İstanbul Barosu Başkanı: "FETÖ de zamanında değişiklik istemişti"

İstanbul Barosu Başkanı: "FETÖ de zamanında değişiklik istemişti"
Bir haber sitesine konuşan İstanbul Barosu Başkanı Mehmet Durakoğlu, "Bu düzenleme o zaman FETÖ tarafından yapılmış bir düzenlemeydi." Şeklindeki dikkat çeken ifadeleri kullandı.

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan yeni adli yıl açılışında yaptığı konuşmada, “Önümüzdeki dönemde ilk çözmemiz gereken meselenin barolar başta olmak üzere tüm meslek teşekküllerinin seçim yöntemlerinin ‘temsili demokrasiye’ uygun hale getirilmesi olduğuna inanıyorum” ifadelerini kullanmıştı.

Tarafsız Haber Ajansı’na konuşan İstanbul Barosu Başkanı Mehmet Durakoğlu bu tartışmanın yeni olmadığını, 10 yıldır sürdüğünü dile getirdi.. Zaman zaman gündeme getirilen bir konu olduğunu ifade eden Durakoğlu, “Türkiye Barolar Birliği’nde özellikle delegasyon yapısı üzerinde konuşulan bir şey. Her hangi bir baroda, başkanı seçen ya da yönetimi seçen çoğunluk, delegasyonu da seçiyor. Dolayısıyla bunun demokratik temsil ile uyuşmadığı söz konusu oluyor. Mesela ben o yıl yüzde 54 oy almıştım, yüzde 54 oyla bizim grubun bütün delegeleri, delege olmuştu’ dedi.

Getirilmek istenen düzenlemeyi örnekle açıklayan Durakoğlu, “Öyle bir şey yapılıyor ki, atıyorum diğer grup yüzde 10 aldıysa delegenin yüzde 10’u da onların olsun gibi bir düzenleme. Bu düzenleme o zaman FETÖ tarafından yapılmış bir düzenlemeydi. 2010 referandumundan sonra yargıyı tamamen ele geçirdikleri için o sırada hazırlanan avukatlık yasa tasarısında da böyle şeyler düzenlemişlerdi. Bunun amacı delege adedi çok olan büyük baroların delege adetlerini özellikle de barolar birliği seçimlerinde azaltmaya yönelik bir yaklaşım” dedi.

“BÜYÜK BAROLARIN ETKİNLİĞİNİN ORTADAN KALDIRILMASI HEDEFLENİYOR”

Demokratik temsile başka açıdan bakarsanız başka sonuçlar da elde edilebileceğini belirten Durakoğlu, “Mesela Türkiye’de şu anda 127 bin avukat var, 45 bini İstanbul Barosu’nda, aşağı yukarı yüzde 38’e denk geliyor. Bizim Barolar Birliği’ndeki temsilcimiz yüzde 24 civarında. Aslında bize kalırsa tam da temsil edilmiyoruz böyle baktığınızda. Ama orada getirilmiş bir usul var, işte 300 avukata 1 delege diye bir düzenleme yapılmış’ dedi. Şimdi yapılmak istenenin, 300 avukata değil de 1000 avukata, bir başka çözüm de 3 bin avukata bir delege sistemini getirmek olduğunu ifade eden Durakoğlu, “Büyük baroların etkinliğinin ortadan kaldırılması hedefleniyor” dedi.

“CUMHURBAŞKANI YÜZDE 52 İLE SEÇİLDİ, YÜZDE 48’E YÖNETİM HAKKI VERİYOR MU?”

Bir başka tartışmanın da yönetim ile ilgili olduğunu söyleyen Durakoğlu, “Yönetimde de nisbi temsil gelsin, başkan yüzde kaçla seçiliyorsa seçilsin, yönetim kurulu 10 kişiden oluşuyorsa o 10 kişi diğer grupların aldığı oylara bölünsün tartışmasıydı. Bir yandan da baroların yönetilemez hale getirilmesiyle ilgili bir tartışmaydı. O dönem içerisinde kimler bunu yapmış, kimlermiş adalet bakanı, nasıl bir kurulmuş, kurulun içinde kimler varmış, bunlar neredeler diye baktığınızda bunun bir FETÖ projesi olduğu ortaya çıkıyor. O zaman tersini de biz söyleyelim. Yüzde 52 ile Cumhurbaşkanı oldu Sayın Cumhurbaşkanı, yüzde 48’e de yönetim hakkı tanıyor mu, böyle bir şey söz konusu değil ki. Bakanların da yüzde 48’i muhalefetten değil” diye konuştu.

“ORALAR (BAROLAR) TERBİYE EDİLMEYE ÇALIŞILIYOR, SUSTURULMAYA ÇALIŞILIYOR”

Başka meslek odalarından farklı olduklarını dile getiren Durakoğlu, “Avukatlık yasamız 76. ve 95. maddeleriyle avukatlara, barolara, hukukun üstünlüğünü korumak, hukuk devletini gözetmek ve insan hakları ihlallerine karşı çıkmak gibi bir görev yüklüyor. Bu görev nedeniyle de biz başka meslek örgütlerinden farklı olarak bu alanlarda bir şeyler söylemeye çalıştığımızda siyaset yapıyor gibi görünüyoruz. Gerçi bu da bir siyasettir, evet yani bir hukuk siyasetidir sonuç itibariyle, aslına bakarsanız siyaset de bir hukuktur” dedi. Yasanın kendilerine verdiği yetkiyi, hatta görevi kullandıklarını dile getiren Durakoğlu, “Yapmak istediğimiz de bir anlamda bu, yaptığımız da bu. Her dönemde biz bunu yaşadık, bu döneme özgü bir şey değil. Bütün siyasi iktidarlar döneminde barolar istenmeyen kişilerdir. Siyasi iktidarlar hiçbir dönem barolardan hoşlanmazlar. Çünkü insan hakları ihlalleri iktidarlardan gelir. O ihlallere karşı çıkma görevi de barolara aittir” dedi. Siyasi iktidarlarla onun başında kim olduğuna, partisinin kimin partisi olduğuna bakmaksızın hep karşı çıkmak gibi bir görevle karşı karşıya olduklarını söyleyen Durakoğlu, “Şimdi geldiğimiz noktada bu, oralar terbiye edilmeye çalışılıyor, terbiye edilip susturulmaya çalışılıyor ya da işte görmeyin bunları, bakmayın, söylemeyin gibi bir tablo söz konusu. Dediğim gibi bu on yılın tartışması ve on yıldır da aynı tartışma devam ediyor” dedi.

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Öne Çıkanlar