Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Baran Furkan Gül

Baran Furkan Gül

Serbest Yorum

İstanbul Sözleşmesi'nin feshedilmesine sevinenler

Türkiye, Resmi Gazete'de yayımlanan Cumhurbaşkanı Kararı ile kadın haklarını savunan ve AİHM kurallarını esas alan bir insan hakları sözleşmesi olan İstanbul Sözleşmesi'nden ayrıldı.

Bunun olmaması için binlerce hatta milyonlarca çağrı yapılmıştı iktidara.

Kadınlar nefesleri yettiğince bağırdı 'İstanbul Sözleşmesi' diye…

Sonuç olarak tarikatların istediği oldu.

Buldukları her fırsatta laikliği hedef alan bazı tarikatlar adeta teşekkür sırasına girdi.

Hatta öyle ki, bazıları teşekkür ederken bir sonraki niyetini de açık etti.

Peki ne dedi tarikatçılar?

Mesela Cübbeli Ahmet şunları söylemiş:

"Rabbimize ne kadar hamd etsek azdır. Bu mübarek Şaban ayında Allâh'ımızın dînine muhâlif cinsel sapıklıklara meydan veren ve neslimizin heder olması için kâfirler tarafından bize dayatılmış olan İstanbul Sözleşmesi, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan tarafından feshedilmiştir. Dış güçlerin Fetö vasıtasıyla sinsice kurdukları tertiplerden biri daha bozulmuştur. Başta Cumhurbaşkanımız olmak üzere emeği geçen tüm yetkililere teşekkür ederiz."

Kafa yapısına bakar mısınız?

"Kâfirler tarafından bize dayatılmış olan…" diyor.

Peki Cübbeliye sormak lazım, kim bu kafirlerin baskısı karşısında boyun eğip sözleşmeye imza atan!

Ona da lanet etseydin ya…

Ama nerede bunlarda o yürek!

Başka kim var sıraya giren?

Elazığ depreminin ardından yaptığı açıklama ile tepki çeken ve pedofiliye karşı yasaları hedef alan Yıldız Teknik Üniversitesi (YTÜ) öğretim üyesi Bedri Gencer de, İstanbul Sözleşmesi kararı nedeniyle AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan'a teşekkürü bir borç bildi.

Gencer yaptığı açıklamada, "Sonunda toplumun temeli aileyi yıkma peşindeki azgın azınlığın değil, milletin sağduyulu sesi galip geldi. Ailenin idam fermanı İstanbul Sözleşmesi yırtıldı. Artık geleceğimize daha ümitli bakabiliriz. Teşekkürler Sayın Erdoğan" diye konuştu.

Peki kim bu Bedri Gencer? Nasıl tanıdı Türkiye onu ve neden o da teşekkür etti.

Gencer, Elazığ depreminin ardından yaptığı paylaşımda afetleri çocuk yaşta evliliklerin yasaklanmasına bağlamış ve "Allah'ın helal kıldığı yaşta evliliği tecavüz sayarak, mutlu yuvaları bozarak gayretullaha dokunmayalım" demişti.

Buyurun size İstanbul Sözleşmesi'ne düşman bir kafanın düşünce yapısı…

Peki başka kim var?

Nur Cemaati de İstanbul Sözleşmesi'nin feshini memnuniyetle karşıladı. Cemaatin önde gelen isimlerinden Avukat Ali Kurt, hem İstanbul Sözleşmesinin feshine sevindi hem de 6284 sayılı kanunun kaldırılmasını talep etti.

Peki, 6284 nedir?

6284 sayılı kanun, Ailenin Korunması ve Kadına Yönelik Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun, şiddete maruz kalan ya da şiddete uğrama ihtimali olan kadınların ve beraberindeki çocuklarının, ısrarlı takip mağduru kadınların ve şiddete maruz kalan aile bireylerinin korunmasını hedefliyor.

Peki Ali Kurt ne diyor?

"Elhamdülillah! İstanbul Sözleşmesi hakkında en başta olması gereken karar geç de olsa verildi. Bize yakışan budur. Bizim medeniyetimiz, kadına yönelik şiddeti engelleyecek her türlü referansa sahiptir. Kokuşmuş Batı'dan ithal düzenlemelere hiç ihtiyacımız yok. Şimdi sıra 6284'te."

"Bizim medeniyetimiz, kadına yönelik şiddeti engelleyecek her türlü referansa sahiptir" diyor Ali Kurt.

Peki öyleyse şiddete karşı alınacak önlemlerden neden korkuluyor?

Neden aile yapısının bozulacağını iddia ediyorlar?

Çünkü, İstanbul Sözleşmesi'nin feshedilmesini sevinç çığlıklarıyla karşılayan bu güruh, kadına el kaldırmayı doğal hakları görüyor.

Onlara göre kadın bağımsız olamaz, özgürce düşünemez.

Hepsi teşekkür sırasına girmiş adeta.

İşte İstanbul Sözleşmesi'nin feshedilmesine sevinen grup bu…

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları