Şimdi size kimsenin aklına gelmeyecek bir psikolojik yöntem ile faturaları nasıl daha kolay kabul eder, onları nasıl daha şirin yaramazlar olarak görürüz konusunda tüyolar vereceğim.

Öncelikle evimizin kapısına gelen faturanın kâğıdını ele alır almaz kendisiyle konuşmaya başlayın. Ben denedim ve şimdi size bu tecrübemi aktarıyorum.

Dedim ki "Ah canım ya, kim bilir seni hangi ormanın içindeki ağaçlardan seçtiler, kesip kâğıt yaptılar? Biliyorum ki sen de istemezdin beni üzecek miktarların izini teninde taşımayı ama ne yapabilirsin ki? Bu da senin tekâmülün.

Korkma, sana kötü şeyler yapacak değilim. Buruşturacak, yırtacak, top gibi yuvarlayıp çöpe atacak kadar gaddar değilim. Ben her ne olursa olsun, her ne yaparsa yapsın iktidarın savunucusuyum. Mahalleden çocukluk arkadaşım, koyu Beşiktaş taraftarı olan Muittin'e - Muittin; şu Beşiktaş'ın efsanevi üçlüsü Metin-Ali-Feyyaz yerine bir kez de Recep-Tayyip-Erdoğan demezsen seninle bir daha konuşmayacağım- dedim ve o da bu isteğimi yerine getirmedi diye onu bir kalemde silmiş adamım.

Ben haklıya haklı, haksıza haksız demeyi daha ilk ınga dememle öğrenmiş bir insanım. Senin gibi hiçbir şeyden haberi olmayan, kâğıt olamasa odun olacak Allah'ın ağacına bedel ödetecek kadar psikopat değilim.

Özetle fatura kardeş, farkındaysan seninle ne ılımlı konuşuyorum. İki dost gibi, iki kadim arkadaş gibi. Ben de Sayın Kılıçdaroğlu gibi kamera açıp -Faturamı ödemeyeceğim- demeyi bilirim ama sırf sen konu komşuya, yanan ormanlara, hatıra ormanlarına karşı rezil olmayasın, deşifre olmayasın diye böyle bir yola tenezzül etmiyorum.

İnan sevgili faturacığım, en altta yazan miktarı görmediğim için değil sana olan bu yumuşaklığım. Konuşmam bitince, rakamı görsem de sana karşı aynı tavırda olacak kadar hayat adamıyım ben.

Ben bir eli yağda, bir eli balda, kendini görmüş geçirmiş sananlardan hiç değilim. Ben gördüğünü geçirmiş, geçirdiğini görmüş, geçire geçire görmüş, göre göre geçmiş ve hatta geçirilmiş biriyim.

Bakalım ne gelmiş bu ayki miktar?

Neee! 680 mi? Daha geçen ay 357 gelmişti. Bu ne ya? Allah cezanı versin senin fatura gibi. Seni kim kestiyse elleri kırılsın. Mal gibi kalsaydın ormanda, ne halt ettin de hayatımıza girdin?"

Sonra hemen faturayı top gibi yusyuvarlak yaptım ve sol ayağımla gelişine öyle bir vurdum ki, komşunun parseline uçtu. Sonra da Muittin'i aradım ve "Muittin, bu akşam sen, Metin, Ali, Feyyaz ve ben, 5'li olarak bir çay içelim mi?" diye mesaj bıraktım.

Henüz cevap gelmedi.