İsmet Ramazan Selçuk yazdı... İbrahim Tatlıses'i kim tütsüledi?

İsmet Ramazan Selçuk yazdı... İbrahim Tatlıses'i kim tütsüledi?
Usta gazeteci İsmet Ramazan Selçuk, 1980'li yılların ortasından itibaren İbrahim Tatlıses'le yaşadığı özel anları kaleme aldı. Selçuk'un İbrahim Tatlıses’le “tatsız” başlayan tanışmaları ilerleyen yıllarda sanatçı-gazeteci ilişki çerçevesinde ahbaplığa dönüştü.  

Usta gazeteci İsmet Ramazan Selçuk, Sanatçı İbrahim Tatlıses'in fırtına gibi estiği 80'li yıllarda Tatlıses ile yaşadığı kötü başlayan hikayesinin nasıl dostluğa dönüştüğünü okuyucularına aktardı. 

Selçuk şunları yazdı:  

GEÇMİŞ ZAMAN OLUR Kİ

80’li yılların ortası… Mersin Fuarı’nda konser veren İbrahim Tatlıses ile Bulvar Gazetesi Adana muhabiri Levent Erturhan arasında tatsız bir olay yaşanmış.

Tatlıses, Bulvar Gazetesi’nde aleyhine çıkan bir habere sinirlenmiş. Konser sırasında ”Ya ben, ya bu gazeteci” diyerek rest çekmiş ve Levent’i izleyicileri şikayet etmiş. Arkadaşımız da konser alanından çıkmak zorunda kalmış.
Levent bizi aradı sıkıntısını anlattı, 6 ya da 7 muhabir atladık Mersin’e gittik. Tanıdığımız gazetecileri de örgütleyip Tatlıses’in konser verdiği platformun önüne 30 kişi konuşlandık. Kavga edecek halimiz yoktu. Zaten yakışmazdı. Amacımız; fotoğraf çekiyor gibi davranıp flaşlarla “taciz” ederek, Levent’e yaptığının karşılığını kendi yöntemlerimizle ödetmekti. 

Öyle de oldu.

Tatlıses sahneye çıktığında hep birlikte deklanşöre basınca ortalık aniden gündüze dönüyordu. Tatlıses, flaş ışıklarından rahatsız oluyor ve hayranları ile temas kuramıyordu. Aramızda Levent Erturhan olmadığı için bir şeyden de kuşkulanmıyordu. Bir ara kıyafet değiştirmek üzere kulise gitti. Anında anımıza bir şahıs geldi ve “İbrahim bey flaşlardan rahatsız oluyor. Az fotoğraf çekmenizi istiyor” dedi. O sırada yaptığımız “eylemi” anlattık, bu protesto için Adana’dan geldiğimizi söyledik. Aynı kişi Tatlıses’le görüştükten sonra yine geldi ve “Konser sonrası sizi bekliyor” dedi.

Esasında o süre içerisinde amacımıza ulaşmıştık. Fazla üstüne gitmenin bir anlamının olmayacağı kararına vardık ve normal çalışmaya döndük. Tatlıses de programını huzurlu bir şekilde tamamladı.

Konserden sonra davete icabet etmek üzere kulise geçtik. Yanında menajeri Hasan Bora da (rahmetli) vardı. “Özellikle Adana’dan gelen arkadaşlarla konuşmak istiyorum” diyerek tek tek tanıştı. 

Ben ve Ali Samuk’un Hürriyet’te çalıştığımızı öğrenince ilgisi bize yoğunlaştı. Gergin başlayan görüşme, tatlıya bağlandı ve “Sizler bu akşam misafirimizsiniz”  dedi. Birlikte geldiğimiz arkadaşlar Adana’ya döndü, Ali ile ben o geceyi Mersin Oteli’nde geçirdik, İbrahim Tatlıses, Hasan Bora, menajer Erkan Özerman, şarkıcı Güngör Bayrak ve sahne alan diğer sanatçılarla muhabbet ettik. 

Öğle saatlerinde uyandık ve kahvaltıdan sonra “Hadi sizi Adana’ya ben götüreyim” teklifinde bulundu.
Ben, Ali Samuk ve İbrahim Tatlıses akşamüzeri Hürriyet Tesisleri’ne ulaştık. Güneş batmak üzereydi ve “Bu görüntüye hayranım” dedi, karanlık çökünceye kadar izledi. Devamında Matbaayı gezdi, Hafta Sonu Gazetesi’ni inceledikten sonra Adana Temsilcisi İskender Ayvalık’ı (rahmetli) ziyaret etti.

İbrahim Tatlıses’le “tatsız” başlayan tanışmamız, ilerleyen yıllarda “sanatçı-gazeteci” ilişkisi çerçevesinde ahbaplığa dönüştü. 

Adana’ya ne zaman gelse, Hürriyet Gazetesi adına onu ben takip ederdim. 

Yıllar sonra 5 Ocak Stadı’ndaki konserinde tribünleri dolduran 10 bini aşkın hayranına “İtalya’da Pavarotti varsa, Türkiye’de de İborotti var” anonsunu yaparken takipteydim.

*

1994’de İbrahim Tatlıses, Tatlıses Turizm Şirketi’ni kurma hazırlığındaydı. Görüşmeler yapmak üzere Adana’ya gelmişti. İstihbaratı aldım ve o dönem ünlü sanatçıların konser verdiği Genç Eğlence Tesisleri’nde öğle saatlerinde buluştuk.

Tesislerin sahibi Halil Genç de (rahmetli), yakın arkadaşıydı. Haber takibi, rahmetlinin “nazara” gelmesin diye Tatlıses’e “tütsü” uygulamasıyla başladı. 

Genç, küçük bir küreğe yaktığı tütsüyü, önce Tatlıses’in başının üstünde gezdirdi. Sonra da üzerinden atlamasını sağladı ve “Tüh, tüh Maşallah, nazar değmez inşallah” dedi. Tatlıses de “Halil Ağa” dediği, dostuna teşekkür etti. Tabi bu anları sadece ben görüntülemiştim.

“Tütsü” merasimi bittikten sonra Tatlıses bana “Ramazan (öyle hitap ederdi) bilardo oynamayı çok seviyorum. Bir bilardo salona gidelim” deyince Kurtuluş Mahallesi, Amerikan Pazarı yanındaki Platin Bilardo Salonu’nun yolunu tuttuk. Bilardo oynarken çektiğim fotoğraflar da bana özeldi. Aslında ünlü biriyle haber çalışması yapmak çok zordu. Zira hayranları hiç yalnız bırakmıyor, her yerde etrafını sarıyor, rahat çalışma imkanı tanımıyordu.

Bir süre bilardo oynadıktan sonra saatine baktı “Başkan Selahattin Çolak’la randevum var, birlikte gidelim” dedi. 
Büyükşehir Belediyesi’nin tarihi binasına çıktık, Başkan Çolak’ın makamına geçtik. Kuracağı otobüs firması ile ilgili bilgi sundu, otogardan işyeri almak istediğini iletti.

Çay, kahve ikramının ardından Başkan Çolak ve Tatlıses’le birlikte Adana Otogarı’na gittik. (Fotoğrafta görüldüğü üzere Tatlıses, benle sohbet ederken, arka planda da Başkan Çolak’ın etrafını vatandaş sarmış derdini anlatıyordu) Tatlıses Turizm yazıhanesi için boş işyerlerini gezdi, nihayetinde kararını verdi.

İŞTE O FOTOĞRAF:

tatlises-ramazan-ic.jpeg 

tatlises.jpeg

 

 

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Öne Çıkanlar