelerde kullanılmazken aylarca Hidroksiklorikin kullanıldı.

Aşıların getirilmesi aracılarla ranta bağlanmışken, maske üretimi, dezenfektan satışındaki rant bakan düşürürken her şey için, “rant mı” diye düşünmeden edemiyor insan.

Bakınız bir doktor olarak söyleyeyim; Yurt dışından hasta kabul ederken sadece kendi vatandaşlarımızın, izolasyon kurallarına uyularak gelmesini kabul edebiliriz. Aksi halde Covid’in bütün varyantlarını Türkiye’ye taşıma gibi bir maliyetle karşı karşıya kalırız.

Bir diğer yandan, halk sağlığı taramaları, filyasyon, izolasyon gibi uygulamalar gevşedi.

Çin’den sipariş edilen ve bize ulaşmayan 75 milyon doz aşıya ne oldu, bilgimiz hala yok.

Biontech etkinliğinin 6. aydan itibaren düştüğüne dair çalışmalar var, 6. Ay doluyor ve 3. Doz uygulamasına geçen, ABD, İsrail, İngiltere gibi ülkeler var, bizim programımız nedir?

Yeteri kadar aşı sipariş ettik mi? Etmeyip, TÜRKOVAC’ı bekliyorsanız büyük hata yapıyorsunuz, konu Çin aşısına döner.

Neden mi öyle dedim?

Dünyada kullanılan aşılar çıkalı 1 yıl oldu. Refik Saydam’ı 2011’de kapattığınız için birikimi kaybettik. Aşıyı müjde çıkıyor diye her  ay çıkıyor diye duyurdunuz, ondan.

Ayrıca inaktif aşılar, eski varyantlardan geliştirildi ve yeni varyantlara etkisi düşük olacak diyor çalışmalar.

Nihayet yanlışınızdan dönme kararıyla bir  aşı Ar-ge ve üretim merkezi yapacağız dediniz, ama daha ihalesi çıkmadı, adını Refik Saydam koyun Sayın Bakan. 10 yıl önce yapılan büyük yanlış, Türkiye Cumhuriyeti tarihine bir ders olarak geçsin.

 -Sağlık çalışanlarına verilen ek ödemeler şaka gibiydi. meslektaşlarınızın haklarını koruyamadınız.

-39 branşta 800 bin sağlık çalışanı atama bekliyor. Sağlık çalışanına en çok ihtiyacımız olan bir dönemde, neden yapmadınız bu atamaları?
Şehir hastanelerine bu yıl ödenen parayla ile 10.000 lira maaşla, 136 bin sağlık çalışanı istihdam edebilirdiniz.

Acilen yapmanız gerekenleri 16 Aralık günü yapacağım konuşmamda anlatacağım.

Müjde diye verdiğiniz ve sisteme dinamit gördüğüm TUS’da okul puanı vahim kararınızın bizi bekleyen sonuçlarına, performans sisteminin bozduğu sağlık ahlakımıza, ihmal edilen 1. Basamak ordumuz aile hekimlerimize,  ilçelerimizdeki eksik uzman doktorlarımıza giremeyeceğim.

İlaçta, tıbbi malzemede bizi dışa bağımlı hale getirmenize, ilaç-ecza yönetim yanlışlarınıza, usulsüzlüklere ilişkin sayıştay raporlarına da giremeyeceğim.

Dediğim gibi yapılanlar kadar, yapılmayanlardan da sorumlusunuz.

Umuyoruz bu son bütçeniz olur.

Milletimiz merak etmesin, bundan sonrası bizde.

Biz nasıl bir sağlık stratejisi olsun, buna çalışıyoruz.

Biz biliyoruz ki; sağlık sistemimizin lokomotifi doktorlar, hocalar. Onlar güçlü olacak ki tüm sağlık çalışanlarına sahip çıksınlar.

Zaten aldığı ücreti zam yapılıyormuş gibi yansıttınız halka. Bu da ülkenin düştüğü ekonomik yönetim krizinin bir tezahürü esasında.

Yapacaksak 1.5 milyon sağlık çalışanının tamamını kapsamalı bu.

Ranta değil, hem hasta hem de sağlıkçı memnuniyetine giden bir bütçemiz olacak bizim. Vizyonu olan, hedefleri olan, sağlık sistemimizin akut ve kronik sorunlarını çözecek bir bütçe ile geleceğiz.

7 alanda prensiplerimizi saydım. İnşallah milletimizin izniyle 7’de 7 başarı getirecek bir bütçeyi gelecek sene Meclis’e sunacağız.

İYİ Parti İktidarında Sağlık Bakanlığı, 1.5 milyon sağlık çalışanının bakanlığı olacak.

Bizler Kırımlı Aziz Bey, Mekteb-i Tıbbiye-i Mülkiye-i Şahane geleneğinden gelen Refik Saydam’larla Türkiye Cumhuriyeti’ni kurmuş, devrimleri yapmış bir mesleğe sahip, Nusret Fişek’lerden toplum sağlığını öğrenmiş, pandemide en ön saflarda canı pahasına savaşmayı bilen bir meslek grubuyuz.
Bu mesleği ne sizin ne de uluslararası sermayenin tahakkümü altında ezdirmeyeceğimize and içiyorum.

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Öne Çıkanlar