Biliyorsunuz tıp dünyası modern tıp ve alternatif tıp olarak ayrılır.

Modern tıpta çözüm olarak ilaçlar öne çıkar, alternatif tıpta ise çakra ve dengelemesi, meditasyon, vitamin takviyeleri, enerjiler, frekanslar, pozitif enerji yayma, olumlu düşünce, çekim yasası gibi kavramlar popülerdir.

Ancak her iki bakış açısında da ''beyin'' denen organ odak noktasındadır. Alternatif tıpta beyin an odaklı olarak anlatılsa da her iki taraf için beyin çok ama çok önemlidir.

''Önemlidir'' derken aslında ''Önemliydi'' diye yazmam gerekirdi.

Çünkü iktidarımız ekonomist olduğu kadar tıp dünyasında, özellikle beyin konusunda da uzman olduğunu ilan etti.

Sayılı gün önce 1915 Çanakkale Köprüsü geçiş ücreti açıklanırken Sayın Erdoğan -200 liracık- dedi.

Muhalefet alay etti ama ben hemen şifreyi çözdüm ve gereğini yaptım.

Sayın Erdoğan neden -200 liracık- dedi?

Çünkü normal beynimizle düşünecek olsak 200 lira çok yüksek bir bedel. Ama beyin yerine beyinciğimizle düşünecek olursak 200 liracık gözümüze hem az hem de şirin gözükür.

Ben bu köprü yapılmadan önce karşıya geçmek için saatlerce feribot beklerdim.

Az mı oradaki görevlilere -Hadi feribot yok, feribotcuk da mı yok?- diye sormuşluğum olmuştur. Hatta nedenini bilmemekle beraber bir ara beni feribotlara almamak için imza kampanyası bile başlatmışlardı.

Hiç unutmam, fırtınalı bir havada feribota binmiştim. Yanımda çocukluk arkadaşım Muittin''e beraber feribotun büfe kısmından denize bakıp ''Sucuk çok dalgalı Muittin'' dediğimde servis yapan arkadaş ''Beyfendi sucuklarımız düzgün bir şekilde kesiliyor'' demişti.

Demem o ki köprücük iyi ki yapıldı, seneler önce köprücük kemiğimi kırdığımda alçıya aldırmak için hastaneye gitmek için feribot beklerken kemiğim kendi kendine kaynamıştı.

Not: Daha yazacak çok şey var ama muhalefet anlamaz. Ben önce veresiye 200 gram incik alıp şu köprücükten geçip eve gideyim de nostaljik film kuşağında Sezercik seyredeyim.