Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Ferit Erden BORAY

Ferit Erden BORAY

Tarihe Tek Gözlükle Bakılmaz

Devlet yönetiminde beceriksizlik varsa aranan lider mantığıdır

Doğal olan toplumlarda bu kez yönetenler sorunları doğru yapana kadar tamamen yükselebilirler. "Aslında sorun kuyunun derin olması değil, iktidarın ipinin kısa olmasıdır. Eğer bu hale gelinirse karnı aç olan bir halkın dürüstlük ve özgürlük duyguları gelişmez.

Artık bilinecektir ki, şu üç şey önemlidir. Bunlar tamam olmayan ülkelerde rahat yaşanmaz. Ve zorunlu olan adil mahkeme, bilge hakim ile güçlü ve adil yönetimlerdir. Eğer gittikçe, giderek zayıflama ve ortaya çıkan giderek cahilleşen bu toplumlar da ahmaklaşan yığınlar elbette ki hiçbir zaman sayısal olarak bitmezler.

Tüm düzeyler de olduğu gibi halkın, hak ve huzur, adalet ve sosyal yapılanmalarında elbetteki hiçbir zaman sayısal olarak bitmezler.

Tüm düzeyler de olduğu gibi halkın, hak ve huzur, adalet ve sosyal yapılanmaların da liderler öne çıkan etkileşim araçlarıdır. Bilinmelidir ki, Lider'i büyük toplumlar yaratmaz. Ancak büyük ve köklü bir geçmişe sahip toplumlar Lider'i yaratırlar.

Üstelik kabul edilir gerçek liderler ikincil sınıfı kurarlar. Yöntemlerinde ise zaman kaybetmez. Ancak çaresizlik içinde büyüme olduğu gibi öne de çıkar. Bu sebeple de liderin üç mantığı vardır. Önce meseleleri yüksek göstermek sonucunda ise başarmak adına öngüveni zorunlu kılan cesarettir.

Kuşkusuz ülkelerin böyle içinde çıkılmaz çaresizliklere girdiklerinde, öncelikle aydınlar arasında gerçekler bütün çıplaklığıyla görenler de öne çıkmaya başlayacaktır. Fakat bir örnek vermek gerekirse, 1946'larda Tan gazetesi sahibi olan Zekeriya Sertel diyordu ki:

"… Hal en mukaddes (kutsal) siyasi hakkını teşkil eden rejim'i anlamak ve kullanmaya henüz de hazır olmamıştır. Çünkü o'nun siyasi terbiyesisin inkisaf ettirmemek (geliştirmek, anlatabilmek)tir. Ve de Demokrasi'nin usullerini öğretmek esasta olmalıdır…" diyordu. Böylece ilk kez ülkemizde de çok partili rejime geçilmeye başlanmıştı.

Anlaşılacaktır ki, Devlet'i yönetmek adına da 20. yy.'da prensip olarak kullanılmakta olan Demokratik silkinişi asıl sayan siyasetçilerin bu kez önder denilen Lider'e de ihtiyaçları olacaktır. Peki dünya ülkelerinde siyasete soyunan aydınlar iktidar olmak için toplumun en zayıf yerlerini de kolay bir kullanma aracı etmişlerdir.

 

İnançlar adına dini pratikler

Her insan bir kültürün içinde doğar ve o kültürün inançlarını peşinen kabul etmiş olur. Diğerlerine bakılırsa, yine o kültürün oluşturduğu yargılar düzeyinde süregelmiştir, tarih boyu. Ancak halkı yöneten iktidarlar da siyaset kültür sıçramalar yapılamayacak toplumları yönetenler arasında çalışamayanlar, hiçbir zaman başarılı olamaz.

İnançlar açısından baktığımızda bu kez eşit yaratılan insanı yekdiğerinden ayırmak için verecek olan vazgeçilmez, dinsel bilgilerdir. Örneğin Dinen Vahi'ye içinde insana muhatap olmasını insanın akıl gözlüğünün hareket etmesini sağlar.

Ancak fikir üretiminin yerine siyasette zemin hazırlayan kutsalları üretmek olursa, bu kez ortaya çıkan İdeoloji ve Dini karşıtların bu sefer yeni üretilen kutsalları da olmaya başlayacaktır.

Hatırlanacaktır ki, 21. yy.'la girilirken, bu kez de emperyal ülkelerin gizli ya da açık etkileşimlerinin sonucunda, Ortadoğu'da ortaya çıkarılan yeni bir yöntem ortaya sunulmuş oldu. Bunun adına kabul edilir bizim de İslamcılık Mantığı asırlardır varolagelmiş ve de Müslüman ülkelerin, zayıf karnı olarak ortaya çıkan zayıf yönetimleri bu yeni fikir etrafında toplama girişimlerinin günlerimize kadar kökleşmesi oldu.

Ülkeleri yönetenler arasında bu kez çokta kolay zeminlerin bulunması da kolaylaşmaya başlar. Aslında milli şuurun esas alınması gerektiğini çok iyi bilmeyen siyasetçilerin bu yeni doğmuş olan zeminde, bireysel çıkarımları için imkan bulurlar.

Böylece Lider tanımını varsayan siyasetçiler bakış açılarıyla, İslamcılık fikri için, devletin de yönetim aşamasında, varsayımlara dayalı yeni bir Müslümanlık mantığına dayanmayı yeğlerler, denir.

Artık kabul edilmelidir ki, Devlet adına siyasete soyunanlar, parasal imkanların ele alınabilmesi için Dinci Kapitalizm ve Parti Oligarşisi'nin ise konu hakkında bilgisi olmayan toplumlara kolayca yansıtmaya, yaymaya da başlayabilirler.

Ünlü İslam alimi Gazali diyordu ki:

"… Benlik yüzünü ulvi aleme, Allah'a çevirdiğinizde, ruh, sufli aleme, maddeye çevirdiğiniz de Nef's (bireysel nefis, hırs, tamah) adını alır…"

Bir hadiste ise: "… Bilginler peygamberlerin varisleridir." denildiğini sanırım pek bilmedir. İşte dini gereklerden bu kadar uzak kalınacak olursa, siyasete soyunanlar, kolaylıkla Diktatörlük adlı bir etkileşimin içinde itiliverirler.

Dünya tarihinde varolmuş liderlerin mantığına da bakalım isterseniz. Öne çıkan satır başlarıyla da:

1- Duygusal özgürlük,

2- Baskınlık yetisi (yetenek)

3- Heves dürtüsü,

4- Bilinç zenginlikleri,

5- Sosyal bağnazlıkları.

Evet bu ve buna benzer birçok öncelikli bilinç altlarına sahip olurlar.

Gelin asırlar öncesinde doğu ülkelerinden çok etkili bir sözle karşılaşırız, Konfüçyüs  der ki:

"… Üstün insan, öteki insanlara karşı saygılı davranır, o zaman da dünyanın dört bucağındakiler de onun kardeşi sayılırlar…" /sanırım insanlık şuuru ya da günümüz diliyle barış mantığının aslı da budur./

Dünya insanlar tarihine bakacak olursak bu da elbette ki her zaman için öne çıkan düşünce ve duygu bağlamında aranmak zorunda olunan Korku ve Umut arasındaki kitlesel karmaşalıklar toplum içindeki sebepler değil bizzat yaşanılan sahneler olmuştur. Bu da bize dünya tarihlerinde milletlerin içine girdikleri yönetimlerde bulanıklık dönemlerini zaman içinde belki de kolaylıkla aşabileceklerdir.

Ancak, 20. yy. mantığı içinde insan toplumları bilhassa Türk halkı öncelikli olarak kahraman tipi içinden kendince bir Lider'i çıkarıvermişlerdir. Aklıma geldi Ebu Nasr El Farabi diyordu ki:

"… Erdemli olmanın bireysel, toplumsal ve dinsel düşünmede temel ölçüsü, gerçekleriyle insan mutluluğunun esas alınmasıdır…"

Ancak insanı normal ve üstün gösteren ilim bilgisi orjinali yaratandan Deha olduğu gibi ki onları kabul ettiğine mantık içinde Ahlak mantıklarıdır. Yani de ya da değil, önümüze 20. yy.'ın en tartışılmaz önceliğine sahip lider Mustafa Kemal Atatürk çıkar.

 

 

 

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları