Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şöyle:
"Türkiye ve Amerika arasında S-400 konusu öne çıkan konu oldu. S-400'e yönelik atılan adımların bir geçmişi var. Sayın Obama döneminde maalesef o dönemde bizler malum bu savunma sistemlerine yönelik alım yapmak istedik. ABD'de kongre izin vermiyoruz dedi, önümüz kesildi. Sayın Trump da rahatsızlığını ifade etti.
S-400'lere dönünce Rusya burada samimi bir yaklaşım ortaya koydu. Kredi temini, ortak üretim ve takvimin gayet sağlıklı bir şekilde işlemesi konusu süreci hızlandırdı.
Bölgedeki barış için bu adımı atmak zorundaydık. Böyle bir savunma sistemine ihtiyacımız vardı.
En geç nisan ayına kadar yerlerine monte edilmiş olacak.
ABD İLE F-35 SÜRECİ
Önümüz tıkanırsa alternatif ararız.
ANKARA'DA SURİYE ZİRVESİ
Bütün beklenti anlık ateşkesler değil; bir buradaki göçü sona erdirmek, çok önemli. İki ateşkesi burada temin etmek, üç terör örgütlerini ciddi manada kontrol altına almak.
20 mil yani 30 km talebi Sayın Trump'tan geldi.
Barış koridoru esastır. Sınırımızda terör koridoruna izin vermeyeceğiz. Atılması gereken adımları atacağız.
Çalışmalarımızı ağırlıklı olarak Rusya ile yürütüyoruz. Biz Suriye'nin geleceğinde Suriye halkının söz sahibi olması gerektiğini savunuyoruz. Rejim sivilleri vuruyor. Rejim Halep'i ne hale getirdi. Şu an İdlib harap oldu. Rusya ile 17 Eylül'de imzaladığımız Soçi Mutabakatı'na bağlıyız, herkesin de bağlı olmasını istiyoruz. Rejimin sivilleri hedef alması kabul edilemez. Bu saldırılar, yeni bir mülteci akını da demek. Rejim saldırısı olursa durmayız.
Biz 40 milyar dolar harcadık, AB verdiği sözleri tutmuyor.
DOĞU AKDENİZ'DE SONDAJ GERİLİMİ
Biz tek başımıza bir şeyi konuşmuyoruz. Kıbrıs Adası kuzey ve güney. 3 tane garantör ülke var. Yunanistan, Türkiye ve İngiltere.
Adaletsiz bir yaklaşım, dünyadaki barışı tehdit ediyor. Kıbrıs'ın etrafında Türkiye'nin de arama yapabileceği yerler var. Uluslararası hukuk şunu emrediyor: Buradan hangi ürün çıkarsa çıksın, ister balık ister petrol; bunlar nüfusa göre eşit oranda paylaşılır diyor. Kuzey Kıbrıs'ın hakkı neyse alacak. Güney de alacak. Buralarla hiç alakası olmayan ülkeler geliyorlar bu denizler üzerinde söz sahibi olmaya çalışıyorlar.
KABİNE DEĞİŞİKLİĞİ
Ortada bir sıkıntı yokken ele almanın anlamı yok. Sipariş üzerine değişiklik yapmayız.
