Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Ferit Erden BORAY

Ferit Erden BORAY

Tarihe Tek Gözlükle Bakılmaz

Hatay'ın anavatana  katılmasında demografi -2-

I. Dünya Harbi sonrasında Türk kuvvetlerinin de elindeki İskenderun Sancağı (Hatay) 1918 tarihinde İngilizler tarafından işgal edilmiş oldu. Ancak paylaşım planı gereği İngiltere burayı Fransızlara da bırakmış oldu.

Ancak Fransa ile TBMM arasında imzalanan 20 Ekim 1921 tarihli Ankara Antlaşması sonucu Fransa, Güneydoğu Anadolu''da işgal ettiği yerleri de bırakıp yöredeki Türklerin eline bırakmış oluyordu. Böylece Türkiye ile Suriye sınırı çizilmiş oluyordu. Ancak Hatay şeklen Fransız mandası haline geldi.

Henüz Kurtuluş Savaşı bitirilmemişti bu sebeple büyük Lider Mustafa Kemal Paşa şimdilik kalsın denirken, Hatay''a şehrin halkın yönetiminin hazırlanması için girişlerini başlatmakta gecikmemişti. Antlaşmanın 6-7. maddesinde göre:

"… İskenderun bölgesi için özel bir yönetim gereği kurulacaktır. Bu bölgenin Türk hududundan gelen halkı, kültürlerinin gelişmesi için her türlü kolaylıklardan yararlanacaklardır. Türk dili orada resmî bir dil olarak kullanılacaktır" deniliyordu.

13 Mart 1923''te Adana''ya gelen Gazi Mustafa Kemal kendisini karşılayan Hataylılara:

"… 30 asırlık Türk yurdu düşman elinde kalamaz günü gelecek siz de kurtulacaksınız…" demişti.

Nihayet 9 Eylül 1936''da Fransa, Suriye yönetimindeki manda yönetimine son vermeyi kabul etmiş oldu. Ancak yapılan antlaşmada Hatay da Suriye''ye bırakılmaktaydı. Türkiye ise ilk aşamada Hatay''ın Suriye''den ayrı bağımsız devlet olması kararındaydı.

Konuyu 20 Eylül 1936''da Milletler Cemiyeti''ne taşımıştı. Konu 14-15 Aralık 1936''da Milletler Cemiyeti''nde görüşülüp Ocak 1937''de Hatay''a temsilci 3 görevli yollanmış oldu.

Hatay''daki Türk varlığına güvenen Atatürk zaten 31 Aralık 1936''da Başbakan İsmet İnönü''yü de "Hatay dediğimiz topraklar bütün kapsamıyla Türk topraklarıdır. Bu topraklardaki halkın Türk olduğu ise tartışma konusu dahi yapılamaz." dedi.

Bölgede bulunan Birleşmiş Milletler temsilcisi ise hazırladığı raporunda Hatay''da ayrı varlıklar sayılmasını önermekteydi. Böylece de Milletler Cemiyeti toplantısında Sander''in raporu için bölgede bir anayasa taslağı hazırlatmaktaydı.

Bu taslak 29 Mayıs 1936''da kabul edilmiştir. Böylece de Hatay hukuki olarak ayrı varlık statüsünü kazanmış oldu. Böylece Anayasaya göre bağımsız bir Hatay Sancağı Devleti kurulacaktı. Nitekim 6 Haziran 1938''de Fransa, Hatay''daki yönetimi tamamen Türklere bırakmış oluyordu.

Buraya Abdurrahman Melek vali olarak gönderilip göreve başlatılmış oldu. Böylece de 3 Temmuz 1938''de Fransız-Türk Antlaşması imza edilmiş oldu.

Bu durum üzerine Hatay''da eşit seviyelerde Fransız ve Türk askerî kuvvetleri bulundurulacaktı. Nitekim 3 Temmuz 1938''de Albay, Şükrü Kanatlı komutasında bir Türk alayı resmen Hatay''a girmiş oldu.

Daha sonra Ağustos 1938''de Hatay Meclisi için halk arasında seçimler yapılmıştı. Toplamda ise 56.630 kişiden oluşan ikinci seçimlerin 35.847''si Türkleri alarak seçimlerini yapmış oldular. Böylece seçimlerin sonucunda 49 milletvekilinden oluşan Hatay Meclisine de 22 Türk milletvekili katılmışlardı.

Böylece Hükümet üyelerinin tamamı da Türklerden oluşmaktaydı. Nitekim 2 Eylül 1938''deki ilk kez yapılan Meclis toplantısında Abdülgani Türkmen Meclis Başkanlığına, Tayfur Sökmen de Devlet Başkanlığına seçilmiş oldular.

Başbakan Abdurrahman Melek olmuş ve Sancak adı resmen Hatay''a çevrilmiş oldu. Burada da Türk bayrağına benzer ayyıldızlı kırmızı beyaz Hatay bayrağı resmen ilan edilmiş oldu artık.

Nitekim sonuç olarak bakıldığında bu kez 23 Haziran 1939''da Türkiye ile Fransa arasında imza edilen antlaşmaya göre Hatay''ın Türkiye''ye resmen bağlanması kabul edilmiş oluyordu.

Sonuç olarak 29 Haziran 1939''da kurulmuş olan Hatay Meclisi resmen Türkiye''ye bağlanmaya karar veriyordu. Böylece de 7 Temmuz 1938 tarihinde Hatay ,Türkiye''nin 63. Vilayeti haline getirildi. Kuşkusuz bölgedeki millî bütünlüğü temel olarak da hedef edinmiş büyük Lider Mustafa Kemal Atatürk''ün böyle büyük hedefine tamamen ulaşılmış oluyordu artık.

Demografik olarak baktığımızda ise daha 1921''de hazırlanan 21 Anayasasında yazılı olduğu gibi halkının da Türk dili ve Türk kültürüne sahip olması resmen dünya milletlerince de tescil edilmiş oluyordu.

Sonuç olarak baktığımızda resmen Birinci Dünya Harbi sonrasında 1918 yılında emperyal devletler tarafından işgal edilen Hatay, 1938 yılında Türk çoğunluğunun birliktelikleri sayesinde resmen tamamen bağımsız bir Türk Vilayetine dönmüştü.

Aslına bakılınca konu edilen Demografi uluslararası kulvarlarda nüfus dönüşümü demektir. Böylece bir ülkedeki bütün nüfus hareketleri doğum, ölüm ve göçebeler demogratif yapıları teşkil ederler. Aslında Anadolu''yu vatan edinen Türklerin tarihine baktığımızda Selçuklulardan, Osmanlılara kadar birçok milletlerin halkı bölgelerini de vatan edinerek burada yerleşip sağlam ve ayrılmaz Devletin demografik yapısını teşkil etmişlerdi.

               

 

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları