Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Ömer Erbıyık

Ömer Erbıyık

Baktığım Yerden

"Değerli yalnızlık" öyle mi?

Doğu Akdeniz etrafında bir tek dost ülke bırakmadık.Hepsi ile kavgalıyız.

Hatta dünya üzerinde dahi bizden yana tutum takınacak birkaç ülke dışında ülke kalmadı.

***

Önceki yıllara bir gidelim.

2004'ün Haziran ayı.

Türk halkına, AB karşısında "büyük zafer" kazanılmış algısı yaratılmaya çalışılmıştı.

Neymiş efendim;

"Avrupa Birliği'ne girdik, giriyoruz."

Ankara'da hem de güpegündüz havai fişekler atarak gösteriler düzenlenmiş, mehter takımı yürütülmüş, AB'ye girdik diye sevinç çığlıkları atarak coşkuyla kutlama yapılmıştı.

***

Ya şimdi gelinen noktaya bakar mısınız?

AB hayalleri tamamen bitti.

Bırakın bitirmeyi  bazı AB üye ülke liderlerine, dış politikayı iç politikaya malzeme edip;

 "Eyy" çekerek, kabadayılık yaparak kendimize düşman  yarattık.

Yanımızda yer alacak bir tek ülke bırakmadık.

Ankara'nın söylem ve davranışlarından rahatsız olan batılı ülkeler PYD/YPG'ye destek veriyor ve verecekler de.

Diplomasiden uzak, ülke liderlerini aşağılayıcı diller, ülkemize zarardan başka bir şey getirmez.

Unutulmamalıdır ki;

"Sonradan bakacağınız surata asla tükürmeyeceksiniz."

***

Ayasofya Camii açılışında Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, kılınan ilk cuma namazında hutbe okumak için minbere "elinde kılıçla" çıkmıştı.Bütün dünya bunu canlı izledi.

Eldeki kılıç batının beynine kazınır.

Bu manzarayı gören batının sizi sevmesi mümkün mü?

***

Ayrıca Suriye, İsrail ve Mısır liderlerine olan şahsi husumetten dolayı onlarla da düşmanız.

Hem Suriye'de, hem İsrail'de, hem de Mısır'da Türkiye'nin büyükelçisi bulunmuyor.

Ülkeler arası ilişkilerde "şahsilik" olmaz.

Ülke menfaati gözetilir.

***

İsrail, Suriye ve Mısır'la aramızı düzeltmeliyiz demiyorum.

Düzeltmek "ZO-RUN-DA-YIZ."

Türkiye'nin ulusal çıkarı bunu gerektiriyor.

İsrail bölgede önemli bir güç.İsrail demek ABD demektir.İsrail'le kötü olup ABD ile aramızın iyi olmasını beklemek ahmaklık olur.

***

Neymiş efendim;

Müslüman Kardeşler iktidarda olursa, Mısır'la dost olunurmuş.

O zaman Mısır'la çok uzun bir süre daha düşmanız demektir.

***

Ayrıca  Suriye'de Esad'sız bir yönetim isteyen ABD Başkanı Barack Obama'nın da gazına gelinerek bir anda Esad'la düşman olunmuştu.

2012 yılı idi.Bizi yönetenler;

"İnşallah biz en kısa zamanda Şam'a gidecek, Emevi Camii'nde namazımızı da kılacağız"  ifadelerini sarf etmişlerdi.

Biz Şam'a girip Emevi Camii'nde namaz kılamadık ama 5 milyon Suriyeli bize girdi, bizim camilerde namaz kılıyorlar şimdi.

***

Suriye ile çok büyük bir kara sınırımız var.

Suriye'nin Kuzeydoğusu'nda bir PKK/PYD oluşumu yanlış bir Suriye dış politikamız neticesinde oluşmadı mı?

Dün dünde kaldı efendim.

Doğu Akdeniz'de pastadan payı, şahsi kavgaları bırakıp ülkemizin çıkarının kavgasını vererek, bölge ülkeleriyle ortak hareket ederek alabiliriz.

***

Ayrıca Filistin'lilerden çok Filistin davasına sarıldık.Bunun neticesinde İsrail ile ilişkiler tamamen koptu.Uğrunda öldüğünüz Filistin bile bugün bize karşı.Arap Birliği'nin Türkiye aleyhindeki kararlarının altında Filistin'in de imzasının olduğunu sakın kimse gözardı etmesin.

***

Sonuçta Mısır'ın, Filistin'in, İsrail'in,Suriye'nin iç işini kendi iç işimiz yaptık.Avrupa'da olduğu gibi Ortadoğu'da da  yalnızlaştık. Bugün Katar dışında bir tek Arap ülkesi bizden yana değil.

***

"Bir bakıyoruz ona düşman.

Bir bakıyoruz buna düşman.

Gün geliyor bir bakıyoruz ki herkes olmuş bize düşman."

Bu ne biçim bir dış politika efendim?

Ne kadar çok ülkeyi arkanıza  alabiliyorsanız dış politikada o denli başarılı olunur. Bu hususun altını çizmekte yarar var.

***

Evet AB, ABD, Arap ülkeleri Doğu Akdeniz'deki haklı davamızda bizim karşımızdalar.

Türkiye'nin içerisinde olmadığı bir Ortadoğu kuruluyor.

Şahsi kavgalar uğruna bölge kaynakları ülkemizin dışında olduğu ülkeler arasında yapılan anlaşmalarla paylaşılıyor.

***

Yetişmiş, liyakatlı, donanımlı, diplomasi deneyimi olan diplomatlar, büyük elçiler tasfiye edilir, liyakata dayalı değil "biata dayalı" kişiler bunların yerine atanırsa, deneyimli kadrolar emekliye sevk edilir, dış politikada geleneksel sistemlerimiz ayaklar altına alınırsa, devlet liderlerine şahsi husumet beslenirse...

Dış politikada; "Siz bilmezsiniz.Sadece ben bilirim" mantığı ile hareket edilirse, içeride ve dışarıda her şey yanlış giderse dostsuz kalmak, yalnızlaşmak kaçınılmaz olur. "İçeride cumhuriyet ile husumet, dışarıda ihvanla muhabbetle" güçlü diplomasi yürütülemez.

***

Türkiye'nin mevcut dış politikasının tarifini siyasi irade içindeki yetkili bir zat şu şekilde yapmıştı;

"DEĞERLİ YALNIZLIK."

Efendim yalnızlığın değerlisi mi olur?

***

Herkese "Eyy" diyoruz. Ama bir baktığımızda bizim değil "Eyy" çektiğimiz liderlerin dediği oluyor. Öyle değil mi?

Çekilen "Eyy"lerin bedelini ekonomik olarak yabancının Hans'ı değil, ülkemizin Hasan'ı ödüyor.Yabancının değil, bizim milletin canına okunuyor.

Posta koyabilmek için "çok güçlü bir ordunuz, çok güçlü bir ekonominiz" olacak efendim.

Yoksa posta koymak neyimize.

***

Evet Türkiye, cumhuriyet tarihi boyunca hiç bu kadar yalnızlaşmamıştı.

Bütün ülkeler ittifak içinde hareket ediyor.

Bir tek Türkiye yalnız.

Herkes bize düşmansa hiç sormaz mısınız;

"Efendim nasıl oluyorda bir tek dostumuz yok, herkes bize düşman?"

Ne diyeyim ki; "Komşularla sıfır sorun diyerek çıktılar yola. Dünyada dost bırakmadılar boydan boya."

***

Sonuç olarak;

Değerli yalnızlık diyenlere bir sözüm olacak;

"En son DEĞERLİ YALNIZLIK,

Türk Devleti'ni Sevr Anlaşması'nı imzalamaya mecbur etmişti."

Bunu hiç kimse unutmasın. Hatta bir kenara KOCA KOCA harflerle yazsın.

Tarihden ders alınmamış gibi görünüyor.                                    

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları