Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Ömer Erbıyık

Ömer Erbıyık

Baktığım Yerden

Fetö'nün ekmeğine yağ süren komutanlar

2012 yılının Kasım ayında kendi isteğimle Türk Silahlı Kuvvetleri(TSK)'nden emekli oldum.

Kısacası benim gibi bir çok albay 2012 yılında emekli olmak, çok sevdikleri üniformalarını bırakmak zorunda bırakıldılar.

***

O yıllarda Ergenekon, Balyoz gibi kumpas davaları bir yandan devam ediyor, liyakatli Atatürkçü komutanlar, liyakatli Atatürkçü  subaylar bir bir içeri atılıyor veya emekliye sevk ediliyorlardı.

Buralardan boşalan kritik kadrolara da Fetö'cü komutanlar, Fetö'cü subaylar getiriliyorlardı.

***

2012 yılında şahsım da Erzincan'da kıdemli albay rütbesinde görev yapıyordu.

Doğu/Güneydoğu'daki 3'üncü görevimdi.

Bu yıl buradaki görevim de bitiyordu.

Yeni atama yerlerim olarak da batıdaki iller görünüyordu.

İstanbul'a tayin isteğinde bulunmuştum.

***

Subay ve astsubaylar olarak meslek yaşamımız boyunca çok sık tayin gördüğümüzden dolayı çocuklarımızın eğitimleri hep aksamıştır.

İstanbul'a tayin isteyerek hiç olmazsa bu yıla kadar tayin olduğumuz bir çok mahrumiyet yerlerinde yeterli olacak şekilde alamadıkları eğitimlerini İstanbul'da bir nebze de olsa telafi etme umudumuz vardı.

***

Peki ne mi oldu?

"2012 yılında, bu yıla kadar Türk Silahlı Kuvvetleri(TSK)'nde hiç yaşanmamış bir olay yaşandı."

Yanlış hatırlamıyorsam Mart ya da Nisan ayı idi.

Kara Kuvvetleri Komutanlığı'nca özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesindeki bir çok birliklerde, özellikle de mahrumiyet yerlerinde "İhtiyaç Olduğunu Asla Düşünmediğimiz" bir çok albay kadrosu açıldı.

***

Benim gibi batıya atama isteyen bir çok albay, Kara Kuvvetleri Komutanlığı Tayin Dairesi'nde görevli subaylar tarafından telefonla arandık.

Batıya istediğimiz atamamızın yapılmayacağını, Doğu ve Güneydoğu'da yeni açılmış olan kadrolara tayin isteğinde bulunmamız söylendi.

***

Evet benim durumumdaki yüzlerce albayın, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nin özellikle en ücra köşelerinde Kara Kuvvetleri Komutanlığı'nca yeni açılmış kadrolardaki görevlere mecburen gitmesi isteniyordu.

***

Bu dönemde bir yandan da Ergenekon ve Balyoz gibi kumpas davaları iktidar tarafından kurulan "Özel Mahkemeler" marifetiyle devam ediyordu.

Siyasi iradenin ağır toplarından birisi 04 Temmuz 2008 tarihinde bir TV kanalına çıkıp kumpas davalarını savunarak;

"Türkiye bağırsaklarını temizliyor" nidaları atıyor, bir kısmı da "bu davaların savcılığına soyunuyor" bir çok subay ve komutan suçsuz yere içeri atılıyor veya  tasfiye ediliyordu.

***

Kara Kuvvetleri Komutanlığı tarafından yukarıda ifade ettiğim kadroları açanlar, bizim rütbelerdeki kişilerin bir çoğunun açılan kadrolardaki görev yerlerine zaten ailelerini götürmeyeceğini, hatta götüremeyeceğini gayet iyi biliyorlardı.

***

Evet, 2012 yılının bahar aylarında Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinin ücra yerlerinde yeni açılan ve ihtiyaç olarak asla görmediğimiz bu kadroların;

"Atatürkçü Albayların tasfiyesi olarak açıldığını değerlendiriyorum."

Öncelikle bu hususun altını çizmek istiyorum.

***

Benim de atamam o yıl Ardahan'a, şehrin çok dışlarındaki bir birlikte yeni açılmış bir kadroya çıktı.

Bu atama benim Doğu/Güneydoğu'daki 4'üncü görevim oluyordu.

1991 yılının sonunda İdil ve Silopi'ye birliğimle beraber geçici görevlendirmeyle gitmemi bunun içine hiç katmıyorum bile.

Vicdan diyorum.

Vicdan diyorum.

Vicdan diyorum.

"Doğru vicdan olsa bunları yaparlar mıydı?"

Öyle değil mi?

***

Kısacası bu uygulama ile şahsım gibi bir çok albaydan açıkçası emekliliklerini vermeleri isteniyordu.

***

Hepimiz bir nevi cezalandırılmıştık.

Bu vatan için, bu millet için ve de bu bayrak için çeyrek asırdan fazla, bir çok memurun torpil koyarak gitmediği yerlerde, şimdiye kadar çoğu kez ölümü göze alarak bir "İbadet Vecdi" ile çalışmamızın, "Atatürkçü olmamızın" bedelini mi ödüyorduk acaba?

***

Nihayetinde 2012 yılında yeni açılan bu kadrolara yapılan atamalar neticesinde, önemli miktarda albay, çocuklarının eğitimlerinin artık aksamaması veya yıllarca bölünmüş ailelerinin tekrar bölünmemesi için onurlu bir şekilde giydikleri üniformalarına emekliliklerini vererek veda ettiler.

***

Evet çok sevdiğimiz mesleğimizi bırakmak zorunda kalarak emekliliğimizi vermiştik.

Vatansever, tecrübeli, donanımlı, bilinçli, seçkin ve liyakatli bir çok Atatürkçü subay tasfiye edilerek ordudan bu vesile ile uzaklaştırılmış oldular.

***

15 Temmuz 2016'da Fetöcü subayların yaptığı o hain kalkışma, bizler gönderilince bizlerin yerinin bir yığın "eli ve aklı kanlı" Fetö'cü subaylarla doldurulduğunu göstermiştir.

***

Şu anda hatırladığımız şey askere düşman olanların, askere husumet besleyenlerin yaptıklarından çok, "dost bildiklerimizin yaptıkları olmuştur."

***

Bütün bunlara "bilerek ya da bilmeyerek" vesile olan komutanlara sesleniyorum;

Şimdi rahat uyuyabiliyor musunuz?

Vicdanınız hiç mi sızlamıyor?

Asker olarak da, Milet olarak sizleri asla affetmeyeceğiz.

 

 

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları