İşte Kaz Dağları'nı bekleyen tehlike!

İşte Kaz Dağları'nı bekleyen tehlike!
Kanadalı Alamos Gold ile şirketin avukatlığına soyunan bakanlık ve AKP’liler, Kaz Dağları’nı ağaçlandırılıp eski haline getirileceğini savunurken, Çankırı Büğdüz’den fotoğraf paylaşan CHP’li Mahmut Tanal, Kaz Dağları’nı bekleyen tehlikeyi anlattı.

Koro halinde maden çıkarılan Kaz Dağları’nın eski haline getirilip ağaçlandırılacağını savunan Kanadalı şirket Alamos Gold, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile AKP yetkililerine CHP İstanbul Milletvekili Av. Mahmut Tanal’dan itiraz geldi. Facebook sayfasından diatomit madeni çıkarılan Çankırı’nın Orta ilçesine bağlı Büğdüz köyünün başına gelenleri fotoğraflar eşliğinde anlatan Tanal, Kaz Dağları’yla ilgili verilen sözleri inandırıcı bulmadığını kaydetti. 

Tanal, Çankırı Büğdüz’de yabancı şirketin, sözleşme hükümlerine rağmen çalışmalarını tamamladığı maden sahasını 12 yıldır rehabilite edip eski haline döndürmediğini söyledi. Yabancı maden şirketinin yeni bir sahada, kamulaştırılan birinci sınıf tarım arazilerinde tekrar maden arama çalışmalarına başladığını anlatan Tanal, “Kaz Dağları’nın akıbetinin Çankırı Büğdüz’le aynı olmayacağını kim garanti edebilir?” diye sordu. 
 

“KAZ DAĞLARI SÖZÜ BANA İNANDIRICI GELMİYOR ÇÜNKÜ…”
 
CHP’li vekil Mahmut Tanal’ın Facebook sayfası üzerinden paylaştığı yazı şöyle: 

“Kaz Dağları’ndaki doğa, ağaç katliamıyla ilgili olarak; bölgede altın arayan, maden üretimine başlayan Kanadalı şirket Alamos Gold, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile Ak Parti yetkilileri, ağız birliği etmişçesine bölgenin eski haline getirileceğini, ağaçlandırma yapılacağını, madenin tamamının çıkarılmasının ardından sahanın rehabilite edileceğini dile getiriyor. 

Bu bana pek inandırıcı gelmiyor. Çünkü maden firmaları genelde taahhütlerini yerine getirmiyor. Örneğin Çankırı’nın Orta ilçesine bağlı Büğdüz köyünde maden ocağı işleten yabancı firmanın, hedeflediği cevheri çıkarıp çalışmalarını sonlandırdığı maden sahasını rehabilite edip, eski haline getirmeden hemen yakınlardaki başka bir alana yöneldiği bilgisini edindim. Aslında bu fotoğraflar her şeyi özetliyor. Oluşturulan devasa çukur kapatılmayıp olduğu gibi bırakılırken yeni sahada maden aranıyor. 

MADEN UĞRUNA BİRİNCİ SINIF TARIM ARAZİSİNİ KAMULAŞTIRDILAR 

Yabancı şirket için kamulaştırılan arazilerin birinci sınıf tarım arazileri olduğunu da ekleyelim. 

12 YILDIR BU HALDE, DEV ÇUKUR SUYLA DOLUYOR  

Yabancı şirket, Büğdüz köyünde eski maden ocağındaki faaliyetlerini 2007 yılında tamamlamış. Yani maden arama ve üretme çalışmaları tamamlanan saha, 12 yıldır bu şekilde duruyor. Yeni sahada maden arama çalışmalarına ise yakın tarihte start verildi. Yabancı şirketin, büyük kazanç elde ettiği ilk maden sahasını eski haline döndürmeye hiç niyeti yok. 

Oysa yapılan sözleşmeye göre, yeni sahada çalışmalara başlamadan önce eski sahanın üzerine toprak serilerek tekrar doğaya kazandırılması gerekiyordu. Yabancı maden firmasının kapatmadığı çukurun tabanına Devrez Çayı’ndan su sızmaya başlamış. Çukur kısa süre içerisinde suyla dolacak. Bölgenin yaşam kaynağı Devrez Çayı’nın kirletilmesine, doğanın tahrip edilmesine izin verilmemeli. Maden aranan saha zaten Devrez Çayı’nın yanı başında. 

KAZ DAĞLARI’NIN AKIBETİNİN BÜĞDÜZ’LE AYNI OLMAYACAĞINI KİM GARANTİ EDEBİLİR? 

Kaz Dağları’ndaki protestolar için “Rahatsızlık yaratmayı hedefleyen siyasi amaçlı bir dezenformasyon” ifadesini kullanan Kanadalı maden şirketinin CEO’su John McCluskey, Çanakkale’deki bölgenin 6.5 yılda eski haline getirileceğini öne sürüyor. Çankırı Büğdüz’deki tablo ortadayken Kaz Dağları’yla ilgili bu vaatlerin bir kıymeti yok. 12 yıl boyunca sahanın eski haline getirilebilmesi için hiçbir girişimde bulunulmamış. Kaz Dağları’nın akıbetinin Çankırı Büğdüz’le aynı olmayacağını kim garanti edebilir? 

DOĞAYA KARŞI ACIMASIZCA DAVRANILIYOR 

Madencilik faaliyetleri sırasında maalesef doğaya karşı acımasızca davranılıyor. Daha fazla para kazanma hırsı, verilen sözleri, taahhütleri unutturuyor. Bilim ve teknikten yararlanarak doğaya saygılı bir şekilde maden üretmek çok zor olmasa gerek. 

“BAKANLIĞI GÖREVE DAVET EDİYORUM” 

Devlet de üzerine düşeni yapmıyor. Denetim mekanizması yok. Sözleşme yapılan şirketlerle ilgili takip ve kontrol yok. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nı görevini yapmaya davet ediyorum. Sözleşmenin şartlarını yerine getirmeyen firmalarla ilgili, sözleşmenin ilgili hükümleri uyarınca cezai yaptırımların uygulanmasını talep ediyorum.” 

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Öne Çıkanlar