Bakanlık koltuğunda otururken kendi şirketinden bakanlığa mal satanlar varken,

İnsanlar tek maaşı bulamazken 4-5 yerden maaş alanlar varken,

Geçim sıkıntısından şikâyet edenlere "Eskiden para mı vardı?" diyecek kadar densizleşenler varken,

Vatandaşın gözüne baka baka gerçeği çarptıranlar varken,

"Açız" diyenlere "Porsiyonlarımızı küçültmeliyiz" önerisinde bulunanlar varken,

Sırf kendi çıkarı sürsün diye yalana doğru diyenler varken,

"Yanlış mı, doğru mu?" diye soranlara "Hangi cevaba kaç para vereceksin?" diyenler varken,

Bilgisiz ama bol fikirli olanları uzman diye ekranlara çıkartanlar varken,

Bir gün A diyeni, yarın Z dediğinde "Ne yani, alfabeden harf mı eksiltelim?" diye sözde aydınları yüceltenler varken,

Dağ gibi sözler söyleyip, eylemde fare doğuranları kurtarıcı sananlar varken,

"İyi diyorsun da, bunlar giderse yerine gelecek kişi mi var?" bahanesine sığınan fikirsel sığınmacılar varken,

"Gayret etmek" gibi zor bir yolu seçmektense "hayret etmek" ara yoluna kaçanlar varken,

"Elini taşın altına sok" dediğinizde suçu taşın ağırlığına atanlar varken,

Slogan atarak kalkınacağımızı, karşı slogan atarak olumsuzlukları giderebileceğimizi sananlar varken,

Şehit olan askerimizin, polisimizin sayısını ara öğündeki fındık sayısı anlatır gibi anlatanlar varken,

Gördüğü hayali gerçek sanan ve bunun bir ruh hastalığı olduğunu ısrarla kabul etmeyenler varken…

Rica ediyorum, kız çocuklarınıza Kader ismini koymayın.

Yukarıda saydığım güruh yerine ömrü boyunca Kader utanmasın!