Son 2 günde başıma gelen olayları sizinle paylaşıyorum sevgili okuyucularım.

Kiraya istediği oranda zam yapmadığım için karşılaştığım ev sahibim "Pardon, kimdiniz?" dedi.

Markete gittim, raflardaki yazan fiyatlar cebimdeki parayı tanımadı.

Karım işsiz kaldığımı duyunca, kapıyı çaldığımda "Yanlış daire beyefendi" dedi.

Kredi kartı borcum olan bankanın önünden geçerken güvenlik görevlisi ki hep selam verirdim, çağıran yokken sırtını çevirip içeri girdi.

Bakkala olan veresiye borcumun son günü geçer geçmez bakkal beni tanımamaya başladı, üstelik çatık kaşlarla.

En sevdiğim komşum, can komşum, apartmanın aidatını 1 gün geciktirdim diye merdivenlerde karşılaştığımda "Çıkartamadım sizi, yeni mi taşındınız?" diye sordu.

Eve her girdiğimde bana koşarak "ba ba" diyen çocuğum, istediği çikolatayı alamadığımı görünce karıma camı gösterip "ba ba, ba ba" demeye başladı.

Sokağımızdaki kedi bile mama alamayan bana sanki yabancıymışım gibi kuyruğunu hararetle sallamaya, yılan gibi tıslamaya başladı her gördüğünde.

İş arkadaşlarımla "Maaşı alır almaz kaç gün geçti şunun şurasında, elde para kalmadı" diye söz açtığımda "Yeni mi işe alındınız, şu evrakların fotokopisini çekin" diye muamele etmeye başladılar.

Bende yok ama aracı olan arkadaşların dediğine göre benzin deposunu tanımıyormuş akaryakıt istasyonlarındaki fiyatlar.

Düşünebiliyor musunuz, daha önce "Fulle aslanım depoyu" diyen arkadaşlarımın maddi gücü azalınca benzinlikteki pompa bile kimse yokmuş gibi davranıyormuş.

"Neden böyle oldu, neden daha önce tanıştığım, selam verdiğim çevremdekiler, hayvanlar bile beni tanımıyor?" diye kendi kendime çok sordum.

Cevap bulamayınca, kapısında "Saç ekilir, diş çekilir, nal çakılır, dert dinlenir, cenazelerde para karşılığı ağlanır, düğünlerde halayın başı olunur vs.. vs.." yazan mahallemizin bilge kişisi Muittin''e gidip sordum "Abi, toplum olarak Alzaymır mı oluyoruz, kimse beni tanımıyor. Aşının bir yan etkisi de bu mu acaba?" diye.

Muittin bana "Yok la, ne aşısı? AKP Şanlıurfa Milletvekili Zemzem Gülender Açanal, katıldığı bir programda kendisini tanımadığını söyleyenlere, -Ben tanımıyorum diyenlerin ya kötü niyetli olduklarını, ya balık hafızalı olduklarını düşünüyorum. Ya da bir Alzheimer başlangıcı falan vardır. Bir sağlıkçı olarak diyorum bir check-up yaptırsın- dedikten sonra çok arttı Alzheimer" dedi.

Ben de Muittin''e "Neyse ki sen beni tanıyorsun ama cidden bunaldım. Kiminle konuşayım ki, beni tanımasa da en azından üzülmeyeyim, kendimi dışlanmış hissetmeyeyim?" diye sordum.

Bana müthiş bir fikir verdi, "Al bir şişe zemzem suyu, git mezarlığa, ailenin ölmüş büyükleriyle konuş. Cevap vermeyecekler doğal olarak ama bileceksin ki seni tanımadıkları için değil, ölü oldukları için cevap veremeyecekler" dedi.

Aklıma yattı.