Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Fatih Ergin

Fatih Ergin

25. SAAT

GATA'nın hazin hikayesi: Nerden nereye...

Birinci Dünya Savaşı... Mehmetçik, Çanakkale'den Kafkaslar'a, Galiçya'dan Yemen'e bir taraftan düşmanla, bir taraftan da salgın hastalıklarla mücadele ediyordu...

Sadece bizim değil, düşman ordularının askerleri de aynı durumdaydı. On binlerce asker mermiler, şarapneller, bombalar nedeniyle değil, tifo, kolera, tifüs belası yüzünden hayatını kaybetmişti...

Geniş bir coğrafyada mücadele eden askerlerimiz demir yolları yeterli olmadığı için bazı yerlerde yaya olarak yoluna devam ediyor ve temizlenme imkânı bulamadıkları için bitleniyorlardı.

Askerlerin cepheden cepheye sevk edilmeleri de salgın hastalıkların farklı bölgelere yayılmasına sebep oluyordu.

Ancak garip bir durum söz konusuydu. Salgın hastalıkların bizim ordumuza yaşattığı kayıp, Avrupa ordularının kaybına göre çok daha düşüktü...

Salgının bizi daha az etkilemesinden kaynaklanmıyordu bu durum... Ortada tam anlamıyla bir başarı vardı.

Bu başarı, Harbiye Nezareti'nin bünyesindeki Sıhhiye Dairesi Reisi ve Sıhhiye Genel Müfettişi, yani ordunun sağlık teşkilâtının en üst yöneticisi olan Dr. Süleyman Numan Paşa'nın bütün imkânsızlıklara rağmen gösterdiği çabaların eseriydi.

Salgını önlemek için bitle çok etkin bir mücadele gerekiyordu. Savaş döneminde cepheleri defalarca dolaşan Süleyman Numan Paşa yüzbinlerce askeri aşılatıp salgınların önünü almaya çalıştı.

Çabaları sayesinde dünyadaki ilk tifüs aşısı 28 Mart 1915'te Osmanlı Ordusu'ndaki tabipler tarafından hazırlandı. Beşi doktor olmak üzere dokuz subaya yapıldı. Tifüs aşısıyla birçok sağlık çalışanı, subay ve askerimizin hayatını kurtardı.

Birinci Büyük Harp'te bizimle birlikte savaşan Alman Goltz Paşa ise, Süleyman Numan Paşa ve ekibinin bulduğu Türk aşısına kendi doktorunun inanmaması nedeniyle aşı olmadı. Aşı olmayan Goltz Paşa ve kendisini engelleyen doktoru tifüsten hayatlarını kaybetti...

Dr. Numan Paşa'nın bu görevi sırasında yardımcısı sonraki yıllarda Türkiye'nin sağlık alanına adını altın harflerle yazdıracak olan, "cumhuriyetin doktoru" Refik Saydam'dı.

Asistanı ise, yine cumhuriyet Türkiye'sinde veremin kökünün kazınmasında büyük rol oynayan ve meşhur hocalardan biri haline gelen cumhuriyet döneminin generali, Ordinaryüs Prof. Dr. Tevfik Sağlam'dı...

GATA'da Tevfik Sağlam'ın hocası olan Süleyman Numan Paşa, Osmanlı Devleti Birinci Dünya Savaşı'nda teslim olunca, İngilizler tarafından 28 Mayıs 1919'da Malta'ya sürgün edildi. Malta'ya sürülen ilk isimlerden biriydi...

Hocaların hocası Tevfik Sağlam, işgalin sürdüğü 1921 yılında tifo aşısıyla ilgili yazdığı bir kitabın önsözünde kendi hocası Süleyman Numan Paşa'ya şöyle seslendi:

''Büyük üstad Süleyman Numan'a: Cihan savaşında (Birinci Dünya Savaşı'nda) tifoya yakalananlar Fransız ordusunda 127 bin, Alman ordusunda 112 bin, Türk ordusunda 8 bin.

Genel savaşta dünyanın en yüksek memleketlerinin orduları, tifo aşısını seferberlikten aylarca sonra tatbik ettiler veya edebildiler.

Bunun cezasını binlerce kurban vermekle çektiler. Senin ilme ve fenne olan imanın ve himmetin (yardımın) sayesinde Türk ordusu pek erken aşılandı. Hasta olma imkânları pek bol iken, büyük tifo salgınlarından korunmuş oldu.

Bugün memleket sana on binlerce evladının hayatını borçludur. Gelecek nesillerin seni daha iyi tanıyacağından emin ol. Görevini yapmış her insan gibi sürgünde, zindanda bile olsun, yine müsterih (rahat), bahtiyar (mutlu) yaşa.''

Bunları o işgal yıllarında sürgüne gönderilmiş biri için kitabında yazmak, mangal gibi yürek ister...

Ya bugün? FETÖ bahanesi ile Sağlık Bakanlığı'na devrettikleri bir dünya markası GATA'ya Ali Edizer gibilerini yerleştirdiler.

Vatana bunca hizmet etmiş Süleyman Numan Paşa ve yetiştirdiği isimlerin yaptıklarının hiçe sayıldığı, oluşturdukları kurumsal kültür sıfırlandığı için GATA, medeni kanunla mücadele ettiğini söyleyen ve çok eşliliği savunan Ali Edizer gibi isimlere kaldı...

Kim bilir, GATA'ya ve içini boşalttıkları, kurumsal kültürünü yok ettikleri daha bir çok kuruma bu zihniyetten kaç kişiyi monte etmişlerdir? Kim bilir, daha kaç kurumda FETÖ'nün yerini Menzilciler aldı?

1. Dünya Savaşı'nda tifüs aşısını önce kendi üzerinde deneyen ve aşının dozu yüksek geldiği için şehit olan hekimleri yetiştiren kültürdü GATA. Aşıyı kendi üzerinde denediği için şehit olan hekimlerden, Menzilci Ali Edizer'e... Nerden nereye...

 

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları