Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Fatih Ergin

Fatih Ergin

25. SAAT

Erdoğan’ın Cuma vaazları

Türkiye’de din ve siyaset ilişkisi, dinin politikaya alet edilmesinden çok daha ötede artık. Öyle ki İslam, resmen politik bir kurum haline getirildi…

Artık siyaset caminin kapısına, içine, avlusuna kadar apaçık taşındı. Camilerin içerisinde kürsüler kuruluyor ve siyaset yapılıyor…

Hal böyle olunca yeni gelenekler kazanıyor Türk siyaseti. Partili Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın her hafta Cuma namazının ardından cami avlusunda açıklamalarda bulunması bunlardan biri mesela…

Peki, Erdoğan’ın siyasetini beslemek için her fırsatta mahkûm ettiği o Eski Türkiye’de nasıldı siyasilerin camilerdeki halleri?

Bülent Ecevit mesela…

Kıbrıs Barış Harekâtı’nın ilk ve tek şehit gazetecisi olan Âdem Yavuz'un cenaze namazı için camiye geldiği sırada kendisini alkışlayan vatandaşları durdurmuştu. İngiliz BBC televizyonunun harekâtın ardından hazırladığı belgeselde yer alan o ana dair görüntüler, internet ortamına aktarılmasının ardından sosyal medyada paylaşım rekorları kırmıştı…

Düşünün; bütün Türkiye’de, toplumun bütün kesimlerinde Kıbrıs’a çıkmanın coşkusu hâkim. Harekâtı gerçekleştiren hükümetin başbakanının karizması da haliyle tavan yapmış…

Böyle bir iklimde şehit cenazesi için geldiği caminin girişinde ve avlusunda toplanmış binlerce insan başbakanı alkışlıyor. Başbakan ise, siyasi prim devşirmek yerine camide olmanın hassasiyetini göstererek kendisi için yapılan alkışları durduruyor…

Ankara’daysa Cumayı genelde Bükreş sokaktaki camide kılan Süleyman Demirel ile birlikte namaz kılanlar ise, şahit oldukları manzarayı, “camiye geldiği neredeyse belli bile olmazdı… Sessiz sedasız namazını kılar, giderdi.” şeklinde anlatıyorlar…

Demirel, bir Cuma namazı çıkışında çok önemli bir gündem nedeniyle kameraları karşısında bulur. Hemen mikrofon uzatıp sorular soran gazetecilere, “Ne yapıyorsunuz çocuklar? Soracak yer mi bulamadınız? Burası cami. Cami önünde siyasetin ne işi var? Hadi gidin lütfen. Başka yerde sorar ve cevabını alırsınız. Kıyamet kopmadı ya." şeklinde cevap verir…

Bugünkü iktidar sahiplerinin her fırsatta övgü ile bahsettikleri Turgut Özal’ın da caminin içerisinde ya da önünde beyanat verdiğine şahit olmadı Türkiye…

En yakınında bulunanların aktardığına göre ise, Alparslan Türkeş’e camide mikron uzatmak akıllardan bile geçirilemezdi.

Siyasetini cami cemaati üzerine kuran Necmettin Erbakan bile bu kabule uymak zorunda kalmıştı…

Erdoğan ise her yerde, her konuda konuşuyor… Neredeyse her gün yeni bölümleri ile yayında olan bir dizi gibi ekranlarımıza geliyor…

Ancak yetmiyor olsa gerek, bir de Cuma namazı çıkışında basına demeç vermesi ayarlanıyor…

Ve sonra… Biraz önce kılınan namazın ardından siyasi rakiplerine salvoda bulunuyor. Tatsız, cami ile uyuşmayan sözler…

Ne olur yani cami önünde konuşulmasa? AKP’nin oyu mu düşer? Türkiye’nin bekasına bir tehdit mi doğar?

Heyhat! Yıllardır CHP’yi camileri ahır yapmakla suçlayanlar, devri iktidarlarında camileri siyasi parti şubesine çevirdiler…

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları