Ak Partili vekil Sayın Hakan Çavusoglu''nun "Kılıçdaroğlu Türkiye''de büyük bir tiyatro oynuyor. Yanındakiler ise ''acaba bize de bir şeyler düşer mi?'' diye Kılıçdaroğlu''nun ağzına bakıyorlar" dediğine dair bir haber okudum evveli günlerde.
Bizim muhalefet hemen tepki gösterdi elbet ama ben ki tiyatroyu seven biriyim olaya hemen el attım.
Sayın vekilimin dediği doğru.
Sadece Kılıçdaroğlu değil, halk da tiyatro oynuyor.
Mesela sokaktaki su satıcıları, artan maliyetlerden dolayı su satamayınca Scribe''nin 1840 tarihli "Bir bardak su" isimli oyununu oynuyor!
Mesela bir bildiriye imza attıkları için ceza alan aydınlar, akademisyenler Gelman''ın 1979 tarihli "Biz aşağıda imzası olanlar" isimli oyunu sahneliyorlar.
Mesela geçinemediği için çalışan ve gündemi takip ederken "Başımıza çorap örülüyor" diyen emekliler Hauptmann''ın 1893 tarihli "Dokumacılar" isimli oyununu sahneye koymaktalar.
Mesela çeyrek altın fiyatları yükseldiği için düğünlere gidemeyenler ve her seferinde hastalık yalanına sığınanlar Beaumarchais''in 1775-78 tarihli "Figaro''nun düğünü" isimli eserde takı takmadan eğleniyorlar.
Mesela çeyiz parasının altından kalkamadıkları için evlenemeyenler de işleri güçleri yokmuş gibi Marivaux''un 1730 senesindeki eseri "Gönül kısmet oyunu" isimli eserle sahneye adım atıyorlar.
Mesela, "Bu yaşadıklarımız kötü bir rüya olsa da uyansak" diyenler Calderon''un 1635 senesinde yarattığı "Hayat bir rüyadır" isimli eseri oynuyorlar.
Mesela ekonomi okuyanlar Kleist''in 1806 tarihli "Kırık testi" isimli oyunu nedense pek bir seviyorlar.
Mesela en kötü verileri nezaketten kırılırcasına, ağdalı sözcüklerle anlatmaya çalışanları izleyen sıradan vatandaşlar ise Moliere''nin 1670 tarihli "Kibarlık budalası" isimli eserini alkışlıyorlar.
Mesela CHP''yi eleştirenler günümüz koşullarında eskiyi yâd edercesine Beckett''in1963 senesindeki "Mutlu günler" isimli oyununu mumla arıyorlar.
Mesela gün gibi ortada olan olumsuzlukları yok sayan ve "her şey güzel" diyenlere bakan büyük bir çoğunluk ise Pirandello''nun 1917 tarihli "Siz öyle diyorsanız öyledir" isimli eserini oynuyorlar.
Demem o ki, iktidarımın yaptığı başarılı hamleler sonucunda muhalefet kendini sanata vurdu, sokaktaki vatandaşlar da sanata doydu.
Bu yazıyı daha da uzatmak isterdim ama benim gibi kredi kartı borcundan dolayı evine haciz gelen mahalleli olarak sokağın yanındaki henüz imara açılmamış boş arazide Victor Hugo''nun 1862 tarihli "Sefiller" isimli oyununu sahneye koyacağız.
Görüşmek üzere.
Veeee perde!!!
