Vatandaş çıkmış "Su 3 tl oldu, 3. Var mı böyle bir şey ya" diye sözde muhalefet ediyor.

Sevgili vatandaşım, eskiden su mu vardı, su mu içiyordunuz?

Bakın, size geçmişi anlatayım.

O zamanlar su yoktu.

Kimse "Su" nedir bilmezdi.

Hiç unutmam, hey gidi günler hey, mahallemizdeki yaşlı bir amca yolda yürürken birden bayılmıştı.

Biz de ilkyardım kursunu takdirname alarak bitiren mahalleli olarak hemen müdahale etmiş ve evde ne kadar kirli çorap varsa getirip koklatmıştık.

Ayılmayınca şok tedavisi olsun diye tokatlayanımız bile olmuştu.

Hatta ilk yardım kursunu birincilikle bitiren arkadaşım Muittin "Şok tedavi öyle olmaz, tokat da neymiş. Tekmelemek lazım" diyerek tekmelemişti.

Muittin iyi niyetle tekmeledi ama henüz o zamanlar Soma''daki maden işçilerinin yakınlarını tekmeleyenler gibi tekmeleme tekniği bilmediğimizden amcayı uyandırmayı başaramadık.

Tam o sırada, daha önce mahallemizde hiç görmediğimiz biri "Yüzüne su çarpın" dedi.

Biz "Su" nedir, nasıl çarpılır bilmediğimizden, bunu söyleyen şahsı uzaylı zannedip kovalamıştık.

Şimdi aklınıza şu soru gelebilir, "İyi de su yoktu madem, sabah yüzünüzü yıkamıyor muydunuz?"

Hemen cevap vereyim.

"Hayır, yıkamıyorduk. Çünkü o zaman yüzümüz de yoktu."

Günümüzde en sık karşılaştığımız kavram olan "Yüzsüzlük" teee o zamanlardan günümüze gelen bir kültür mirasıdır.

Demem o ki, "Su fiyatı çok yükseldi" diyerek iktidarıma laf çakanları önce Allah''a sonra sucuya havale ediyorum.

Not: Bir ara ben Pakize Suda ismini duyunca itfaiyeyi arayarak "Pakize suda kalmış, boğulmasın, kurtarın" dedim. İtfaiyedeki görevli de bana "Görev tanımlamamızda böyle bir şey yok" demişti.