Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Baran Furkan Gül

Baran Furkan Gül

Serbest Yorum

İnsanlığımızdan utandık

Geçtiğimiz gün milyonlarca insanın tepki gösterdiği olay hepimizin malumu.

Bir sokak röportajı yapılıyor ve burada engelli bir vatandaş yaşadığı zorlukları anlatıyor.

Nedir bu zorluklar?

2011 yılında bir kaza geçiriyor ve sakat kalıyor. Engelli olduğu için çalışamıyor. Engelli maaşı alıyor. 4 çocuğu var ve onlara bakmak zorunda.

Hangi parayla bakmaya çalışıyor çocuklarına?

68 lira!

Görüntüleri izlemeyenler şaşırmış olabilir.

568 lira emekli maaşı olan bu vatandaş, 500 lira kira ödüyor.

Evet, eline kalan 68 lira!

"Ekmek almaya param yok" diyor.

Elektriğini Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı karşılıyor.

Su faturasını ise ödeyemiyor. Kimi zaman "Şükrü abi" kimi zaman "Ahmet abi" ödüyor.

Bu sırada cep telefonunu gösteriyor.

Eski, tuşlu bir telefon.

Tam da bu sırada hepimiz insanlığından utandıran 'Yeşil tişörtlü' kişi geliyor.

"Bu kadar geçimin zor da o telefonu neden taşıyorsun" diyor.

Bir daha soruyor "Hatlı mı" diye... "Yok" cevabını alıyor. Yani tutmuyor.

"Kontörlü" yanıtını alınca "Kontör'ü nasıl yüklüyorsun" diye soruyor bu sefer.

"Komşularım yüklüyor" yanıtını alıyor bu sefer.

"Hep komşu... Abi sen Türkiye'de değilsin o zaman" gibi tuhaf birşey söylüyor.

Bu 'Yeşil tişörtlü birey' başlıyor anlatmaya...

"Geçim sıkıntısı olan bir insan için telefon lükse girer. Müslüman aç da kalsa şükretmek zorunda. Bu Cumhurbaşkanı olan kişi ne yapmadı. Hızlı tren mi istiyorsun..."

Evet, haklısın 'Yeşil tişörtlü birey.'

Bu vatandaş, senin mantığın ile hızlı trene binince engelli oluşunu unutacak, 4 çocuğunun karnı doyacak, kira ve faturaları ödenecek...

***

Memleketin geldiği nokta bu!

Genelleme yapmamakla birlikte, bu şekilde zor olan insanların neler yaşayabileceğini aklının ucuna bile getirmeden saçmalayan insanlar çok fazla çıkmaya başladı karşımıza.

Aklına bile getirmeden diyorum.

Yok, aklına geliyor da hala bu cümleleri kurabiliyorsa daha felaket durumdayız demektir.

O halde, insanlığımızdan utanmakta fayda etmez.

Çünkü; İnsanlık bizi terk etmiş demektir.

***

Bir başka ayıp da Aile Hekimi Ercan Erdoğan'a yapılmış.

Erdoğan da birçok aile hekimi gibi zor şartlarda çalışmalarını sürdürürken korona virüse yakalanıyor.

Korona virüse yakalanmasının ardından evde karantina süreci başlıyor.

Yaşadıklarını anlatan Erdoğan, "Benim yerime tüm hastalarıma bakıp tüm işlemlerimi yapan bir hekim bulamazsam bu ay sadece 8 günlük maaş alacağım söylendi. Hastalıkla savaşırken üstüne maaş kesintisi yaşamak gerçekten çok üzücü" diyor.

Üstelik 8 aylık eşinde de belirtilerin olduğunu ancak durumunun iyi olduğu anlatıyor.

Aile hekimleri ısrarla korona virüs sürecinde ötelendi. Korona virüsle bire bir mücadele etmedikleri söylendi. Ama durum olduğu gibi ortada duruyor. 

Korona virüse karşı mücadele etmedikleri gibi bir bahane ile ek ödeme alamıyorlar ama ilgilendikleri hastalardan korona virüs bulaşırsa yerine çalışacak doktor bulmak zorunda.

Çünkü yerine çalışacak doktor bulamazsa sadece 8 günlük maaş alacaklar.

Ne desem bilemiyorum. Artık öyle bir noktaya geldik ki, hangi olaya şaşırsak, hangi olayda utansak yetmiyor.

Şekli değişiyor ama utancımız hep aynı.

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları