Hani bir söz vardır ya, ''Kul plan yaparken, bir köşeden bakan kader gülermiş'' diye...

Tam da bu oldu.

Ukrayna krizinde ortaya çıktı ki ülkemiz üzerinde oynanan tarım ve hayvancılığımızı bitirme girişimlerinin hayvancılık ayağı resmen çöktü.

Hain ABD, fesat Avrupa, tu kaka cız diğer ülkelerin bizi tarım ve hayvancılık konusunda dışa bağımlı yapma gayretine ülkemizin erkeklerinden öyle bir cevap geldi ki, Osmanlı tokadı yemiş gibi oldular.

Tamam, tarımda hata üstüne hata yaptık, verimli arazileri imara açtık, köylüyü artan girdi fiyatlarıyla küstürdük ama hiç olmazsa hayvancılığımızı kurtardık.

Hayvancılık derken kuzu, koyun, keçi gibi küçükbaş veya uçan hayvancılık kapsamındaki arıcılık veya tavuk vs gelmesin aklınıza.

Büyükbaş hayvancılıkta müthiş bir rezervimiz olduğunu tüm dünyaya gösterdik.

Şimdi mutlaka bir kısım muhalif bana ''Saçma sapan konuşma. Ukrayna buğday vermese ekmek bulamayacağız, sen hayvancılıktaki başarıdan bahsediyorsun. De get'' diyordur.

Buyurun o zaman...

Ukrayna olayı başladığında sosyal medyada yüzlerce ''Elin Afgan veya Suriye''den kaçıp gelen kadını eve alacağımıza, süt gibi Ukrayna kızlarını, kadınlarını evimize alırız. İnsanlık öldü mü?'' tarzı yazılar okudum.

Üstelik bu yazıları yüzlerce beğenen, binlerce paylaşan vardı.

Savaş gibi bir olayda bile kadına cinsiyetçi bir şekilde yaklaşmak, kadını cinsel obje olarak görmek tam bir öküzlük göstergesidir.

En basitinden bir hesapla, 100 beğeni ve 1000 paylaşım demek, en az 100 bin öküz demek.

Bitiremeyeceksiniz bizi, bi ti re me ye cek si niz!