İşte horlamanın asıl nedenleri

İşte horlamanın asıl nedenleri
Toplumda çok sık görülen horlama sorununun önemli sağlık problemlerinin habercisi olabileceğini ifade eden Doç. Dr. Ozan Seymen Sezen, horlamaya neden olabilecek etkenleri sıraladı.

KBB Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Ozan Seymen Sezen; “Hepimiz bazı geceler horlayabiliriz ancak haftanın 7 gecesinin 5'inde horluyorsak ve bu durum sürekli bir hal aldıysa horlama bizim için bir problem olmuş demektir. Bazı kişiler devamlı olarak horlarken, kimilerinde ise bu durum hiç yaşanmayabilir. Gençlik dönemlerinde bu problemle hiç karşılaşmayan kişiler de, ileri yaşlarda horlamaya başlayabilirler. Seymen horlamaya neden olabilecek etkenleri şöyle sıraladı;

GENETİK YAPI

Horlamanın en büyük etkenlerinden biri genetik yapıdır. Genetik olarak bize geçen; çene, geniz, boğaz, boyun ve dil kökü yapılarımızın şekli önemlidir. Bazı kişilerde bu bölgeler doğuştan dar olduğundan, horlamaya yatkınlık zaten mevcuttur.

KİLO ALIMI

Horlamayı artıran bir diğer önemli sebep “kilo alımıdır”. Kişiler kilo aldıklarında boyun ve boğaz geçişindeki yapılarda, dilde ve dil kökünde hacim artışı olur. Ayrıca bu bölgelerdeki kasların, gerici etkilerinin kuvveti de azalır. Bu yapılar nefes alma sırasında içeriye doğru kolaylıkla çökerler ve horlamaya neden olurlar.

YAŞ ALMA

Yaş ilerledikçe de horlama problemi ortaya çıkabilir, ya da mevcut horlama şiddetlenebilir. Çünkü yaşlandıkça bu bahsedilen yapılarda gevşemeler ve boğaz bölgesindeki kasların kuvvetinde azalmalar görülür.

CİNSİYET

Horlamanın erkeklerde daha sık görüldüğü bilinen bir gerçektir. Çünkü kadınların hormonları horlamaya karşı kendilerini bir miktar korur. Ancak kadınlarda menopoz dönemine gelindiğinde bu koruyucu etki ortadan kalkar ve boğaz yapısı horlamaya uygun hale gelir. Kadınlar özellikle kilo alırlarsa horlama problemini hemen hemen erkekler kadar yoğun yaşayabilirler.

TÜRÜN ÜRÜNLERİ KULLANIMI

Horlamayı artıran faktörler arasında sigara ya da nargile gibi tütün ürünleri kullanımı da çok önemli bir yere sahiptir. Çünkü bu maddeler, burunda, boğazda ve dil kökünde iltihapsız bir enfeksiyon (inflamasyon) yaratarak şiddetli ödeme yol açar ve bu bölgelerin daralmasına neden olur.

HORMONAL DEĞİŞİMLER

Vücutta meydana gelen bazı hormonal değişimler de bu durumu artırabilir. Örneğin Tiroid bezi iyi çalışmayan “hipotiroidi” hastalarında, “şeker” hastalarında, “adet düzensizliği” olan ya da “erken menopoza” girmiş hanımlarda horlamaya yatkınlık artar.

MİDE RAHATSIZLIKLARI

Mide rahatsızlığı olan ve şiddetli “Reflü”sü olan kişilerde de, boğaz bölgesinde meydana gelen ödemler nedeniyle horlama görülebilir.

İLAÇ KULLANIMI

Kullanılan ilaçlar da horlamayı artırma etkisine sahiptir. Bazı kas gevşetici ilaçlar, uyku ilaçları ve uyku düzenini değiştiren sinirsel ilaçlar, anti alerjik ilaçlar horlamaya yatkınlık yaratabilir.

BURUN TIKANIKLIĞI

Burun tıkanıklığı da bazı durumlarda horlmaya sebep olabiliyor. Ancak sadece burun tıkanıklığından kaynaklanan horlama problemi, tüm horlama problemlerinin %15-20’si kadarını oluşturur. Yani burnunuzdaki problemi ilaçlarla ya da gerçekleştirilen bir ameliyat ile çözseniz bile horlamanız geçmeyebilir. Hatta bazen burun açıldığı halde, boğazda ya da dil kökündeki problem devam ediyorsa nadiren horlama şiddetinde artma görülebilir.

SAĞLIK AÇISINDAN NEDEN ÖNEMLİ

Horlamayan mı var?, ne oluyor yani horluyorsak? gibi genel düşünce yapısına da değinen Doç. Dr. Ozan Seymen Sezen,: “Horlama sorununa gece uykuda nefes kesilmeleri de eşlik ediyorsa, bu aileniz tarafından size söyleniyorsa, sabahları yorgun uyanma, gün içinde uyuma ihtiyacı gibi durumlar hissediyorsanız, sizde ‘tıkayıcı uyku apnesi’ olabilir. Bu durum tehlike arz eder.” dedi ve uyku apnesi ve horlama arasındaki ilişkiyi açıkladı.

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Öne Çıkanlar