Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ tarafından finanse edilen, Hande Karacasu''nun çektiği ''Sessiz İstila'' belgeseli günlerdir gündemdeki yerini koruyor.

Filmde iç savaş nedeniyle ''kevgire dönen'' sınırlardan, bu sınırlardan kontrolsüz bir şekilde ülkeye giren Suriyelilerden bahsediliyor.

Afgan, Pakistanlı ve diğer milletlerden insanların Türkiye''nin demografik yapısını yerle bir ettiğine değiniliyor ve müdahale edilmezse, Suriyelilerin doğum oranları ve aldıkları vatandaşlıklar nedeniyle, 2043 yılında 15 milyondan fazla Suriyeli ile Türkiye''de söz sahibi olacağına dem vuruluyor.

Özellikle 2015''ten sonra Türkiye''ye akın eden Suriyelilerin 7 yılda ülkedeki varlığını düşününce filmde abartı gibi görünen şeylerin gerçeklerden başka bir şey olmadığı ortada.

Belgesel Ramazan bayramının ikinci günü, 3 Mayıs Türkçüler Günü''nde yayına girdi. Yaklaşık 7 saat sonra ise Cumhurbaşkanı Erdoğan''ın "1 milyon Suriyelilerin gönüllü geri dönüşüne yönelik proje" açıklaması geldi.

Üst üste gelen bu haberlerden sonra belgeseli çeken Hande Karacasu "halkı kışkırttığı gerekçesiyle" gözaltına alındı ve hemen serbest bırakıldı.

Hani aylardır burada konuyla ilgili yazılar yazıp, "gündemde tutmak için elimden geleni yapacağım" diyordum ya, çok şükür gündemde ve bilinç artıyor.

 İşin en kötü yanı ise konunun siyasete malzeme haline getirilerek hafife alınma çabası. Tekrar edeyim. Sığınmacı ve düzensiz göçmen meselesi Türkiye''nin beka sorunudur; iç güvenliğimizin, geleceğimizin tehdit edilmesi anlamına gelmektedir.

İçişleri Bakanı Soylu''nun "bu meseleyi seçim malzemesi haline getiriyorlar" benzeri açıklaması da anlamsız. Bu sorunu hafife alan da sığınmacılara Türkiye''de kucak açmak isteyen de samimi değil.

Hiçbir şekilde bu toprakları terk etmeyecek, her zaman ülkesinin menfaatini düşünen bir Türk vatandaşı olarak söylüyorum.

"İstila"nın sesi açıldı ve halk bilinçleniyor.

Bir sonraki günü değil, sonraki yılları, yeni nesillerimizi düşünüyorsak; hemen şimdi adım atılmalı, hemen şimdi.