Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Murat Sururi ÖZBÜLBÜL

Murat Sururi ÖZBÜLBÜL

EKONOMİ VE GERÇEKLER

Enflasyon varsa itibar yoktur

Son söyleyeceğimi ilk baştan açıkça söyleyeyim; para bir devletin namusudur, paranın ayarını bozmamak, değerini ve alım gücünü korumak devlet yöneticilerinin asli görevidir.

Bir ülkede enflasyon varsa o ülkenin parası da, siyaseti de itibar görmez, etkili olmaz ve hiçbir yerde hatta yurt içinde bile geçmez.

Birçok kişinin zannettiğinin aksine paranın değeri tesadüfen ortaya çıkan olaylar sonucunda kendi kendine düşmez! Eğer bir para değer kaybediyor, alım gücü düşüyor, enflasyon ortaya çıkıyorsa birçok halde o parayı basan iktidar bu işi taammüden yapıyor, paraya bile isteye değer kaybettirerek yükümlülüklerinden kurtulmak istiyordur. Bazı hallerde de iktidarlar ekonomiyi çok kötü ve beceriksizce yönettiği için tasarlayarak olmasa da paranın değerinin düşmesine yol açıyor, bu yüzden paranın alım gücü azalıyor ve enflasyon olgusu ortaya çıkıyor da olabilir. Fakat her iki halde de tüm sorumluluk ekonomiyi yöneten ve para basma imtiyazına sahip olan iktidarındır.

Vatandaşların ekonomi bilgisi ve finansal okuryazarlığının yüksek olduğu ülkelerde ekonominin tüm aktörleri bu gerçeği bildiği, hakikatin farkında olduğu için iktidarlar enflasyon yaratacak iş ve eylemlerden özenle kaçınır, enflasyonist eğilimler baş gösterdiğinde derhal müdahale edip sıkı para ve maliye politikaları uygulayarak enflasyonu düşürmeye çalışırlar. Ekonomi bilgisi ve finansal okuryazarlığın düşük olduğu toplumlarda ise iktidarlar enflasyonun ortaya çıkmasındaki suçlarını ört bas etmek için algı operasyonlarına girişir suçu bazen enflasyon canavarı gibi hayali varlıklara ve bazen de dış ve iç düşman güçlere atmaya çalışırlar. Oysa bu geçerli bir suçlama değildir...

Türkiye''de AKP Genel Başkanı Erdoğan birçok defa itibardan tasarruf olmaz diyerek ayağını yorganına göre uzatma, gelirinden fazlasını harcamama ilkesini ihlal etmiş bulunmaktadır. Dokuz milyon Suriyeliye bakmak gibi birçok maceracı dış politika ve iç politikadaki heveskâr eser, daha büyük, daha da büyük eser siyaseti devlet giderlerinin vergi gelirleri ile karşılanabilmesini imkânsız bir hale getirmiştir. Elde avuçta var olanı satıp savmak, açıkları kapamaya yetmeyince de önce borçlanma ve borçlanmanın yetersiz kaldığı noktada da banknot matbaasını çalıştırıp, para basma çare olarak gözükmüştür.

Ekonomi bilimi dolaşımdaki para miktarı arttığı zaman paranın değeri düşer, satın alma gücü azalır der, bu iki kere ikinin dört ettiği kadar açık ve net bir matematik sonuçtur. Hayali teoriler bu sonucu hiçbir zaman değiştirmez.

Bu sonuç o kadar nettir ki bırakın kâğıt parayı kendi başına bir değeri olan altın ya da gümüş gibi kıymetli madenlerden darp edilen paraların kullanıldığı dönemlerde bile bu sonuç gözlemlenmiştir. Avrupa yarımadasında Amerika kıtasının keşfinden sonra bollaşan altın ve gümüş karşılığında satın alınacak yeterince mal bulunamayınca çok ciddi bir enflasyon dalgası ortaya çıkmıştır.

Osmanlı döneminde de çok ciddi bir enflasyon yaşanmıştır ama o enflasyonun nedeni farklıdır, yeterli altın bulamayan Osmanlı, masrafları karşılayabilmek için paranın ayarını bozup, gramajını düşürerek para basmış bu paranın değerini düşürmüştür. Paranın ayarını bozmak sadece enflasyona yol açmamış birçok sosyal ve siyasal olaylara neden olmuş, örneğin ayarı bozuk para ile ödeme yapılmasını kabul etmeyen yeniçeriler birçok defa isyan etmiştir. Yaşanan enflasyon ve paranın ayarının bozulmasından şikâyetçi olan halk da bu isyanlara destek vermiştir. Herkesin bildiği israf ve debdebenin tavan yaptığı Lale Devri olarak adlandırılan dönem de böyle bir isyan ile sona ermiş. Patrona Halil isyanı tarihe damgasını vurmuştu.

Enflasyonun bir diğer nedeni de parayı basan otoritenin itibar ve güven kaybıdır! Özellikle de kâğıt paraların kullanıldığı dönemde paranın değerini belirleyen altın ve gümüş miktarı olmadığı için değer tamamen itibari olarak belirlenmektedir. Bu yüzden de özellikle de geleceğe yönelik iş ve işlemler ile birikimlerde kullanılacak paranın değerinin gelecekte de korunacağına dair bir güvenin oluşması gerekir. Bu güven ve bu güveni sağlayacak itibar yoksa kimse o parayı geleceğe yönelik işlerde kullanmak ve kimse o para ile birikim yapmak istemez bu da paraya değer kaybettiren bir diğer etkendir.

Netice olarak paranın devletin namusu olduğunu ve gerçek itibarın paranın değerini korumaktan geçtiğini kimse unutmasın...

 

 

 

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları